x
     

İki, karar arasındaki farkı..,

25 Temmuz 2018 Çarşamba , 22:28
Okunma: 3892
0 Yorum

İlgili yerlere gönderdik!!!

 
Erol Yaraş tarafından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı şikayet konusu ile,
 
Manevi Tazminata hüküm verilen dava dosyasında yer alan şikayetler aynı,
 
Hatta, her iki dosyada yer alan ifadelerde;
 
“Erol Yaraş’ın duayen bir gazeteci olduğunu, eşi Nur Yaraş’ında İzmir’in saygın eğitim kurumlarından Türk Alman Eğitim Vakfı Okullarından (TAKEV)’in ve Beyaz Balon Anaokulları'nın kurucusu olduğunu, başarılı iş kadını olarak..,”
 
İnanın her iki dosyada da aynı ifadelerle, suçlanmaktayım,
 
Lakin, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/44440 Soruşturma No, 2017/9616 Kararda Kovuşturmaya yer olmadığına hükmedilirken,
 
6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan Manevi Tazminat davasında ceza aldık,
 
Kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararda aynen şu ifadelere yer verilmiş,
 
“Şikayete konu haberlerdeki ifadelerde, şiddet kışkırtıcılığı veya şiddete özendirme/yönlendirme bulunmadığından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 10.maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince (AÎHM) yapılan bir yorumda; (Handyside-Birleşik Krallık Davası) "Sadece olumlu karşılanan yada kimseye saldırgan gelmeyen yada insanların kayıtsız kalabildiği bilgi ve fikirler değil, saldırgan gelen, sarsıcı nitelik taşıyan yada rahatsız eden fikirlerde; demokratik toplumun vazgeçilmez özellikleri olan çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleri bunlardır." denilmiştir.
 
SONUÇ:
 
Şikayete konu haber ve yazılarda, müştekinin eşi Nur Yaraş'ın İzmir Narlıdere ilçesinde bulunan araziye çiftlik/köy evi şeklinde yapıldığı bildirilen yapının köy evi olmadığı, at çiftliği, restoran, hotel gibi tesislerin yapıldığı belirtilerek buna dair fotoğraf ve ruhsat örneği sunulduğu, yapılanların kanun ve yönetmeliklere ve imar planına aykırı olduğunun ileri sürüldüğü, İzmir Valisi'ne ve Narlıdere Belediye Başkanı'na bu konudaki taleplerini içeren ifadelerin bulunduğu görülmüş, bu hususunda ilgililerin ve kamuoyunun bilgilendirilmesi, dikkatinin çekilmesi ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve eleştiri sınırlan içerisinde kaldığı, müsnet suçların unsurlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle;
 
Şüpheliler haklarında KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA, kararın birer örneğinin müşteki vekiline, şüpheli Mutlu Tuncer müdafii ile şüpheliler Nivent Kurtuluş ve Rıza Ufuk Türkyılmaz'a tebliğine, müşteki vekilinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığımıza verilecek dilekçe ile ya da doğrudan İzmir Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurmak suretiyle itiraz etmekte muhtariyetlerine, CMK’nun 172 ve 173.maddeleri uyarınca karar verildi. 27/02/2017
 
İki kararda yer alan çelişkilere, istinaf mahkemesi ne diyecek çok merak etmekteyim.
 
Hep birlikte sonucu göreceğiz,
 
Her daim, Yüce Türk Adaletine güvendiğimizi yinelemekte fayda görüyorum.
 
6. Asliye Hukuk Mahkemesinde verdiğim dosyayı sizlerle tekrar paylaşıyorum. 
 
 
 

 


Kaynak: