"Eyyy Kocaoğlu" diyor!
26 akademisyen biraraya gelip Aziz Abinin 15 yıllık icraatını bilimsel olarak açıklayan
5 ciltlik kitap yayınlamışlar...
Sevgili Aziz abi; aynı mecliste beş yıl bulunmamız itibarıyla, seni ve icraatlarını yakından bilen bir şehir plancısıyım...
Bu itibarla bir değerlendirmede bulunmak hakkımdır diye düşünüyorum.
Sayın başkan ya da eyyy Kocaoğlu;
Sen, Bornova'da bir beyaz eşyacıyken, belediyelerin kapısından içeri dahi girmemişken, arkadaşın Alaattin'in sihirli lambasından çıkıp, sonra da herkesin mâlumu olduğu üzere Büyükşehire zıpladın.
İlkokul mezunlarından imar komisyonu oluşturdun. Onlar aracılığıyla İzmirdeki tüm zenginleri arazi rantlarından istifadelendirdin.
Detaylar ve Danışman arazisi konuları İzmir basınının arşivlerinde mevcut.
Daha sonra da Tıp doktoru Sırrı Aydoğan'ı imar komisyon başkanı yaptın. Ohh mis mis.
Büyükşehir meclisini tek tek, isim isim, hiç bir konuda sana ağzını açmayacak insanlardan seçtin.
Bütün ilçe belediye başkanlarını, il başkanlarını, il yönetimlerini, kurultay delegelerini kendin belirledin.
Yetmedi!..
Çankaya Belediyesine aday gösterilmeyen tüm ekibi getirip, İzmir Büyükşehir yönetimine yerleştirdin.
Ankara Ulaşımı üzerine doktora yapmış olan Buğra Gökçe'yi İzmir'e genel sekreter yaptın.
25 sene işlevsiz bir müdürlükte kalmış Fugen Selvitopu'nu önce imarın başına getirdin, sonra 'first leydi' yaptın, sonra İZSU'nun genel müdürü yaptın.
Onun yerine, yine Selvitopu referanslı, 'Kayseri mimarlık mezunu' Adıyamanlı Suphi Şahin'i getirdin.
ODTÜ hazırlık sınıfından atılma Zeliha Demirel'i imar daire başkanı yaptın.
Peki, Murat Karayalçın'ın Ankara Büyükşehir Belediyesinde, İmar Daire Başkanı kimdi biliyor musun? ODTÜ'den sonra MIT'de doktora yapmış olan, planlamanın babası, sevgili hocamız Prof Dr Raci Bademli idi!..
Muhittin Selvitopu'nun Konak Belediyesinden ayrılırken Büyükşehire getirdiği herkesi müdür yaptın.
Yahu istemediğin biri müdür olmasın diye müdürlük sınavı açmamış adamsın sen.
Şimdi kendine bir soruver, Murat Karayalçın'la karşılaştır istersen!..
Konu uzun. Anlatmayla bitmez.
Ha, elbette mademki bu parti seni her şeye rağmen her defasında aday yaptı.
Mademki İzmir'in güzide halkı her defasında seni başkan seçti, fazla da bir şey söylemek istemiyorum.
Ama sayın başkan, bu girişimlere, bu organizasyonlara, bu kendini önemli adam gösterme çabalarına ne lüzum var?
Neden beni konuşturuyorsun?
Mülayim bir şehir bulmuşsun, dilediğin gibi oynuyorsun.
Keyfini sür işte?
Böyle göstermelik bilimsellik, demokratlık numaralarına ne gerek var?
Yukarıda göstermeye çalıştığım tablodan nasıl bir icraat çıkabilir ki?
Hem dört milyonluk kenti ahbap-çavuş ilişkileriyle yönetip, hem de "yerel yönetimlerin kitabını yazıyorum" rollerine soyunma lütfen.
Okuyunca geriliyorum çünkü.
Sen kiim, yerel yönetim duayenliği kim allasen...
Sen çok başarılı bir belediyeciysen, Yılmaz Büyükerşen ne?
Ertuğrul Aksoydan