x
     
02.11.2014 01:52:39
Okunma: 4057
0 Yorum

İCİNİZDEN BİRİ / icinizdenbiri35@gmail.com
Sorumsuzluktur bu Emine Hanım

Bu yazının konusu 2015 Seçimleri için nasıl çalışmalar yapılması üzerine düşündüklerim olacaktı ve  sizlerin de görüşlerininizi  belirtmenizi  umutsuzca da olsa bekleyecektim. Dün Emine Ülker Tarhan’ın günün gerçeklerine hiç uymayan  istifa dilekçesini okuyunca bu çok kritik, düşüncesiz, tahrip edici olay, Emine Hanımın sağduyusunu koruyamadığını, egosuna yenildiğini gösteren  olay konumuz oluverdi. 
 
Ülkenin ve CHP nin bugününü ideolojik boyutuna girmeden basitce değerlendirelim. Partinin başında politika deneyimi ve kişisel yetenekleri sınırlı sayılabilecek ancak çok gayretli bir genel başkanı var.
 
Parti başka bir başkan çıkaramamış.
 
Kılıçdaroğlu’nun sorumluluğu çok fazla. Partinin başarısının artmasını sağlamak zorunda.  Bu konuda bugüne kadar başarılı olamadıysa oy da kaybettirmedi. Ancak parti bir süredir bir tıkanıklık  ile karşı karşıya parti , oyunu arttıramıyor. 
 
Ülkede  normal koşullar olsa, demokrasi ve Cumhuriyet düzeninin yok edilmesi çabaları, İslam devleti özlemleri ,  ülkenin bölünmesi tehlikesi oldukca ileri düzeylere gelmemiş olsa,  eğitim anlayışındaki çarpıklıklar, bunların eğitim sistemine alabildiğine yansıtılmışlıkları, çağdaş düşünen bir millet yerine ümmet oluşturma çabaları, inanılmaz rant tezgahları, yandaş kayırmaları, inanılmaz ölçüdeki yalan dolan ve algı yanıltmaları ile vatandaşın önemli bir kesiminin desteğini sağlamışlıklıkları  vs, vs olmasa, tamam, biz sosyal demokrat anlayışın temsilcileriyiz, Sosyal adaletten, gelir dağılımının hakkaniyetli olmasından, emeğin kutsallığından, devletin sosyal politikalara ağırlık vermesinin gerekliliğinden vs, vs  yana çalışmalar yapar, bu politikaları savunur, giderek daha geniş bir kitlele tarafından benimsenmeleri ve sonuçda partinin iktidara gelebilmesi  hedefleri ile yetinebilinirdir. Buna kimsenin bir itirazı olamaz, halkımız da normal algılamaları ve değerlendirmeleri ile tercihini yapmış olurdu. 
 
Yukarıda sıralanan normaldışı koşullar, tehditler, riskler  altındaki Ülkemizin muhalefet partileri ile yüzü aydınlığa dönük sivil toplumu ve sivil toplum kuruluşları olarak neler yapılmalı, sıralamaya çalışalım:
 
1. Hedefimiz, 2015 seçimlerinde AK Partinin oy oranının % 40, hatta %37-38 lere inmesi olmalı, CHP nin oy oranının %35 lere arttırılması, MHP oylarının %15-17 lerde olması, CHP nin ve MHP nin olabilir geçerli bir ittifakı  gerçekleştirebilmeleri, seçimden sonra da uyumlu, temel ilklelerinin şimdilerden tanımlandığı bir  koalisyona hazırlanmaları ve bu koalisyonun ülkede istikrar açısından güven verici bir  seçenek oluşturabileceği yönünde seçmene güven verilebilmesi olmalıdır.
 
2. Yukarıda öngörülen iddialı seçim sonuçlarının gerçekleşebilmesi,  CHP nin de MHP nin de  bir dizi disiplinli çalışmayı yapabilmelerini gerektirmektedir.   Elbette bunlarla sınırlı olmamak üzere:
(a) Çok geniş bir sivil toplum gönüllüleri birlikteliği sağlanmalıdır. Partilerin bu ölçekteki bir   organizasyon için   hazırlıkları  olmalı, sivil toplum gönüllüleri ve partililerin katılımları ile büyükşehir ilçeleri dışında  olmak üzere bütün ilçe ve köylerde görüş alış verişi toplantılarının iyi hazırlanmış olarak, dosthane atmosferler yaratılmış olarak  hiçbir ilçe ve köy kapsanma dışında kalmadan, dinleme de bilinerek, dostluklar oluşturularak sohbet toplantıları gerçekleştirilmelidir.   Partilerin çağrılarına da çağdaşlıktan, demokrasiden, Cumhuriyetten ve Ülke bütünlüğünden yana tüm sivil toplum örgütleri de katılmalı yekvücut olarak çalışılmalıdır. Bu çalışmalarda görüş alınıp verilecek vatandaşlara iletilecek konular, bilgiler, mesajlar için basılı doküman da  hazırlanmalı, toplantılar bu içerik  kapsanarak geliştirilmeli, uzun olmayan, okuması anlaması kolay basılı doküman da dağıtılmalıdır. 
(b) Çözüm süreci konusunda hazırlıklı ve samimi olunmalıdır. Bu konuda akil adam vb toplantıları ile gerekli politikalar  belirlenmeli, üniter yapının korunması ve yasa dışı başkaldırıların  kabul edilmezliği dışında   temel insan hakları çerçevesinde hertürlü haklarının tanınması, yörelerinin kalkındırılması için  özel projeler geliştirilmesi konusunda görüşler geliştirilmeli, bu konularda yöre halkı bilgilendirilmeli, görüşleri  alınmalıdır
(c) İş çevreleri ve bütün kesimlere karşı, istikrar ve nitelikli kadrolara sahip olunduğu konularında ikna edici olunmalıdır. 
 
Çok kısa özetlersek:
 
Ülkenin içerisinde bulunduğu iç ve dış tükenmişliklerden ve Ülkenin çok tehlikeli gidişinden kurtulabilmesi için 2015 seçimlerinde AKP iktidarı son bulmalıdır. Bu sonucun  elde edilebilmesi CHP ve MHP nin yakın işbirliğini gerektirmektedir. Her iki parti  de seçim sürecinde vatandaşın güvenini sağlayacak bir beceri içerisinde olmalıdır. Sivil toplumun geniş bir kesimini kapsayacak iyi organize edilecek bir sivil toplum oluşumu  da parti teşkilatları ile çok yakın işbirliği içerisinde seçim için çalışmalıdır. 
 
Bu tablo karşısında  Kılıçdaroğlu ne yapmaktadır,  CHP nin din karşıtı olduğu gibi bir algının oldukca yüksek oranda olduğu anketler ile belirlenmiştir.  Bu yanlış algının olabildiğince giderilmesi için toplumda dini yönü de öne çıkmış, ülkenin gidişinden endişeli ve AKP iktidarına karşıt  aydınlar ile işbirliği  yaparak CHP nin din karşıtı olduğu algısını olabildiğince gidermeye çalışmaktadır. Bu da çok önemli bir husustur. 
 
Emine hanımın istifa dilekesindeki Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili kısım tamamen yanlış ve kendi hatalı tavri ile yaratılan kaybın suçunu bütünüyle üzerinden atma gayreti olarak algılanabilecektir. O seçimi RTE %51.8 oy almıştır. Emine Ülker, Süheyl Batum, Muharrem İnce ve diğerlerinin Ekmeleddin beyin adaylığına karşı tavırları elbette parti için demokrasi olarak takdir edilse de bu parti disiplini dışı davranış CHP seçmeninin tahminen %8-10 kadarının oy kullanmamalarına yol açmıştır. Bu kesimin oy kullanmaları halinde RTE dışında kime oy verirlerse versinler RTE nin aldığı oy oranı %50 nin altına düşecekti. İkinci turdaki dengeyi ise bugün kestirmek kolay olamasa da, RTE nin cumhurbaşkanı olmaması olasılığı daha yüksek olurdu diye düşünüyorum.Ayrıca Emine hanımın istifa dilekçesini okuyan CHP seçmeninin en az %5 kadarının yazılmış olanların etkisi altında kalacağı kesindir. Bu da AKP den kurtulmayı zorlaştıracaktır. Bu mu akıllı, Ülkesini seven, önemseyen bir kişinin yapacağı, olacak şey mi bu? 
 
Emine Ülker Tarhan’ı ve  benzer tavır içerisinde olanlar bu kadarlık değerlendirmeleri yapamamaları olabilir mi, bence olamaz. O zaman neden ülke geleceğini ters yönde  etkileyecek tavırları oluyor, egolarına yeniliyor diyor ve geçiyorum.
Bu konuda özellikle farklı düşünce ve değerlendirmeler gelir de bunları burada değerlendirmeye çalışırsak, okurlar için yararlı bir iş yapmış olduğumuzu düsünebiliriz. 
 
Sizlerden çokca görüş gelmesi dileği ile. 
 

Etiketler: