x
     
17.12.2015 18:12:26
Okunma: 4403
0 Yorum

Mehmet Erdül
ANITKABİR’İ KÜLTÜR BAKANLIĞI’NA BAĞLAMAK…

 
“Toprak kullananın,  su işleyenin” sloganın siyasi jargona katkısı, siyasi espri olarak ; ”…delege ayarlayanın”dır.
 
Bir partinin Genel Başkanı seçilebilir hatta o makama atanabilirsiniz. Önemli olan o oturduğunuz koltuğun hakkını vermek, verebilmektir.
 
Rahmetle andığım Bülent Ecevit’in yakınında çalışanlardan biriyim.
 
Genel Merkezde çalıştığım dönemde de, 12 Eylül darbesi sonrası ARAYIŞ DERGİSİ döneminde de Bülent Ecevit’in danışmanlık kurumuna verdiği önemi bilenlerdenim.
 
Genel Başkan iken, CHP’nin Çankaya’da Araştırma birimi vardı. Onlarca Genel Müdür, Müsteşar unvanlı üst düzey yönetici görev yapardı o birimde. Genel Merkeze, iletilen talep ve görüşler, o birime iletilir ilgililerin görüşü alındıktan sonra değerlendirilerek yanıtlanırdı.
 
ARAYIŞ DERGİSİ’nde yazı yazanlar dışında, kadrolu çalışanlar dışında, her ihtisastan danışmanlar vardı.
 
Bülent Ecevit kendi yazdığı bir yazıyı da, yapılacak bir araştırma ile ilgili görüş ve düşünce için de o arkadaşlarımıza danışırdı.
 
1999 yılında KANAL 1 Televizyonu Genel Müdürü olarak görev yapıyordum. Atatürkçü çizgide bir yayın politikası izlerdik. Lozan Antlaşması yıldönümünde eski milletvekilleri  Mustafa Ok, Kemal Anadol, Metin Öztin, Veli Bakırlı, Hüsnü Erol Yeşilpınar’ın katıldığı bir program yapmıştım. Hepsini yakından tanıdığım milletvekillerini tanıtırken oldukça sıcak cümleler kurmuştum. Canlı yayındaydık. Cümlelerim biter bitmez daha program konusuna girmeden Rahmetli Mustafa Ok;
“Bir tanıtım eksikliği var. Ekleme yapayım. Ben 37. TC Hükümetinde 1. Ecevit, CHP-MSP Hükümeti Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanı olarak görev yaptım. Bakanlık dönemimin en önemli projesi Köykent projesidir. Bunu belirtmek isterim” dedi.
 
Biraz ben anlatayım.
 
Rahmetli Mustafa Ok, Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği "Türkiye'nin en önemli sorunu nedir?" konulu “1961-1962 Yunus Nadi Yarışması”na katılıp "Köylerin Kuruluş Konusu" isimli makalesi ile birincilik ödülü almıştı.
 
Köykent projesinin temelini oluşturan bu araştırma, Mustafa Ok’a milletvekilliği ve Bakanlık kapılarını açmıştı.
 
Köykent, Türkiye Cumhuriyeti'nin Köy Ensitüleri Projesi'nden sonraki en kapsamlı kırsal kalkınma projesidir.
 
Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1969 yılı seçim bildirgesinde yer almış, daha sonra da bu dönemde kurulan Köy İşleri Bakanlığı tarafından benimsenerek geliştirilmişti.
 
Proje, 1978–1979'da Ecevit başkanlığında, CHP iktidarı döneminde Van ve Bolu'da birer köyde uygulanmaya başlamış ama 1979'da yapılan ara seçim sonrasında CHP'nin iktidardan ayrılması ile sonuçlanmamıştı.
 
2002 yılında Ordu`nun Mesudiye İlçesi`ni ziyaret eden ve buradaki pilot projeyi inceleyen Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi olan Ajay Chibber, Köykent Projesine başlangıç olarak 300 milyon dolarlık kredi yardımı ile başlama konusunda bir karar almış bulunuyoruz demiş ve bu projenin Türkiye açısından çok yenilikçi ve çok önemli bir proje olduğunu düşündüklerini, özellikle kırsal kesimlerde köylülere daha iyi hizmetler getirilmeye çalışılacağını belirtmişti.
 
Bu biiiiiir….
 
Kemal Anadol, Zonguldak Ereğli ilçe başkanıdır. 1970’li yıllar. Ecevit “Toprak işleyenin, Su kullananın” projesi ile halkın karşısına çıkar. İlk toplantı Zonguldak’da yapılacak ve Ecevit halka projesini anlatacaktır. Yanında yakın arkadaşı Murat Öner, Senatör Mehmet Ali Pestilci, milletvekili adayı Hüseyin Baytürk ve Ahmet Güner vardır.
 
Murat Öner Ecevit’e “Toprak işleyenin, su kullananın “ projesini öneren kişidir. 1961 Genel Seçimlerinde C.H.P listesinden Afyonkarahisar Milletvekili seçilmiş ve 4 yıl süreyle Afyonkarahisar'ı T.B.M.M.'nde temsil etmiştir.
 
ERDEMİR Grevinin ertelenmesini eleştiren bir konuşma yaptıktan sonra Ecevit aracına biner. Önde şoförün yanında oturmaktadır. Arka koltukta Rahşan Hanım, Murat Öner ve Kemal Anadol oturmaktadır. Ecevit Kemal Anadol’a döner düzenlenen etkin nedeniyle teşekkür eder.
 
Tanıyanlar bilirler Kemal Anadol, ciddi bir devlet adamıdır ama espriyi çok sever. Yine espri yapacağı tutar.
 
“Efendim seçim bildirgemiz çok güzel hazırlanmış. Ama bir eksiği var.”  Diye söze başlar. Daha sözünü tamamlamadan Ecevit cebinden kâğıt kalem çıkartır not alacaktır.

“Evet, Kemal Bey devam edin lütfen .” Der. Ter basar Kemal Anadol’u. Utana sıkıla sürdürür konuşmasını:
 
“Toprak işleyenin su kullananın, bunlar çok güzel ama bir noksanı var.”
 
Elleri kalem defterde Ecevit sabırsızlanır:

“Evet...?”
 
Anadol tamamlar cümlesini:

“….delege ayarlayanın.”
 
Murat Bey güler, Ecevit sinirlenir. Ama Sayın Kemal Anadol’un “Filmi Geriye Sarınca “ adlı kitabında söylediği gibi, “siyasi jargon esprili bir slogan” daha kazınmış olur.
 
Bu ikiiiiii.
 
Özetlersek. CHP Genel Başkanlığı ya da Genel Sekreterliği koltuğunda oturuyorsanız;
 
Danışmanlarınız olacak.
 
Siyasi Jargona yerleşmiş esprili eleştiri ”Delege ayarlayanın” politikasını uygulamaktan vazgeçeceksiniz.
 
Sokaktan adam bulup milletvekili yapmayacaksınız.
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, aldığı Nobel Ödülü'nü Anıtkabir Müzesi'nde sergilenmesi için Genelkurmay'a teslim Eden Prof. Dr. Aziz Sancar'ı eleştirerek;
 
 "Ödülü Genelkurmay'a götürmesine şaşırdık" demiş.
 
Bekaroğlu, Anıtkabir Müzesi'nin Genelkurmay'a bağlı olduğunu bile bilmiyor.
 
Sanal âlemdeki takipçilerinin kendisine Anıtkabir Müzesi'nin Genelkurmay'a bağlı olduğunu hatırlatması üzerine ise müzenin "Kültür Bakanlığı'na bağlanması" tavsiyesinde bulunuyor.
 
Şimdi YCHP’nin iktidar olduğunu ve de bu Beyefendinin Bakan olduğunu düşünün.
 
Köykent gibi, Toprak işleyenin su kullananın gibi derdi yok.
 
Anıtkabir yönetimini askerden alıp Kültür Bakanlığına devredecek.
 
Kadro yok, yönetim yok. Danışman hak getire. Atatürk’ü tanıyan yok, ilkelerine sahip çıkan yok. Yok oğlu yok.
 

Şimdi anladınız mı neden yüzde 25’lerde kalıyor YCHP? 

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları