x
     
16.11.2014 14:53:45
Okunma: 4334
1 Yorum

İCİNİZDEN BİRİ / icinizdenbiri35@gmail.com
MEĞER

 
Amerikayı Müslümanlar keşfetti gerçeği ve Sn Cumhurbaşkanımızın bu gerçeği açıklamış olması yazmakta olduğum “İçinizden Birisi”  yazının kurgusunu tamamen değiştirme gereği hissetmeme yol açtı.  
 
Sadece "Bu kadar da olmaz, yuh artık" yazıp bu köşeyi de bitirmek isteğimi bir türlü frenleyemiyordum. Sabah biraz daha sakinleşip Odatv de Kolomb'un hatıralarında konunun nasıl yazılmış olduğunu okuyunca bu kez Kolomb’a kızdım. Tamam, dağın tepesindeki cami ifadesi yoktu notlarında ama bir tepeyi/tümseği de zarif bir camiye benzetmişti. Elbette bir tepenin kubbemsi görünüşünden bahsediyordu ama Müslüman politikacıları tanımıyormuydu, asırlar sonra da olsa demeyeceklerimiydi ki herkesten önce Müslümanlar uzak diyarlara denizlerden giderek camiler yaptı, yedi düvele medeniyetler taşıdı, her millet, her ırk her şeyi Müslümanlardan öğrendi diye. Onlar için kanıt hak getire. Ne deseler inanacak bir cemaat olduğunu bilmeleri yetecekti.
 
Diğer yandan da AKP takımının da gayretkeşliğini, çalışkanlığını kıskanmadım değil doğrusu. Kolomb’un notlarına güya dayalı olarak 1996 yılında Amerika’da bir radikal İslamcı bu iddiayı ortaya atmış. Sen böyle bir iddia olduğu bilgisine eriş, bunu RTE’nin ağzından İslam dünyasına duyurmayı, böylece İslamcı kesime yıllar boyu kullanabilecekleri bir malzeme yaratmayı planla, bu plan çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na Türkiye’de “Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi” düzenlet, o zirvede de bu gerçeği patlat.  Bu çabaya, tezgahın ölçeğine ve fütursuzluğuna şapka çıkartılır mı yoksa  biz bu kalitenin dibe vurmuşluğundan nasıl  kurtuluruz mu demeli,  kestiremedim. 
 
Bu saptamayı yapmanın ardından kaçınılmaz olarak, çoğu inançlı olan, Müslüman olan ama hiçbir inanç ve inançsızlıkla bir sorunu bulunmayan, yüzünü çağdaşlığa çevirmiş bizler, sivil toplum kuruluşları ve bu en kritik seçim döneminde tartışmasız olarak desteklememiz gerektiğinde görüş birliği içerisinde olmamız gereken muhalefet partileri ne tür çalışmalar içerisinde olmalı, yeterli çalışmalar yapılıyor mu,  endişe etmeden duramıyorum.   Geniş kitleleri seçim çalışmalarında içlerine almadan, ilerici demokrasiden, çağdaşlıktan yana sivil toplum kuruluşlarını seçim çalışmalarına katmadan geniş kitlelere erişebilirler mi? Ülkenin gerçeklerini doğrudan milletimizden nasıl öğrenecekler de AKP neden bunca olumsuz gidişe karşın hala güçlü, yandaşları ile doğrular üzerinde tekrar tekrar konuşmadan AKP ye olan desteği azaltabilirler mi,  kestiremiyorum, bu konuda sonuç alıcı olabileceklerine pek güvenemiyorum. 
 
Ülkemizin bu gidişi 5-10 yıl sonra Cuma namazı saatlerinde hiç birimizin sokaklarda olamamamızı, hanımlarımızın kısa kollu bluzlar ile eteklikle sokaklara çıkamamalarını, hatta başları açık dolaşamamalarını getirecek, çocuklarımız, torunlarımız imam hatip okullarında okuyor olacaklar,  kuşkunuz olmasın. Muhalefet partileri yeterli çalışmaları yapamamaları halinde bizleri bu gelişmelere mahkum edecek olmanın sorumluluğunu ne kadar hissedebiliyorlar acaba?
 
Bu arada ilgisizliğinize sitem. Başlarken de yazmıştım. Köşe yazarı değilim. Bunca köşe yazarı varken düşündüklerimi, değerlendirmelerimi sizlere iletme meraklısı da değilim. Toplumsal duyarlığı çok önemseyen, sağlıklı toplum yapısına erişebilmek için yaşamlarımızın her alanlarında duyarlı bir yapıda olmamız gerektiğine yürekten inanan “Aranızdan Biri”yim. Bu duyarlığı içlerinde hisseden,  çok sınırlı sayıda olmalarına karşın inançla yolsuzluklara ve usulsüzlüklere karşı büyük bir çaba ile mücadele eden Temiz İzmir Derneği ve derneğin portalı, Gaze-temiz.com aracılığı ile bir çabayı başlatmak amacıyla böyle bir köşeye talip oldum, anlayış gösterdiler, kırmadılar, bu köşe başladı. Amaç sizlerden çeşitli konularda görüşlerin, önerilerin, karşı görüşlerin tartışıldığı bir ortam oluşması, bu ortamın moderatörlüğünün yapılarak görüş, eleştiri ve tartışmaların derlenerek yararlı görüşler, eleştiriler ve öneriler olarak ortaya konulması, ilgili kuruluşlara iletilebilmesiydi. Birkaç katılımcının ortaya çıkması ve ortada dolaşacak hemen her konuda görüş belirtmeleri iyi bir başlangıç olacaktı ve katılımcılar giderek artabilecek, öneri ve eleştiriler çoğalacaktı,  ama şimdilik olamadı.
 
Gelecek yazıda bu köşeyi farklı bir biçime çevirmeyi planlıyorum. Üç bölümlü olacak yazıda önce aktüel bir konudaki görüşlerimi, , sizlerden de görüş gelebilir umuduyla uzatmadan yazacağım. Daha sonra sivil toplum duyarlığının önemi konusunda dış ülkelerden örnekler vermeye bu konuda etkinlikleri olan kuruluşları tanıtmaya çalışacağım. Son bölümde ise ankete yakın bir formatta birkaç konudaki görüşlerinizi en kolay yanıtlayacağınız bir şekilde almaya çalışacağım.
 
Güzel günler dileklerimle.
 

Etiketler: