İCİNİZDEN BİRİ / icinizdenbiri35@gmail.com
CHP NE YAPMALI?
Geçen yazıda Ülkemiz için tek çıkış yolunun oy oranını %35 lere getirmiş bir CHP ile oy oranı %15 leri bulmuş bir MHP’nin bir koalisyon hükümeti kurmaları olduğunu yazmıştım.
Bu yazıdan başlayarak CHP’nin bu oy artışını nasıl sağlayabileceği üzerine kendi görüşlerimi ve sizlerin görüşlerinizi ortaya koymaya çalışmayı hedeflediğimi belirtmiştim. Bu konudaki ilk yazıyı son haline getirirken iki konudaki haberler, bu koalisyon önerisinin temeli olan oy oranlarının sağlanmasının MHP tarafından kolaylıkla gerçekleştirilebileceğini ancak CHP kanadında durumun zorda olduğunu, kafalarımıza tekrar tekrar dank ettirdi.
Ama çok zor da olsa başarılması gerekiyor, başka çaremiz yok. Yüzü aydınlığa dönük olanlarımızın CHP’nin oy oranını nasıl %35 lere getirebileceğini sabah akşam düşünmesi, gelişmeleri izlemeleri, bizler tarafından yapılması gerekenlere katılmaları çok önemli olacaktır.
Yukarıda sözünü ettiğim haberlerden ilki, TV ekranlarında sıkça görünmüş olan CHP eski milletvekili Faik Tunay’ın "Bazen olur mu diye umut etmek, mücadele etmek anlamsız. Alternatif olmaktan uzak, iktidar kelimesini konuşmanın bile hayal olduğu bir yapı maalesef. Sayfalar dolusu yazmaya da gerek yok, milletimiz her şeye şahit ve görüyor zaten. Buraya kadar" diyerek CHP den istifa etmesi haberi.
1 Kasım 2015 de milletvekili olamayan TUNAY’ın istifa gerekçesi, özellikle CHP seçmenleri tarafından yaygın olarak paylaşılan bir karamsarlık. CHP’nin iktidar şansı olmadığı düşüncesi CHP’ye oy verenlerin ve muhalif oyların artık CHP de birleşmesi gerektiğini düşünenlerin üzerlerinden atamadıkları, atmalarının çok zor olduğu bir karamsarlık.
Bu köşedeki karınca kararınca çabalarımız, bu karamsarlığın aşılabilir olduğunu ve nasıl bir çalışmanın bu açıdan etkili, yararlı olacağını görmeye, göstermeye çalışmak olacaktır. Olabilse, sizler de görüşlerinizi yazsanız, görüşleriniz de gelse bu köşeye.
Diğer haber ise MHP ile ilgili olanıydı. Partinin önde gelen başkanlık adayları televizyon programlarında kendilerini ve görüşlerini anlattılar, kongre tarihleri belirlendi. Bu dört aday, kim genel başkan seçilirse seçilsin partileri için çok çalışmayı sürdüreceklerini inandırıcı olarak belirttiler.
İki gün önce ise tarafsız sayılabilecek bir araştırma firması MHP deki gelişmelerin seçmenlere yansımasını araştıran bir anket çalışmasının sonuçlarını yayınladı. Buna göre, hangi aday seçilirse seçilsin bugün seçim yapılsa MHP oy oranları %15 e çok yakın ve üzerinde, Meral Akşener seçilirse ise %18.7 olacağı sonucunu almışlar. Dün yayınlanan benzer bir araştırmayı yine tarafsız sayılabilecek bir kuruluş yapmış, Meral Akşener’in başkanlığının MHP’yi %21 oy oranına taşıyacağı sonucu ortaya çıkmış.
Görüldüğü gibi MHP kendi payına CHP – MHP koalisyonunun iktidar olabilmesi için gereken oy oranını fazlasıyla yakalayabiliyor, yeter ki Bahçeli partinin başında kalmasın. Geriye kalıyor CHP’nin durumu ve ilk genel seçimde alacağı oy oranında bir sıçramayı nasıl yapabileceği.
Başlangıç olarak iki rakip parti AKP ile CHP’nin siyaset yapışlarındaki belirleyici özellikleri ve ülkemiz politik yapısı ile ilgili bazı hususları çok kısa, eksiği var, fazlası yok olarak olarak tanımlamaya çalışalım.
AKP’de seçmen liderine her koşulda bağlıdır. Koşulsuz itaat etmesi beklenir. Algı yönetimi ile parti yandaş seçmenlerini gerek gördüğü gibi yönetebilir, yönlendirir. Yasalarımıza göre bağımsız olması gereken Cumhurbaşkanı AKP’nin mutlak lideridir. Özellikle algı yönetiminde çok iyi uzmanlar ile çalışırlar. Cumhurbaşkanının bizzat kendisi sürekli anketler ile seçmeninin nabzını çok iyi tutar ve konuşmalarının bu nabızlara uygun olması önemlidir. Pek çok yaşamsal önemde konuda bugün söyledikleri ile dünküler arasında 180 derece farklılıklar bulunur. Bulunsun ne önemi var. Yandaşlar sorgulamaz, ne denilirse kabullenir.
AKP için önemli olan seçmenlerin %50 si kadarını oluşturan “yandaş seçmenlerin” oylarının korunmasıdır. Nabza göre şerbet vermek, takkiye, inkar, yandaşlık destekleri önemli politik araçları arasındadır.
Yukarda genel olarak belirtilen AKP yapısının karşısındaki CHP, çağımızın değerlerini, demokrat olmanın gereklerini özümseyen yapısıyla AKP ile aynı kulvarda koşamamaktadır. AKP seçmenine ve kendisine oy vermeyen diğer kesimlerin seçmenlerinin çoğuna erişememekte, onları etkileyememekte, oy oranını arttıramamaktadır. Burada kabul etmek de, yazmak da zor olsa; Ülkemiz insanının önemli bir kesiminin eğitim düzeyi yetersiz, değer yargıları çağın anlayışının gerisindedir. Özgüven eksikliği, irili ufaklı menfaatlerinin peşinde temel değerleri çiğnemekten pek de çekinmeyen yapısı, ülkemizin bugünkü yazgsını getirmektedir.
AKP öncesindeki dönemlerde ülke yönetimindeki, ülke ekonomisindeki başarısız, güven vermekten uzak icraatlardan (uygulamalardan) sonra AKP oyunu aldığı önemli sayılacak bir seçmen kesimi tarafından ehveni şer (kötülerin iyisi) olarak değerlendirilmektedir.
Toplumumuzun azımsanmayacak bir kesiminin düzeyli bir etik değerler anlayışına sahip olmayışı, vatandaşlarımız arasında “Çalıyor ama iş de yapıyor” gibi, ancak muz cumhuriyetlerinde geçerli olabilecek ilkel anlayışın ülkemizde de taraftarları olmasını getirmektedir.
Gelecek yazılarımızda bu konular üzerinde tekrar tekrar duracağız. İlgi odağımız, CHP seçmenine ümit vermeyen görüntüsünü aşarak %35 oy oranını nasıl yakalar? Sorusunun yanıtı arayış olacak.
Editörümüz yazıların uzun olmasını istemiyor. Bu hafta konuyu burada bırakıyoruz. Gelecek yazıdan başlayarak uzunca bir süre bu sorunun etrafında dönüp duracağız.
Haftaya buluşmak üzere.