x
   

Bir CHP Seçmeninin Sosyal Medyada

4 Haziran 2017 Pazar , 23:22
Okunma: 4066
4 Yorum

Yaptığı Paylaşım bir hayli ilginç

 
KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA AÇIK MEKTUP*
- I -
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu;
 
Son açıklamalarınızdan birinde; "Berat Albayrak'ın Irak'ta ne yaptığını biliyoruz, belgeleri elimizde ama söylemiyoruz." dediniz.
 
Daha önce de;
 
"15 Temmuz ile ilgili tüm belgeleri elimizde ama söylemiyoruz."
 
ya da,
 
"15 Temmuz öncesi AKP milletvekilleri Fetöcülerle görüştü, belgeleri elimizde ama söylemiyoruz."
 
veya,
 
"By-Lock kullanan AKP milletvekillerini biliyoruz, belgeleri elimizde ama söylemiyoruz."
 
gibi cümleleriniz de oldu...
 
"Bilip de söylememek" gibi bir siyaset biçimi var mı beyefendi? Biliyorsanız çıkıp dürüstçe söyleyeceksiniz. Bilmiyorsanız ortalığa kuru sıkı cümleler savurmayacaksınız.
...
Eğer gerçekten bilip de söylemiyorsanız; bundan çıkan sonuç şudur ki; AKP'yi koruyorsunuz, bazı pisliklerin gizli kalmasını tercih ediyorsunuz, bunların gizli kalması nedense işinize geliyor, bizim sırrına eremediğimiz bir nedenden dolayı AKP'ye yardım ediyorsunuz, kimbilir, belki de bu rezilliklere ortaksınız...
 
Eğer hiç bir şey bilmiyor, ama yine de "Biliyorum ama söylemiyorum" diye kuru sıkı atıyorsanız, bu yalanınızla bilin ki gözümüzde pek az kalan saygınlığınızı da ciddi şekilde tehlikeye atıyorsunuz...
 
Genel kültürünüze ve bilginize güvenim tam; o yüzden eminim ki daha önceden Bertold Brecht okumuşsunuzdur; size onun bir sözünü anımsatmak isterim:
 
"Hiç bir şey bilmeyen cahildir ama bilip de susan ahlaksız!"
 
Yani Sayın Kılıçdaroğlu;
 
Eğer gerçekten bir şeyler biliyor ama söylemiyorsanız, sizin ne olduğunuzu ben değil Brecht tanımlamış demektir.
 
Ama eğer hiç bir şey bilmediğiniz halde "Biliyorum ama söylemiyorum" diyorsanız, o halde izin verin ben tanımlayayım; yalancısınız.
...
* CHP seçmeninin (Brecht'in deyimiyle) ahlaksızlara da, yalancılara da ihtiyacı yoktur.
---------------------------------
- II-
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu;
 
Yine konuşmalarınızda 15 Temmuz için sık sık "Kontrollü Darbe" sözü kullanıyorsunuz. Doğrudur, mümkündür. Bir "Darbe Senaryosu" izlemiş olabiliriz.
 
O zaman AKP'nin Yenikapı'da yaptığı gövde gösterisine gidip 15 Temmuz'un gerçek bir darbe olduğu fikrine katılmayacaktınız.
 
Oysa siz; bir filmin yardımcı oyuncusu, hatta figüranı gibi, yanınızda küskün eşinizle kürsüye çıkıp 15 Temmuz'un gerçek bir darbe olduğu fikrini meşrulaştırdınız.
 
Hem gidip 15 Temmuz ardından Yenikapı "şovuna" katılacaksınız, konuşma yapacaksınız; hem de daha sonra bu olayın Kontrollü Darbe olduğunu savunacaksınız...
 
Baştan tavır alınmayınca, sonraki tavırlar komediden öteye gidemiyor beyefendi...
...
Madem 15 Temmuz kontrollü bir darbeydi; o halde neden hemen "bildiklerinizi" anlatmadınız, neden "elinizdeki belgeler" ile sözünüzü kanıtlamadınız?
 
Madem bilginiz-belgeniz vardı, neden bütün bu olanlara izin verdiniz? Neden darbenin sahte olduğunu kanıtlamadınız da bunun sonucu olan yüzlerce tutuklamaya, binlerce işten atılmaya yol açtınız?
 
Sahi, siz neden koştura koştura gidip hemen Yenikapı'da yer aldınız? Yoksa başka bir partinin eşbaşkanları ve milletvekilleri gibi tutuklanmaktan mı korktunuz? Ya da kasetle gelmiş olmanın getirdiği "yine kasetle gitme kaygısını" mı duydunuz?
...
* CHP seçmeninin korkaklara ve tavrından dönenlere de ihtiyacı yoktur.
---------------------------------
- III -
Sayın Kılıçdaroğlu;
 
Her koşulda eleştirdiğiniz, karşı çıktığınız ve güya iktidardan indirmek istediğiniz Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nu çıkarmanızın amacı ya da beklentisi neydi?
 
İki şey birbirine yakın olduğunda, bunun ilk olanı seçilir; eşitler arasında ilkler önceliklidir... Yani İhsanoğlu - Erdoğan seçiminde Sayın Erdoğan'ın "Primus Inter Pares" olacağını, yani "Eşitlerin Birincisi" olacağını bilmiyor muydunuz?!
 
Sayın İhsanoğlu'nun, Sayın Erdoğan karşısında hiç bir şansı olmayacağını bilmiyor muydunuz? Neden birşeyin aslı dururken taklidine oy verilsin ki?!
 
Neden kendi partinizdeki pırıl pırıl insanlardan birini aday göstermediniz? Neden tüm İlçe Teşkilatları ve İl Teşkilatları "Yılmaz Büyükerşen" isminde karar kılmışken, kurmaylarınız da Sayın Yılmaz Büyükerşen'i desteklemişken, siz de bunu onaylamış ve açıklayacağınızı belirtmişken, üstelik bu açıklamayı yapmak için Eskişehir'i de seçmişken; neden birden kürsüde Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adını açıklayıverdiniz? Sizi bu son saniye kararına iten nasıl bir düşüncedir?
 
Evet, belki Sayın Büyükerşen olsa da kaybedecektiniz, ama kaybetmenin onurlu biçimi vardır.
 
Onurla yenilmek, onursuzca kazanmaktan bile iyiyken; siz tutup bir de onursuzca yenildiniz...
 
Keşke Sayın Selahattin Demirtaş'ın yaptığı gibi, hiç olmazsa kendiniz aday olsaydınız... Yine kaybederdiniz ama kaybetmenizin sonucu sizin için, yani zaten 8 seçim kaybetmiş biri için sanırım çok yıkıcı olmazdı... Dayanabilirdiniz eminim.
...
* CHP seçmeninin kendi içinden aday gösteremeyenlere, gösterilen adayı da engelleyenlere ihtiyacı yoktur.
---------------------------------
- IV -
Sayın Kemal Bey;
 
AKP'nin iktidar için yeterli oy oranını sağlayamadığı genel seçimlerde, koalisyon görüşmeleri sırasında AKP ile de görüştünüz. AKP kabul etseydi belki onlarla da koalisyon yapacaktınız. Dün ak dediğinize bugün çok diyecektiniz yani...
 
Ve ardından Sayın Devlet Bahçeli'ye, kendinizin hiç sahip olamadığınız Başbakanlık makamını armağan etmeye kalktınız; Sayın Bahçeli bu hadsiz armağanınızı "Başbakanlık bir hediye değildir, onu verirse millet verir" diye özetleyebileceğim çok sert biçimde yanıtladı.
 
Size verdiğimiz oyları nasıl Sayın Bahçeli'ye armağan etmeye kalkabildiniz? Onun Başbakan olmasını isteseydik, oyumuzu ona verirdik beyefendi...
...
* CHP seçmeninin kendi oylarına değer vermeyip mirasyedi hovarda gibi ona buna dağıtanlara ihtiyacı yoktur.
---------------------------------
- V -
Sayın Kılıçdaroğlu;
 
Buyurun daha eskilere, Gezi Dayanışması zamanlarına gidelim...
 
Teksim'de Gezi Parkı'nda direniş sürerken; siz sanki bir Grev Kırıcı gibi Kadıköy'de miting düzenlemeye kalkmadınız mı? Kadıköy Mitinginize katılım olmasını beklemediniz mi? Hadi hiç olmazsa şimdi dürüst olun, bu katılımın Gezi Dayanışması'nı zayıflatmasını hiç mi ummadınız?! İnsanların Gezi'yi bırakıp sizin mitinginize gelmesini hiç mi umut etmediniz?!
 
Ama olmadı beyefendi; insanlar Gezi'yi bırakıp Kadıköy'e, sizi alkışlamaya gelmedi... Onların bir işi, bir sorumluluğu vardı çünkü...
 
Kimse gelmeyince Kadıköy Mitinginizi iptal ettiniz. Muhtemelen "Onlar gelmiyorsa ben gideyim de katılmış görüneyim bari" diyerek, ardınıza kurmaylarınızı da takıp Gezi Parkı'na geldiniz. İnsanlar umutla sizin çevrenizi sardılar; bir cümle, bir haber, bir tavır, bir duruş beklediler.
 
Siz ne dediniz Kemal Bey?
 
"Ben vatandaş kimliğimle buradayım." dediniz!
...
Oysa vatandaş kimliğimizle orada olan bizlerdik, sizin "Ana Muhalefet Partisi Başkanı" kimliğinizle orada olmanız gerekirdi. Bize "Vatandaş Kemal" lazım değildi, bize "Parti Lideri Kemal" lazımdı...
 
Biz parkları tutardık, siz de Meclis'i tutacaktınız.
 
Biz vatandaş kimliğimizle direnirdik, direndik de...
 
Siz Parti Başkanı kimliğinizle, size destek olan herkesi oyuyla direnecek ve bizden çok daha fazla başarı elde edecektiniz; ama yapmadınız Kemal Bey...
 
Siz "Ben vatandaş kimliğimle buradayım." dediğiniz anda bütün sorumluluklarınızdan ve görevlerinizden soyunup geldiniz. Partinin gücünü ve yetkilerini bırakıp geldiniz. Yapabileceğiniz asıl yardımları bırakıp geldiniz.
 
Yani siz Gezi'ye "gelmediniz" Sayın Kılıçdaroğlu, gelemediniz!
...
* CHP seçmeninin kendisini yarı yolda bırakanlara ihtiyacı yoktur.
---------------------------------
- VI -
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu;
 
Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı haklı olarak "diktatör, tek adam" diye eleştiriyorsunuz.
 
Oysa partinin başına tepeden inme bir biçimde geldiğiniz andan beri; size karşı olanları, sözünüzü dinlemeyenleri partiden şu ya da bu yöntemle uzaklaştırarak aynı diktatörlüğü sergiliyor, aynı şekilde tek adamlığa oynuyorsunuz...
 
Taa Sayın Mustafa Sarıgül'den başlarsak; partide sizi eleştiren kimi barındırdınız?
 
Ya Parti Disiplin Kurulu'nu kullanarak, ya da saf ve masum görüntünüzü yalanlayan usta Bizans oyunları ile; Sayın Muharrem İnce olsun, Sayın Emine Ülker Tarhan olsun, sizi eleştiren, size karşı çıkan herkesi CHP'den yollamanın bir yolunu buldunuz.
 
Bir yandan Demokrasi Havarisi kesilirken, bir yandan da parti içi demokrasiyi sıfıra indirdiniz. Kürsüde sizi eleştiren gençlerin önünden mikrofonları alınıyor Sayın Kılıçdaroğlu, bu mu demokrasiniz? Biz buna "Faşizm" diyoruz.
...
* CHP seçmeninin koltuğundan kalkmamak için anti-demokratik faşizan yöntemler ve Bizans oyunları kullananlara ihtiyacı yoktur.
---------------------------------
- VII-
Kemal Bey;
 
Son Anayasa Teklifi çalışmalarında ne yaptınız?! Kenara çekilip "Hayır da hayır" demekten başka nasıl bir çabanız oldu? Görüşmelere katılıp da Anayasa taslağının maddelerine her hangi bir katkınız ya da şerhiniz oldu mu? Daha taslak aşamasındayken bir şeyleri durduracak gücünüz olduğu halde neden kullanmadınız?
 
Siz görüşmelere "küsüp" kollarınızı kavuşturarak bir kenarda beklerken, AKP ve MHP taslağı kendi isteklerine göre hazırladılar...
 
Siz ise muhtemelen taslağı bile okumadınız, çünkü eğer okusaydınız "Başkanlık Sistemi'nde Başkan ile Başbakan arasında sürtüşmeler çıkar" diye demeç vermezdiniz...
 
Hem yeni sistemde zaten başbakan diye bir şey olmayacağı için bu demeci vermezdiniz, hem de zaten "Cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki sorunlar", Partili Cumhurbaşkanlığı konusunda AKP'nin sığındığı bir argüman olduğu için onları destekleyecek bir demeç vermezdiniz...
 
Ya da ben öyle umuyorum.
...
Ama görüşmelerine katılmadığınız anayasa taslağının TBMM'de oylanmasına katıldınız; "hayır" oyu vermek için katıldınız ama oylamaya katılarak oylamayı meşrulaştırdınız.

Neden CHP olarak meclisten çekilip bu oylamanın meşruiyetini kırmadınız? Neden bu anayasayı "demokratik olarak oylandı" mertebesine yükselttiniz?

...

Peki Kemal Bey, yeni anayasanın mecliste oylanmasına katıldıktan sonra, yani anayasa referandum sürecine yükseldikten sonra nasıl bir "Hayır Kampanyası" yürüttünüz?

İnanın bizim sosyal medyada ve çevremizde bireysel olarak yaptığımız hayır kampanyalarımız, sizin organize bir parti olarak yaptıklarınızın kat be kat üstündeydi.

AKP'nin "Evet" için nasıl kampanyalar düzenlediğini ve bu kampanyaların zamanlamasını görmediniz mi Sayın Kılıçdaroğlu? Siz ise referanduma çok az kala, adet yerini bulsun diye bir kaç miting ile durumu geçiştirmediniz mi?

AKP istisnasız her ile gitti... Siz?

Zaten CHP'li olan iller dışında kaç ile gittiniz?

...

Sizin bütün kifayetsizliğinize karşın, "hayır" oyumuz tahmin edilenden ve resmen açıklanandan çok daha fazla oldu.

İktidar tarafından YSK'ya "mühürsüz oyların kabul edileceği" baskısı gelmeseydi, kazanmıştık. Ayak oyunları ile kaybettik.

Peki siz ne yaptınız?

Bu ülkenin tahminen %50'sinin desteğini alan Sayın Erdoğan'a karşı, siz de siyasi hayatınızda belki de ilk kez tahminen %50 hayır oyundan destek alabilecek konumdaydınız.

%50 civarında evet varsa, %50 civarında da hayır vardı; bu gücü neden değerlendiremediniz?

...

* CHP seçmeninin, yasal haklarını savunmaktan aciz lider karikatürlerine ihtiyacı yoktur.

---------------------------------

- VIII -

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu;

Ben bir Atatürk İlkelerine sonuna dek bağlı bir Cumhuriyet Çocuğuyum ve köklü bir CHP seçmeniyim.

Sizin partimize verdiğinize inandığım zararları; dilimin döndüğünce konuşarak, elimin erdiğince yazarak, mümkün olan her yerde paylaşacağım. Eminim bunları beğenmeyenler, engellemek isteyenler olacaktır.

Sosyal medyada sizin ve Sayın Selvi Kılıçdaroğlu'nun fotoğraflarına kırmızı kalp koyanlar bunu beğenmeyeceklerdir. Sizi alkışlamak ve meşru göstermek için kurulmuş grup ve siteler bunu beğenmeyecektir. Kimbilir, belki kendi ilçemin CHP'sinde konuşurken önümden mikrofon çekilecektir; ama inanın hiç önemli değil...

Sizin Atatürk'ün değerli mirasını har vurup harman savurmanızı çaresizce izlemek yerine, gerekirse tutuklanmaya da razıyım.

Siz gitmeden CHP ve bütün halk, meşruiyeti şüpheli olan bu AKP iktidarının kölesi olmuş durumdadır.

Sizi onura davet ediyorum.

Saygılarımla.

...

BİR CHP SEÇMENİ 


Kaynak:



  • Yorum yazmak için üye girişi yapınız. veya
  • Misafir - 07.06.2017 00:20:44

  • Cesamin Özkan
  • En kısa zamanda partiyi ilkelerinden uzaklaştıranlard an kurtarmak için herkes kararlı tavır içerisine girmelidir. Veli Ağbaba, ,S.Tanrıkulu gibi son derece yetersiz, kişisel hesaplar içerisinde görev alanlarını işgal edenleri bir an önce geri çekmek zorunlu hal almıştır.
  • Misafir - 05.06.2017 14:49:58

  • METE GÖNENÇ
  • yazılanlar çok güzel ve doğru ama keşke yazarın adın soyadı da olssaydı?
  • Misafir - 05.06.2017 11:33:54

  • ESKİ CHP Lİ
  • YENİ CHP NİN HARİKA BİR ÖZETİ OLMUŞ KİM YAZDIYSA ELİNE KOLUNA SAĞLIK PARTİM 1923 CHP Sİ OLANA KADAR NE YAZIKKI BENDEN DERSİMLİ (!) KEMALE OY YOK !
  • Misafir - 05.06.2017 01:40:54

  • Cesamin Özkan
  • Tabanın sesi. Sn Kılıçdaroğlu nun yerinde olsam bu arkadaşı bulur çağırır dinlerim. Veli Ağbaba, G.Tekin, T.Bingöl, B.Tezcan,S.Tanrıkulu gibileri dinleyeceğime bu arkadaş gibileri dinlerim. Elbetteki bunun içinde irade,inanç,samimiyet,kararlılık, gerekiyor.
  •