Haberler Anasayfa

Gaze-Temiz

Danıştay Başkanlığı'na İtirazımız!

20 Mayıs 2015 Çarşamba - 4161 okunma

Danıştay Başkanlığı'na İtirazımız!

 

DANIŞTAY 1. BAŞKANLIĞI'NA

 
KONU : İçişleri Bakanlığı Mül. Teftiş Kurulu Başkanlığının 2015/81 Sayı 09 Mart 2015 tarihli “soruşturma izni verilmemesine dair”  kararın kaldırılmasına dair itirazımızdır
 
Tebellüğ Tarihi : 11.05.2015
Temiz İzmir Derneği Başkanı ve Köşe yazarı sıfatımla; okuyucularımdan uzun süredir gelen ihbarları dikkate alarak yapmış olduğum inceleme neticesinde; İç işleri Bakanlığınca yapılan Ön İnceleme sonucunda; her ne kadar şikayete konu olan kişilerin kamu zararına neden olmadıkları ileri sürülmüş ise de ve ihbar konularının ise yasal mevzuata herhangi bir aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle soruşturma izni talebinin reddedilmiş olması adalet duygusunu zedeler nitelikte İPTALİ gereken bir idari tasarruftur. 
 
AÇIKLAMALAR;
 
1- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 2. Sayfasının 3. Paragrafında yer alan; “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Satınalma Dairesi Başkanlığı Doğrudan Temin Şube Müdürlüğünün 23.05.2014 tarihli ve 32520461-2938 sayılı, Genel Sekreter Ersu Hızır imzalı Olur’u ile İzmir Büyükşehir Belediyesi için üç yıllığına hizmet binası kiralanması hizmetinin, KDV hariç 6.300.000,00 TL bedelle ekonomik açıdan en avantajlı teklifi veren Abdulakadir Ferahlı’dan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22. Maddesinin (e) bendine göre doğrudan temin usulü ile satın alınmasının uygun olduğu.” Yazılmıştır.
Doğrudan temin incelendiğinde;
 
Madde 22- (Değişik: 30/7/2003-4964/15 md.) 
Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçların ilân yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini usulüne başvurulabilir:
        a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit edilmesi.
b) Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması.  
c) Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun sağlanması için zorunlu olan mal ve hizmetlerin, asıl sözleşmeye dayalı olarak düzenlenecek ve toplam süreleri üç yılı geçmeyecek sözleşmelerle ilk alım yapılan gerçek veya tüzel kişiden alınması.
d) Büyükşehir belediyesi sınırları dahilinde bulunan idarelerin on beş milyar, diğer idarelerin beş milyar Türk Lirasını aşmayan ihtiyaçları ile temsil ağırlama faaliyetleri kapsamında yapılacak konaklama, seyahat ve iaşeye ilişkin alımlar. (1)  
e) İdarelerin ihtiyacına uygun taşınmaz mal alımı veya kiralanması.
 
Sayın müfettiş neden sadece 22. Maddenin (e) bendine atıfta bulunmuştur.  Kiralanan binanın sadece Abdulkadir Ferahlı tarafından karşılanacağının tespit raporu var mıdır? Ayrıca Sn müfettiş ilgili Kanu’nun (e) bendine atıfta bulunurken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Satın Alma Dairesi Başkanı,Bilgi edinme sorumuza yanıtında ilgili Kanun’un ( c ) bendine göre kiralama yapıldığını yazılı olarak tarafıma bildirmiştir. EK ( 1 )   
 
2- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 2. Sayfasının 5. Paragrafında yer alan; “İzmir Büyükşehir Belediyesi görevlileri ile mal sahibi Abdülkadir FERAHLI’nın vekili Seda HEPKURTAŞ arasında imzalanan 24.07.2014 tarihli tutanakla; binanın, elektrik ve su tesisatları, kazan dairesi. ısıtma ve soğutma sistemleri ile asansörlerinin çalışır vaziyette olduğunun tespit edilerek teslim alındığı”
 
Oysaki,  Ekte sunduğum EK(2) 2014/139801 sayılı ihalede 1.713.000,00 TL ihale detayı incelediğinde binanın elektrik tesisi ve binanın baştan aşağıya yenilendiği görülecektir. EK (3) ise birde binaya 159.400,00 TL bedelle Trafo Tesisi yapıldığı görülecektir. Madem her şey çalışır durumda idi neden 2 Milyon TL’ye yakın tutarla bina yenilenmekte?
 
3- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 2. Sayfasının 8. Paragrafında yer alan “Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Şube Müdürlüğünce, Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğüne gönderilen 30/10/2014 tarihli ve 60169311-755- 3613 sayılı yazı ile, binanın görevli Elvan GÜNDÜZ'e teslim edilmesinin istenildiği, Tekniker Uğur AKIN ile İnşaat Teknikeri Elvan GÜNDÜZ arasında 31/10/2014 tarihinde “yapının, bakım ve onarım, elektrik ve su tesisatları, kazan dairesi, elektrik ve su abonelikleri ile her türlü temizlik, güvenlik, ısıtma, soğutma ve asansörlerine dair işletim faaliyetlerinin takibinin tahsis edilen daire başkanlıklarınca yapılmak üzere, mevcut durumuyla tam ve eksiksiz olarak teslim edildiği" şeklinde muhtevalı tutanak düzenlendiği”
 
EK 2 ve 3 sunduğum belgelerden binanın tam ve eksiksiz teslim alındığından söz edebilmek mümkün görülmemektedir.
 
4- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 2.Sayfasının son Paragrafında ve 3. Sayfanın 1. Ve 2. Paragraflarına bakıldığında ise, Sn Müfettiş neredeyse, İzmir Büyükşehir Belediyesi avukatıymışçasına belediye lehine savunma yaptığı görülmektedir. Burada asıl sorun mevzuat ve yönetmeliklere yanlış bir kiralamanın uydurulmasından çok aylık 175 Bin TL +KDV ödeyerek natamam alınan bir binaya milyonlarca para vererek yenilenmesi ve tadilat dolayısıyla kullanamadığın bir binaya kamunun parasının aktarılmasıdır.   
 
5- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 3.Sayfasının 3. Paragrafına bakıldığında ise, “Dokuz Eylül Üniversitesi Vakfı İktisadi İşletmeleri tarafından 2006 yılı Eylül Ay’ında Belediyeye sunulan İzmir Büyükşehir Belediye Binası Deprem Güvenliğinin Belirlenmesi Projesi bağlamında düzenlenen raporlarda; binadaki tüm blokların deprem yönetmeliğindeki kurallara uygun olarak güçlendirilerek, performans düzeylerinin Deprem Sonrası Hemen Kullanılması Gereken Binalar için tanımlanan “Hemen Kullanım” ve “Can Güvenliği” performans düzeyine acilen getirilmesi gerektiği tespitinde bulunulduğu,”
 
2006 yılında deprem yönetmeliğine uygun olamayan bir binanın acilen “can güvenliği” performansına getirilmesi gerekirken yıl 2015 aradan 9 yıl geçmesine rağmen, halen bina yenilenme çalışmalarına başlanılmadığı gibi,  bazı birimlerin mobilyaları yenilenmektedir.  Ayrıca astronomik bedelle kiralanan binaya belediyenin çok küçük bir birimi geçecektir.
 
6- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 3.Sayfasının 4.Paragrafına bakıldığında ise, “Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı Emlak Şube Müdürlüğünce, İzmir Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığına gönderilen 06.01.2012 tarihli yazı ile; Konak İlçesindeki Hizmet Binasının depreme karşı güçlendirilme projesine ve 2007/3 sayılı Başbakanlık Tasarruf Tedbirleri Genelgesine atıf yapılarak, Belediyece hizmet binası olarak kullanılmak üzere mevcut Belediye hizmet binasının kullanım alanına eşdeğer yaklaşık 25.000 m2 toplam alana sahip mülkiyeti Hazineye ait bir veya birden fazla bina bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığını 18.01. 2012 tarihli yazısı ile belirtilen özelliklerde Hazineye ait bir bina bulunmadığının bildirildiği.”
 
Oysaki kiralanan bina 8.665 metrekaredir. Elbette 25 Bin metre kare bir bina bulmak zordur. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bilgi Edinme soruma yanıt olarak Emlak Yönetimi Dairesi Başkanı A.Nejat Güçlü tarafından imzalı yazıda ise ”Ayrıca belediyemiz taşınmazları arasında belediye hizmet binası yapılacak taşınmazlar mevcut olup, hizmet binası yapımı bir program dahilinde planlanmaktadır….” 2006 yılından bugüne bir plan yapılamadığı için mi 3 yıllık 6.300.000,00 TL + KDV kiralanan ve üzerine milyonlarca lira masraf yapılması kamu zararına neden olmak değil midir? EK (4) 
 
7- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 4.Sayfasının 3.Paragrafına bakıldığında ise, “Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğünün 10/07/2012 tarihli ve M.35.l.İBB.0.21.01-020-4030 sayılı Olur'u ile görevlendirilen teknik elemanlardan müteşekkil üç kişilik komisyonun, durumu çeşitli yönlerden incelediği, yedi adet binanın İzmir Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası olarak kullanıma uygun olmadığı tespitinde bulunduğu, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Hizmet Alımları Şube Müdürlüğü tarafından Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğüne gönderilen 05/10/2012 tarihli yazı ile: bu komisyon raporuna atıf yapılarak, ilgili rapor doğrultusunda geçerli teklif kalmadığı ancak dosyanın işlemden kaldırılmadığı. 28 Eylül 2012- 03 Ekim 2012 tarihleri arasında basın ve internet yolu ile ilana çıkıldığı, dört firmadan tekrar teklif istenildiği ancak olumlu yanıt alınamadığı ve başka teklif gelmediğinden Hizmet Binası Kiralama işinin yapılamadığının bildirildiği,”
 
2012 yılından bu güne İzmir Büyükşehir Belediyesi sadece anılan binayı mı bulmuştur.
 
8- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 4.Sayfasının son Paragrafına bakıldığında ise, “Hizmet binası kiralanması için taşınmazın yıllık kira bedelinin tespiti" konulu ve 07/02/2012 tarihli, Emlak Şube Müdürü H. Haınza AKDAG. Harita Mühendisi Tayfur Cumhur BARLAS ve İnşaat Mühendisi Aytaç KOÇAK’ın imzaları bulunan Bayraklı, Karşıyaka ve Konak İlçelerini kapsayan kira değerleme raporunda: “Muhtelif binaların, kira bedelleri ve alanları üzerinden yapılan hesaplama neticesinde, aylık ortalama kira bedeli 20 TL/m2 olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, Belediyemizin ihtiyacı olan yaklaşık 25.000 metrekare'lik bina veya binaların kiralanması durumunda, yıllık yaklaşık olarak (25000x12x20=) 6.000.000 TL (altı milyon lira) maliyet oluşturacağı sonucuna ulaşılmıştır." tespitine yer verildiği, yine adı geçenler tarafından hazırlanan Bayraklı. Karşıyaka ve Konak İlçelerini kapsayan 13.06.2013 tarihli muhammen kira bedeli tespit raporunda; “07.02.2012 tarihinde tespit edilen ve yukarıdaki tabloda sunulan piyasa araştırması çalışmasının mevcut piyasa koşullarında da güncelliğini devam ettirdiği tespit edilmiştir. Muhtelif binaların, kira bedelleri ve alanları üzerinden yapılan hesaplama neticesinde, aylık ortalama kira bedeli 20 TL/m'' olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, Belediyemizin ihtiyacı olan yaklaşık 25.000 metrekarelik bina veya binaların kiralanması durumunda, yıllık yaklaşık olarak (25000x12x20=) 6.000.000 TL (altı milyon lira) maliyet oluşturacağı kanaatindeyiz.” saptamasında bulunulduğu,”
 
Rakamlar incelendiğinde yıllık 6 Milyon TL kiralamak zorunda kalacaklarını ifade ederlerken yıllık 6 Milyon TL 25 Bin metre kareye ödenecek bir rakamdır. Kiralanan bina 8.665 metrekaredir, yani 16.335 metre kare daha küçüktür. Nasıl olurda 25 Bin metre kareye 6 Milyon ödemek için 8665 metrekare yere yıllık 2.100.000,00 TL+KDV ödenebilmektedir?
 
 
9- İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 5.Sayfasının 3.Paragrafına bakıldığında ise, “Müştekinin 22.08.2014 tarihli dilekçesinin akabinde, İzmir Valiliğinin 05.09.2014 tarihli yazısı ile İzmir Defterdarlığından iddiaların araştırılmasının istenildiği, Defterdarlık Personel Müdürlüğünün 11.09.2014 tarihli Onay’ı ile konu hakkında araştırma yapmak üzere Defterdarlık Uzmanı görevlendirildiği, hazırlanan 13.10.2014 tarihli Araştırma Raporunun, 17.10.2014 tarihli ve 62743401.212/2014-1-48920 sayılı yazı ile İzmir Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğüne sunulduğu, Defterdarlık Uzmanı’nın isteği üzerine. İzmir Ticaret Odası bilirkişileri tarafından hazırlanan 14.10.2014 tarihli ve 53 numaralı taşınmaz değerlendirme raporunda; ”Civarda emsal bina olarak kiralanmış pek fazla yer yoktur, bu nedenle binanın bugünkü satılabilir değerinden bakarak kaç yılda kira değeri üzerinden amorti edebileceği kriterinden ve kullanılabilir kapalı alanların değerli semtlerdeki emsal işyeri kira değeri/metre kare kriterinden yola çıkılarak analiz yapmak mümkün olabilmiştir.Bu mukayeseler neticesinde söz konusu taşınmazın günümüz emlak aylık net kira rayiç değerinin; 80.000 (seksen bin) - 90.000 TL (doksan bin lira) arasında olabileceği kanaatine varılmıştır.görüşünün belirtildiği,”
 
Defterdarlık Uzmanının yaptığı araştırmada soruşturmaya neden olan taşınmazın emsallerinin 80 Bin TL ya da 90 Bin TL olacağı kanaatine varılmışken 3 aylık peşin ödemeler yapılan binaya 175 Bin + KDV ödenmesi kamu zararı değil midir?
 
10 İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 5.Sayfasının son paragrafına bakıldığında ise,
 
Sn Müfettiş İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin avukatı olsaydı anca bu kadar savunma yapabilirdi diye düşünmekteyim. Çünkü ortada Defterdarlık uzmanının yaptırdığı değerleme raporunda 80-90 Bin TL olması gereken binanın 175 Bin TL + KDV olmasının kamu zararının varlığından söz edilemeyeceğini rapor edebilmektedir.
 
11 İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 6.Sayfasının 2.paragrafına bakıldığında ise, “Kamu İhale Genel Tebliğinin "227 1.4.” maddesinde; fiyat araştırmasının, ihale uygulama yönetmeliklerinde yer alan yaklaşık maliyetin belirlenmesine dair esas ve usullere göre yapmanın, idarelerce gerekli görülmesi ile sınırlandırıldığı, idarelerin, kendi takdirlerine bırakılan hususlara itibar etmemiş olmaktan veya mevzuatın zorunlu addetmediği bir işlemi yapmamış olmaktan dolayı sorumlu tutulamayacakları, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunumun 2’nci maddesinde; “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez. ” hükmünün olduğu, İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kullanımına Uygun Hizmet Binası Kiralanması Hizmeti Alımına ilişkin piyasa araştırması sırasında. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunumun "Yaklaşık maliyet” başlıklı 9. maddesi ve Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Yaklaşık maliyete ilişkin ilkeler” başlıklı 7'nci maddesi ile “Yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas miktar ve fiyatların tespiti” başlıklı 8'inci maddesine göre işlem yapmadıkları ileri sürülerek ilgililere suç isnadında bulunulmayacağı,”
 
İhale Kanunu’nun ilgili maddeleri incelendiğinde ise, Sn Müfettişin yorumuna katılmak mümkün görülmemektedir.
 
12 İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 6.Sayfasının 3.paragrafına bakıldığında ise, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğünün 08.05.2014 tarihli ve 19606469-756-3727 sayılı, Belediyece hizmet binası olarak kullanılmak üzere üç yıllığına bina kiralanmasına ve ihale işlemlerinin Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca yürütülmesine dair Olur’daki imzanın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz KOCAOGLU’na ait olmayıp Belediye Başkan Vekili Dr. Süleyman Sırrı AYDOĞAN a ait olduğu, belediye başkanlarının 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun Üst Yöneticiler başlıklı 11. maddesi uyarınca ihale yetkilisi olmadıkları, 08.05.2014 tarih ve 19606469-756-3227 sayılı Olur’un. “üst yöneticinin, bazı mali işlemleri isler süreçine başlanılmadan önce ön izne tabi tutması" halini tasvir ettiği, ihale yetkilisi olmaktan doğan sorumluluğu celp edici özelliğinin bulunmadığı,”

Üst yöneticiler Madde 11- Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir. Ancak, Millî Savunma Bakanlığında üst yönetici Bakandır. Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar. Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirirler. Sn Sırrı Aydoğan, Başkan vekili sıfatıyla olur’a imza atabilir mi?
 
13 İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 6.Sayfasının 4.paragrafına bakıldığında ise, “İzmir İli, Konak İlçesi. Mersinli Mahallesi, 557 pafta. 8551 ada, 1 parselde kayıtlı, Abdülkadir FERAHLI’ya ait binanın; elektrik ve su tesisatları, kazan dairesi, ısıtma ve soğutma sistemleri ile asansörlerinin mal sahibi tarafından bakım ve onarıma tabi tutulduktan sonra Harita Mühendisi Tayfur Cumhur BARLAS ve İnşaat Mühendisi Aytaç KOÇAK ile Abdülkadir FERAHLTnın vekili Seda HEPKURTAŞ arasında düzenlenen 24/07/2014 tarihli tutanakla teslim alındığı, Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğünün 13/10/2014 tarihli ve 19606469-756-7131 sayılı, Genel Sekreter Pervin Şenel GENÇ imzalı Olur’u ile; Fen İşleri, Ulaşım, Altyapı Hizmetleri, Banliyö ve Raylı Sistem Yatırımları, Makine İkmal Bakım ve Onarım, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlıklarına tahsis edildiği. Kiralanan binanın bilahare, Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Şube Müdürlüğünün Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı Taşınmazlar Şube Müdürlüğüne gönderdiği 30.10.2014 tarihli ve 60169311-755-3613 sayılı yazısına istinaden. Tekniker Uğur AKIN ile İnşaat Teknikeri Elvan GÜNDÜZ’ün imzaları havi 31.10.2014 tarihli hizmet binası teslim tutanağı ile ve bakım, onarım, abonelik, temizlik, güvenlik, ısıtma, soğutma, asansör vb. iş ve işlemleri tahsis edilen daire başkanlıklarınca yapılmak üzere Elvan GÜNDÜZ'e teslim edildiği”
 
Burada asıl anlaşılamayan, Abdülkadir FERAHLI’ya ait binanın, elektrik ve su tesisatları, kazan dairesi, ısıtma ve soğutma sistemleri ile asansörlerinin mal sahibi tarafından bakım ve onarıma tabi tutulduktan sonra denilmesine karşın bina baştan aşağıya yenilenmiştir. İspatı ise ihale kayıtlarında vardır. Teslim alınan binanın her şeyi ile tam ve taşınır durumda olduğundan bahsetmek ne kadar gerçekçidir?
 
14 İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından hazırlanan raporun 6.Sayfasının son paragrafına ve 7. Sayfanın ilk paragrafına bakıldığında ise, “İzmir İli, Konak İlçesi. Mersinli Mahallesi, 55" pafta. 8551 ada. 1 parselde kayıtlı, Abdülkadir FERAHLTya ait binanın teslim alındığı tarihten itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesinin zilyedinde ve bu bağlamda tasarruf tahtında bulunduğu, binada hizmet yürütecek birimlerin belirlendiği, binaya taşınmasına karar verilen birimlerin hizmet gereklerine en uygun tarzda yerleşmelerine yönelik çalışmaların belli bir zamana yayılmasının kabul edilebilir bir durum olarak görüldüğü, binanın 10.10.2014 tarihi itibariyle İzmir Büyükşehir Belediyesince faal olarak kullanılmamakta olması halinin. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun "Kamu zararı'" başlıklı 71’inci maddesindeki tanıma uygun bir kamu zararının olmadığı, dolayısı ile 5237 sayılı Türk Ceza kanunumun “Görevi kötüye kullanma"' başlıklı 257'nci maddesinde tasvir edilen biçimde işlenmiş bir suç fiilinin mevcudiyetine delil saymanın imkan dahilinde olmadığı.”

Belirtilmiş olmasına karşın kiralanan binanın yapımı için yüklenici ile sözleşme tarihi 05.01.2015 ve işin bitim tarihi ise 15.05.2015 tarihi olduğu düşünülecek olduğunda kiralanan tarihin neredeyse 1 yıl sonrasına binanın kullanılması kamu zararına sebebiyet vermemiş midir?  
 
İçişleri Bakanlığınca kaleme alınan soruşturma izni verilmediğine ilişkin Mül.Teftiş Kurulu Başkanlığının 2015/81 no 09 Mart 2015  Tarihli kararı tarafımca 11.05.2015  tarihinde tebellüğ edilmiş olup; söz konusu kararın idari tasarruf, adalet duygusunu ve kamu vicdanını zedeleyen hukuka aykırı bir işlem olup, bu kararın İPTAL suretiyle ortadan kaldırılmasını ve SORUŞTURMA İZNİ verilmesine karar verilmesini talep etmekteyim.
 
EK (1) 11.08.2014 tarih Sayı; 32520461934-2-4964 Konu; Akdemir Plaza Kiralanması Hk yazı.
EK (2)  Bina tadilatı Ekap İhale Detayı 6 Sayfa
EK (3) Trafo Yenilenmesi Ekap İhale Detayı ve Yapım ihaleleri Dairesi Başkanı imzalı yazı.
EK (4) 19606469-756-4661 Sayı Emlak Yönetimi Daire Başkan’ı imzalı yazı.
EK (5) Kira Sözleşmesi
EK (7) İçişleri Bakanlığının Soruşturma İzni Verilmemesi Kararı 7 sayfa  
EK (8) Kaleme aldığım haber yazıları.
 

YORUM EKLE

Lütfen tüm alanları eksiksiz doldurunuz.
Tamam

İşleminiz yapılıyor.

Yorumunuz Kaydedilmiştir. Editör onayından sonra yayınlanacaktır.

YORUMLAR (1)

Misafir (21 Mayıs 2015 Perşembe) diyor ki;
Cesamin ÖZKAN
Hukukun üstünlüğü üzerine ahkam kesenler danıştay'dan gelecek karar ile kaç yüzleri olduğunu ortaya koymuş olacaklar. CHP ye en büyük darbenin İzmirde kendi içinden geldiğini tespit eden iktidar, bu tip hukuk dışılığı tartışılır işlemler karşısında Aziz Kocaoğlu ve onun reisliğinde oluşturulmuş yapıların iş ve eylemlerine karşı ''Bulandırma denizi '' kurnazlığı ile davranmaktadır. Elbette onların penceresinden bakıldığı zaman haklıdırlar tabiki. Sonuçta CHP nin en fazla yara alacağı ona en fazla zarar üreten odakların eylemlerine engel olmak kadar aptalca bir davranış beklenmez. Baktılarki Aziz Kocaoğlu ve ekibi İzmirde CHP ye % 12 nin üzerinde oy ve sekizden fazla belediye başkanlıklarını kaybettirme yeteneğini gösteriyor, o zaman bu yapıya dokunmamanın CHP ye kayıplar, dolayısı ile AKP ye kazançlar sağlamasının devamı için gereken ne ise onu yapmayı akılcı bulmuşlardır. Çünkü hatırlayınız ne zaman büyük şehir için soruşturma başlatılmışsa Aziz Kocaoğlu kamuoyunda hak etmediği primi yapmış, belediyecilik adına politikacılık adına beceriksiz işlerini böylecek kamufle etme şansını yakalamıştır. Bunun en büyük zararı da CHP ye olmuştur. Çünkü sonuçta tabanında olumsuzluk üretme merkezi haline gelmiş olan bu adam gündemde kalma süresini uzatarak CHP ye kayıplar yaşatma süresinide uzatmıştır. O nedenle iktidar bu gerçeği görerek Aziz Kocaoğluna ve onun etiketini taşıyan yapılara dokunmama kararı alarak çok kurnaca davranmıştır. Diğer yandanda Aziz Kocaoğlu ile birlikte ortak paydalarda birleşerek uyum içinde çalışma alanlarıda oluşturmuşlardır. Yani AKP bir taşla hatta derenin taşıyla iki kuş birden vurmayı başarmıştır. Bakın yurt genelinde perişan hallere doğru ilerleyen AKP nin en iyi olduğu il İzmirdir.Bunun mimarı ise Aziz Kocaoğlu ve onun oluşturduğu kişi ve yapılar olmuştur. Bilinçli ayakları yere basan gerçek CHP liler bunun farkına varmış olanlar ise bu kişi nedeni ile ortaya çıkan güç kaybını gidermek ve CHP tabanının yanı sıra potansiyel CHP li oylara seçmenlere hitaben çalışmlarını yapma durumunda olarak bu göreverini yapmaya çabalamış ve çabalarına devam etmektedirler. Genel seçimlerde 8 Haziranda parti gereken oy patlamasını İzmirde yaparak yerel seçimlerdeki gerilemenin nedenin ve adresinin olan Aziz Kocoğlu ve onun oluşturduğu yapı olduğunu kanıtlayarak yanıt vermiş olacktır. Bu bağlamda dönemi, öznel koşulları ne olursa olsun usulsuzlük ve başka tanımlı suçlar sabittir ve onların karşılığındaki cezalarda aynen sabittir. Günü geldiği zaman cinsine cibiliyetine partisine meşrebine bakılmaksızın yüce yargı işlenmiş olan suçlarla ilgili üzerine düşen görevi mutlaka yerine getirecektir. Bu tür davaların zaman aşımı gibi bir yerlerini kurtaracak şanslarıda asla olmuyor. Kamu kaynaklarını çar çur eden, halkın vergileri ile toplanan ve hizmete aktarılması gereken paraların böyle devasa kira bedelli olup birde kullanılmayan binalara verilmesinden kaynaklı vebal kimsenin üzerinde kalmaz mutlaka hesabı sorulur. Hukuki çalışma içeriği bu kadar detaylı ve kapsamlı olan bu dava süreci için TEMİZ İZMİR DERNEĞİ ayrıca taktire şayan bir işi yine yapmış, halkımızın güvenini desteğini artarak sağlamıştır. Temiz ve huzurlu çağdaş mutlu ve onurlu toplumlar bu tip derneklerin çalışmaları ile inşa edilebilmektedir. Ve yine temiz olmayan, çağdaşlıktan uzak il yapıları oluşturmaya çalışan sözde toplumsal yönetim birimlerinin yöneticileride işte yine TEMİZ İZMİR DERNEĞİ yüzündendir ki rahat uyuyamamaktadırlar. Toplum yapısı içerisinde toplum karşıtı çalışan iki yüzlü ve üstelik halkçı bir kitle örgütü içine sızarak kirli işler yapan iki yüzlülerin vereckleri hesap çok daha farklılık gösterecektir. Her geçen gün bilinci artan kişilerin artması ile ve o oranda güçlenen TEMİZ İZMİR DERNEĞİ halktan gizli iş yapma düşünceleri içerisinde oldukları zaman artık rahat davranamıyor ve izlendiklerini bilenlerin uykularını kaçırmayı artırarak başarıyor. Her kesimin her partinin temiz üyelerinin koşulsuz destek vermesi gereken bu dernek batıya dönük yüzümüzün aydınlanmasını sağlayan bir yapı olduğunu kanıtlamıştır.

Diğer Haberler