x
     
17.10.2014 18:52:59
Okunma: 4012
1 Yorum

İCİNİZDEN BİRİ / icinizdenbiri35@gmail.com
EY İŞİD EY PKK

 
Yazının başlığı Uzun Adam’ın diyelim, son konuşmalarının birisinden.  Ancak yazının sadece birkaç cümlesi bu başlıkla doğrudan, kalanı da eğriden ilgili. Biraz dağınık da olsa içimdekileri kısmen dökeceğim bir yazı olacak bugünkü. Algı Yönetiminden başlayarak uzunca bir yoldan dolanarak geleceğim yerlere paldır küldür gelmiş olacağım. Elbette iyi olan bu değil ama başka türlü olamadı. Beklentim, sizlerin de görüşleriniz, seçtiğiniz konunuz tamamen farklı da olabilir, benzer şekilde düşünce ve önerilerinizi içinizden geldiği gibi sizin köşenize, “Bu Kent Hepimizin” köşesine yazmanız. Yazının sonunda bu konuda gazete yönetiminin başlatmak istediği bir uygulamanın haberi de yer alıyor.  
 
Önceki “İçinizden Biri” yazısından sonra Ülkemizdeki, yöremizdeki, hemen sınırlarımızdaki gelişmelerin nereye gideceklerinin kestirilmesi olanaksız bir hale geldi. Kimin kimle ortak, kimle düşman olduğu kestirilemiyor, farklı farklı yorumlar yapılabiliyor. Birkaç yazı boyunca üzerinde durmayı planladığım “algı yönetimi” bu ağır gündem içerisinde unutuldu gitti,  yazı da bekledi, bekledi. Son günlerin tüm olayları halen algı yönetimi ile kıyasıya maskelenmeye çalışılıyor. Olayların vahametinin üzeri örtülmeye, gösterilmek istenilenleri gösteren  maskeler takılmaya çalışılıyor. Bu kargaşa içerisinde “algı yönetimi” gibi bir konu çok ilgili de olsa önemsiz kalıyor. “Ne olacak bu memleketin hali”, sorusu kafalarda dönüp duruyor. 
 
Aslında bu kargaşadan çıkış yolu çok açık, bu kargaşayı yaratanlardan kurtulmak. Bu amaç etrafında bütün sivil toplum kuruluşları, sivil unsurlar ve bireylerinin bu gerekliliği idrak etmeleri, bunun sorumluluğunu yüreklerinde hissetmeleri ve kıpırdanmaları gerekiyor. 
 
Uzun’un konuşmaları, bu işin cin zekalı  uzmanları tarafından “Uzunu Sevdirme” ilaçları halinde hazırlanarak, önümüze konuldu ve milletimize yıllar boyu içirildi de içirildi. Bu ilaçlarda ne ararsan vardı. Yöneldiği yandaş kitlenin çerçevesi  kesin olarak çizilmiş olduğu için bizlerin o ilaçları  yutmaması hiç önemli değildi onlar için.  Önemli olan yandaşların güveninin ayakta tutulması, yandaşlık duygularının korunması olduğundan, dinleyen ama düşünmeyenlere yönelik yanıltmalar, kaşla göz arasında 180 derece dönmelerdeki çelişkiler her yana saçıldı. Herkes kendine göre “vay be” dedi. Bizler bu kadar da olmaz derken hedeflediği yandaş kitleye  vay be nin ardından dünyada ondan büyüğü yok, herkes ona hayran, onu kıskanıyorlar dedirtebildi. İnanılmaz derecede vahimleşen son dönemin gelişmeleri karşısında umalım ki yandaşlarının önemli bir bölümünün idrakları açılmış olsun. Seçimlerden önce Bu ülkeyi seven insanların en önemli görevi, yapacakları en yararlı iş bu idrakların açılmasına katkıda bulunmak olacaktır.
 
Amacına doğru yolculuğunda  yolunda buralara kadar gelmiş olmanın verdiği özgüven ile her düşündüğünü her söylediğini keramet sanan uzun boylu vatandaşımız, tek ses, tek söz sahibi olma yönündeki dizginlenemez hale gelmiş hırsı ile haftabaşında  Marmara Üniversitesi akademik yıl açılış töreninde  yaptığı konuşmada “Ey IŞİD ey PKK yaptığınız katliamlarla kimlerin değirmenine su taşıdığınızı hiç düşündünüz mü? Kimleri hangi tür tasarımlarına alet olduğunuzu hiç düşündünüz mü? “ dedi. Evet cümle bu. Belki camdan okudu, belki de kendi eklediği cümleler olarak, kafasının ardındakilerin yansıması olarak söyledi  Burada adeta, “bizim çocuklar iyidir ama akılları ermemiş, gençlik işte bir halt etmişler, ben onların kulaklarını çekerim, merak etmeyin” der gibi bir havada İşid’i muhatap kabul etti. Bu nasıl bir kafa karışıklığı, daha doğrusu ne biçim bir kafanın içerisindeki hesap kitabın ortaya dökülmesiydi. Ülke nasıl bir tehdit altındaydı, neler hesaplanıyor, hedefleniyordu, bizleri nerelere sürükleyecekti, ne zaman maske takıyordu, ne zaman kendi yüzünü görüyorduk? Hakikaten inanılmaz olaylar, inanılmaz günler bu yaşadıklarımız. 
 
Umudum odur ki, bu maskeli algı yanıltmasını artık yutmayan halkımız 2015 seçimlerinde hata yapmayacak. Umudum odur ki bugün CHP yi yerin dibine sokan aydınlarımız, Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki gafletlerini, kaçırılan fırsatın benzerini tekrarlatmayacaklar. Pek sevdiğimiz köşe yazarlarımız , Yılmaz Özdil, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun başta, CHP  ve Kılıçdaroğlu’nu yerin dibine batırıyorlar. Yanıtlasınlar bakalım bu denli kötülemelerin etkisindeki vatandaşlarımız yarın seçimde oy potansiyeli olan bir ittifak önerisi ile gelindiğinde yerin dibine batırılmış olan muhalefete  ve liderine nasıl güvenecek de destekleyecek, oy verecek de koalisyon fırsatı, Uzun Adamı silkeleme şansı yakalanabilecek.
 
Zor dostlar zor. Bu zeka ve bu egolar ile sonuç alıcı çabalar ortaya konulabilmesi, sonuç alınması gerçekten çok zor. O zaman uzun adamı padişah ilan etmekten , onun padişahlıktan sonra da bu kez de “halife ben olacağım” tutturmasından, Ülkemizin sürükleneceği maceralardan nasıl kurtulacak bu millet? Aklımızı başımıza alacağız, egomuzun, kendimizi tatmin etmenin  esiri olmayacağız, önemli olanın akılcı olmak ve sonuç almak olduğunı hiç aklımızdan çıkartmayacağız. 
 
Bildiğiniz gibi, Gaze-temiz.com sizlerin, görüş ve önerilerin alınmasına ve bunların görüş alışverişine, İzmir için yararlı proje önerilerine belki dönüşmesine çok önem vermektedir. Bu konuda bir sistem başlatılmış sizlerden yoğun görüşler, öneriler akar bir durum yakalanamamıştır. Gaze-temiz.com yönetimi bu durumu aşabilmek umuduyla farklı bir yaklaşım deneyecektir. Sizlerin Bu Kent Hepimizin Köşesine görüş, öneri ve eleştirilerinizi, gerek gördüğünüz, içinizden gelen her şeyi yazmanız beklenmektedir. Gaze-temiz.com okurlarının  gözlerinden kaçmaması için, bir ayrım yapılmaksızın gelecek tüm yazılar özetlenerek ve editörün yazı konusundaki kısa değerlendirmeleri de eklenerek  yazarlar bölümünde oluşturulacak “Sizlerden” başlıklı bir köşeye alınacaktır. İsteyen okurlar Bu Kent Hepimizin’e giderek yazının tümünü okuyabilecek, yazıyı yanıtlayabilecek, o yazı üzerine  ya da tamamen farklı bir konuda görüşlerini yazabileceklerdir. Umarım hepimiz için keyifli ve yararlı olacak bir şekilde gelişebilir bu uygulama.
 
Umarın bir haftayı aşmadan görüşebiliriz. 
 
Sağlıcakla kalın.
 

Etiketler: