x
     

Borçla, borç kapatılır mı?

3 Ağustos 2015 Pazartesi , 14:55
Okunma: 2658
3 Yorum

Bu rakamlar ödene bilinir rakamlar da değil hani!

 
Karabağlar Belediye Başkanı meclis üyelerinden bankalardan kredi çekmek için yetki istiyor.
 
Rakam öyle az buz bir rakam da değil!
 
16 Milyon TL’den  59 Bin TL eksik.
 
Karabağlar Belediyesi madem bu kadar zor durumda idi de, 50 Milyon TL’den fazla bir rakama Hizmet Binası alımı ve yapımı için, neden paraları kaptırdı!
 
Üstelik Üçkuyularda’ki taşınmazını, ederinin çok  altında DOĞUŞ GURUBU’NA satmadı mı?
 
Meclis Gündemindeki madde;
 
(118/2015)- Belediyemiz görev ve hizmetlerinin gerektirdiği giderleri karşılamak, yatırım, cari ve vergi borçlarının ödenmesinde kullanmak ve belediyemizin mali yapısını güçlendirmek amacıyla yasal sınırlar içerisinde en fazla 15.940.946,39 TL olarak alınacak olan kredinin sağlanması ve kullanılması, borçlanmanın yapılması, kredi süresi ve geri ödeme koşullarının belirlenmesi, kredi anlaşmaları üzerinde değişiklik yapılması ve kullanılacak olan kredi için gerekli garanti ve teminatların verilmesi ile bu işlerle ilgili her türlü sözleşme, taahhütname, protokol ve temlik sözleşmelerinin düzenlenmesi veya imzalanması, alınacak kredi karşılığında gerektiğinde İller Bankasından teminat mektubu alınarak kamu veya özel bankalardan kredi kullanılması, kredi ile ilgili her türlü yazışmalarda münferiden işlem yapılabilmesi için Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin SELVİTOPU’na 5393 sayılı Yasanın 68.maddesi ve aynı Yasanın 18/d maddesi gereğince yetki verilmesi hk.(Mali Hizmetler Md.)
 

 


Kaynak:



  • Yorum yazmak için üye girişi yapınız. veya
  • Misafir - 07.08.2015 14:53:25

  • Cesamin ÖZKAN
  • Karabağlar belediyesinin bir önceki dönemde yüksek bedelle alınan yönetim binası ile ilgili şaibeleri sorunları çözmeden çözmeyi düşünmeden yeni yönetimin o binaya kurularak görevi o binada devam ettirmek en başta yeni yönetiminde rotasını belirlemiş olmaktadır. Ortada açıklığa kavuşturulması gereken bir kamu adına hesap sorma sorunu vardır. O bina kaça alınmıştır kimden alınmıştır alınan bedelin karşılığımıdır bunların yeni yönetimce araştırılması ve açıklığa kavuşturulması gerekir.Eğer bedeli karşılığı verilen para doğru ise o zaman o bedelli binada oturarak iş yapmaya devam etmekte sosyal demokrat belediyelere helede hizmet üretme iddiasında olanlara yakışmaz. O zaman o bina o değerde ise o bedelle satılır bana göre o binanın 1/10 yani onda biri bir bedelle aynı işlevi sağlayacak yeni bir bina hızla yapılır sanırım kalan 30.Milyon veya 35.Milyon artı bir değer elde edilir böylece hem davranışsal bir güzellik hemde ciddi bir kaynak sağlanmış olur. Yoksa yeni başkanın makam arabasını satarak şirin gözükme eylemi havada kalır bir anlam ifade etmez. Görünen odurki bunu düşünen ve bu tarz davranma olasılığı olmayan bir yönetim şu an görevde. E birde tabiki işin içinde Aziz Kocaoğlu fonksiyonu varki işte o zaman zaten olumululuk adına bir beklenti içinde olmamak gerekir. Yeni başkan öncelikle Aziz Kocaoğlu etkeninden sıyrılmış olarak etkin yönetsel modelleri kurgulayıp eyleme dökerek ancak başarıya ulaşır. Bunun içide Yüksel Çakmur'da olan bir yürek gerekir. İşte o yürek ve özgür iradenin her hangi bir belediyede başaramayacağı iş yoktur. Ancak var olan tablo farklı yani izmirde dedemin bir lafı vardır çok kullanırım derdiki ''Büyüğü deli küçüğü deli,beşiktekide kafasını sallıyor'' Yani bu gündende yarındanda şimdiki tabloya bakılırsa umut adına CHP de durum iyi değil.
  • Misafir - 05.08.2015 18:29:41

  • Cesamin ÖZKAN
  • Seçmen, tabiki özellikle CHP li seçmen seçtiği ( Kısmen seçtiği.Çünkü atama ile aday olanlar kısmen seçilmiş sayılır ) başkanlara borçlansınlar borçlanarak iş üretsinler diye oy vermediler. CHP li yani sosyal demokrat yapılı seçmenler gerçek anlamda değer üretecek işler için başkan seçerler. Borçlanmak demek üretememek eldeki olanakları etkin kullanamamak demektir. İşte bu yüzdendirki CHP adı ile gelenler bir süre sonra üretkenliklerini değilde klasik tarzda işler yaparak günü kurtarmaya bakarlar. Buda İzmir de en iyi örneğini yaşadığımız gibi sosyal demokrat partilere oy ve üç kaybettirmelerini sağlamış olmaktadır. Borçlanmadan önce belediyelerde yapılacak o kadar çok kaynak yaratacak önlemler varki bunları hayata geçirmek ve reel bir yönetim ruhunu belediyenin her hücresine işlemek önemli olandır. Ancak az gelişmiş ülkelerin az gelişmiş ekonomilerin sosyal demokrat yapısı ve kafalarıda ona paralel az gelişmiş olmakta ve ne yazıkki bu yapılar sosyal demokrasi adına iş yaparken toplumun gözünde sosyal demokrasi algısınıda baltalamış olmaktadırlar. Partiler, özellikle soldaki partiler ve CHP, onları temsilen görev yapacak kişi ve yapıları seçerken çok özen göstermeleri gerekmektedir. Çünkü çağdaş toplumun siyasi mimarlığını sağ değil sol ve sosyal demokratların daha çok başaracağı gerçeği nedeni ile bu kişilerin çok nitelikli parti yönetimlerinin oluşması ve o yapınında nitelikli kadroları seçmesi gerekmektedir. Ama baktığımızda CHP, üç fakülte bitimiş, alanında Doç.Dr. kariyerini almış ve üzerine kendisini her anlamda donatmış bir kişi olan Sn.Doç.Dr. Gökhan GÜNAYDIN gibi bir unsurunu Milletvekili olarak parti yönetiminde tutmayıp, iki lafı bir araya getiremeyen kişileri partinin üst kadrolarına taşıyan bir anlayış sergileyerek yukarıda değindiğim olumsuzlukların tabanını hazırlar olmuştur. İşte o yapıda izmirde Aziz Kocaoğlu gibi partiye kayıplar yaşatan bir kişiye kayıplarına devam etmesi adına dokunmamamış sanki halk için değilde bşka kişi ve yapılar için bir sistemin işlemesine devam niteliğinde bir parti yönetimi sergilenmiştir. CHP şovmen kılıklı donanımsız unsurlar tarafından yönetilemez.Ne buna layıktır nede genleri uyumludur.
  • Misafir - 03.08.2015 15:25:13

  • Cesamin ÖZKAN
  • İşte tipik az gelişmiş ülke yöneticiliği. Borçlanma ile yol alma metodu. Bir akademisyen sormuştu, yönetsel insan kaynağı açısından kamumu özel sektörü besler, özel sektör kamuyumu. Türkiye koşullarında osmanlıdan gelen yapınında etkilemesi ile tabiki kamunun yönetsel kaynakları özel sektör için beslenme alanı olmuştur. Ancak bu zamanla tersine dönerek özel sektörün yönetsel insan kaynaklarının kamu için kaynak oluşturması yönünde biçimlenme yaşanmaya başlamış bazende bu verimli yönetim için yararlı olmuştur. Şimdi bu pencereden bakınca yerel yönetimlerde son söz söyleme yeteneği ve hakkı olan sağcı zihniyetlerin neden belediyeleri kazanıp geldiklerinde halk nezdinde olmulu tablo uyandırmaları anlaşılmış oluyor. Sağ partiler hep iş dünyasında bulunmuş karlılık koşullanması ile biçimlenmiş tipleri hep belediye başkanı yapmışlardır.Ve onlar eldeki öz ve yabancı kaynakların planlamasını yaparken beceri gösterebilmişlerdir. Bizim bürokrat kafalılarımız ise eski geleneklerini yani sosyal demokrat yanlarını bir yana bırakmış çözümü halk için üretilmiş projelerde aramayıp borçlanma kapısına yönelmişlerdir. Şimdi bakın Aziz Kocaoğlu denen adama. İzmir için hem ekonomik anlamda hemde turizm tanıtım ve sosyal yaşamın niteliğini artırması anlamında önemi olan bir teleferik işini yedi yıl süründürmüş hem kaynaktan hemde sözünü ettiğimi diğer alanlardaki kazanımlardan izmiri izmirliyi yoksun bırakmıştır. Kısacası başında Aziz Kocaoğlunun bulunduğu büyükşehir ve ona bağımlı üretilmiş biçimlendirilmiş ilçe belediyelerinin başka sergileyebilecekleri olumlu çözümcül işler beklemenin anlamıda bana göre zaten yoktur. Yazık bu ile bu ülkeye ve bu partiye çok yazık. Bir yeteneksizin elinden çekilenlere bakılınca çok acı tablo ile karşılaşmış oluyoruz.
  •