Gaze-Temiz-Gaze-Temiz
http://www.gaze-temiz.com

Kanun, kanun koyucudan akıllıdır.
Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com

 

Optimum AVM ile ilgili İzmir 1 No’lu Sit Kurulu cevabından sonra, cuma günü bizzat sit kuruluna gittim. Bölge kurulu müdürü Ulvi Özel rahatsızlandığından makamında yoktu.

 
Yerinde olsaydı, kafama takılan soruları yöneltecektim. Ne yazık ki sorularımı soramadım. 
 
Konuya ilişkin, hafta sonu bu saate kadar çalıştım, ilke kararlarını mahkeme kararlarını netten araştırdım ve en sonunda buldum.
 
Kafama takılan bir detay vardı, koruma kurulu müdürü imzalı yazıda, “Kültür ve Tabiat Varlıklarım Kuruma Yüksek Kurulu'nun 05.11.1999 gün ve 664 sayılı ilke karan uyarınca parseldeki her türlü uygulama öncesinde Koruma Bölge Kurulu izni alınması gerekmektedir.” Yazısı var iken nasıl olur da ilgili belediyesi ruhsatları verebilmişti?
 
Öyle olsaydı, bu yazıyı yazmazdı değil mi?
 
Gaziemir Belediyesinde, KUDEB birimi de yok, kime danıştı da ruhsatları verdi? Bu arada KUDEB; Koruma Uygulama ve Denetim Büroları demek oluyor.
 
Bu birim sadece Konak Belediyesinde var.
 
Şimdi gelelim ruhsatların neden verilemeyeceğine.
 
Doç. Dr. Hasan Nuri YAŞAR konuya ilişkin öyle güzel açıklamalar yapmış ki, bu açıklamalardan sonra ilgili belediyesi, ne İKSA Ruhsatını ne de İnşaat Ruhsatını verebilir.
 
Hele hele mimari projesini, ilgili belediyesince değerlendirilebileceğini de sanmıyorum.
 
O zaman her belediye kendi değerlendirsin, Sit Kuruluna gerek kalmasın değil mi?
  
Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesine göre, “Bu Kanunun amacı; korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili tanımları belirlemek, yapılacak işlem ve faaliyetleri düzenlemek, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilatın kuruluş ve görevlerini tespit etmektir”. Görüldüğü üzere, KTVKK, kültür ve tabiat varlıklarını tanımlama ve koruma işlemlerinden oluşan koruma düzeni ile bu düzeni ilke ve uygulama kararları ile yürürlüğe koyacak teşkilatı düzenlemektedir. Kuşkusuz bu varlıkların korunması yasal kurallar yanında toplumsal sorumluluk da gerektirmektedir. 
 
KTVKK’nun “Yetki ve yöntem” başlıklı 10/1. maddesine göre, “Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve bunların her türlü denetimini yapmak veya kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve valiliklere yaptırmak, Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir”
 
ister koruma bölge kurulları ister KUDEB tarafından izin verilsin ve denetimi yapılsın, ruhsat verme yetkisi her zaman belirtilen idarelerdedir. Ancak, a) KUDEB’lerin ilgili idarelerin bünyesinde olması b) KTVKK’un “ Kararlara uyma zorunluluğu” başlıklı 61. maddesine göre, “Kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorundadır”
 
.Ünlü Latin özdeyişine göre, “Kanun, kanun koyucudan akıllıdır”, diğer bir söyleyişle, kanunun koyucu ne düşünürse düşünsün önemli olan, “kanun metni”dir. Dolayısıyla, sıralamanın yanlış yapıldığını iddia etmek başka, kanunu metnin tersine okumaya çalışmak başka şeydir.
 
2.3. Proje onaylama yetkisi ve inşaî ve fi ziki müdahale Sorun KUDEB’nın sit alanlarındaki tescilli parseller hariç parsellerde koruma bölge kurullarından bağımsız ve doğrudan koruma amaçlı imar planlarının uygulanmasına yönelik “inşaat” izni kararı verip veremeyeceği olunca, inşaatın başlamasına olanak veren “proje onaylama” yetkisinin kimde olduğu sorusu gündeme gelmektedir.
 
Benim anlatmaya çalıştığım işte bu konudur, inşaat iznini KUDEB bile veremezken nasıl oluyor da, Gaziemir Belediyesi verebilmekte? 
 
KUDEB’lerin “proje” onaylama yetkisi KTVKK’nun hiçbir maddesinde zikredilmemiştir. Buna karşılık, proje onaylama yetkisinin koruma bölge kurulların yetkisinde olduğunu gösteren iki düzenlemeye Kanunda açıkça yer verilmiştir. 1168 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XII, Y. 2008, Sa. 1-2 Doç. Dr. Hasan Nuri YAŞAR Bunlardan ilki, Kanunun 57. maddesinin 6. fıkrasının son cümlesindeki, “(Ek fıkra: 14/7/2004 - 5226/11 md.) Koruma bölge kurulu, belgeleri tam olarak koruma bölge kuruluna ibraz edildiği tarihten itibaren, koruma amaçlı imar plânlarını en geç altı ay, uygulamaya yönelik projeleri ise en geç üç ay içinde karara bağlar” kuralıdır. Bu madde ile uygulamaya ilişkin projeleri karara bağlamak (onay, düzelterek onay veya red) yetkisi koruma bölge kurullarına verilmiş ve bu konuda tescilli parseller hariç sit parsellerinin inşaat konusu olduğunda uygulama projelerinin KUDEB tarafından karar bağlanacağına ilişkin bir kurala yer vermemiştir.

Gaziemir Belediyesinde KUDEB birimi bile yokken hangi kanuna göre mimari projeler onanmıştır ve ruhsatlar verilmiştir?

KUDEB’nın proje onaylama yetkisi bulunduğuna dair ne bir açık, ne kapalı kural, ne de imalı bir kural mevcuttur.
 
Bu durumda, gereke KUDEB ve gerekse bünyesinde KUDEB bulunduran idarelerin sit alanlarında tescilli parseller hariç parsellere ilişkin proje onaylama yetkisi bulunmamaktadır.

O halde, “uygulama projelerini karar bağlamak” yetkisi koruma bölge kurullarında olduğundan KUDEB’nın içinde bulunduğu idarelerin koruma bölge kurulları tarafından karar bağlanmamış projelere dayanarak inşaat izin verme yetkileri olduğu kabul edilemez. Bu sonuçla, koruma bölge kurulları tarafından avan projeleri onaylanmamış söz konusu parsellerde inşaat yapılmasına ilişkin izinlerin ilgili idareler tarafından verilmesinin hukuka açık biçimde aykırı olacağı kanısındayım.
 
Sonuç KTVKK’nun “Korunma alanı ile ilgili karar alma yetkisi” başlıklı 8. maddesinde, “(T)escil edilen korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunma alanlarının tesbiti ve bu alanlar içinde inşaat ve tesisat yapılıp yapılamayacağı konusunda karar alma yetkisi Koruma Kurullarına aittir (…) Korunma alanlarının tespitinde, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları- nın korunması, görünümlerinin ve çevreleri ile uyumlarının muhafazası için yeteri kadar korunma alanına sahip olmaları dikkate alınır” denilmektedir. Anayasanın 124. maddesine göre, “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tü- zel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelik çıkarabilirler”.
 
Bu yönetmelikler uygulama yönetmelikleridir. Dolayısıyla bu yönetmelikler, dayanaklarını oluşturan kanunun bütünüyle uygulanmasını sağlayacak kuralları içermek zorundadırlar. Kanuna uygun yapılmadıklarında kanunun uygulanması gerektiğinde şüphe yoktur. Oysa olayımızda, kanuna uygun yapılmadığı ileri sürülen yönetmelik yorumla tamamlanarak kanuna rağmen uygulanmaktadır.
 
Burada söz konusu olan avan proje onaylama yetkisidir. Yetki kuralları, İdare Hukukunda kamu düzeninden sayılır, yorum yoluyla değiştirilemez. Bu durumda, KUDEB yoluyla, koruma bölge kurullarının yetkisinde olan avan proje onay ve buna dayalı inşaat izni verilmesine ilişkin 1172 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XII, Y. 2008, Sa. 1-2 Doç. Dr. Hasan Nuri YAŞAR kararlar, basit bir yetki tecavüzü olmayıp, merkezi idare ile yerel yönetim arasında meydana geldiğinden ağır ve bariz bir yetki tecavüzü oluşturur ve yok hükmünde sayılır.
 
Şimdi verilen ruhsatların iptalini istemek farz oldu mu olmadı mı? Yine bize mahkeme yolları açıldı!