x
     
04.02.2016 16:20:43
Okunma: 5215
1 Yorum

Mehmet Erdül
Diktatörlerin son sözleri.

 
“Tek başıma yapmadım.”
 
Bir de şu var unutulmamalı:

“Kandırılarak buraya getirildim, görevimin başındayım”
 
Mutlaka sayıca daha çoklardır… Aklıma gelenleri sıraladım.
 
Maximilien Robespierre:
 
Fransız devrimin liderliğini yapan Robespierre, 40 bin kişinin ölümüne neden oldu. Öldürülenler arasında din adamları, aristokratlar ile işçi ve köylüler bulunuyor.
 
 

Ayetullah Humeyni:
 
1979-1989 yılları arasında İran’ın liderliğini yapan Humeyni döneminde 30 bin rejim karşıtının öldürüldüğü belirtiliyor. 1989 yılında 86 yaşında ölen Ayetullah Humeyni, İranlı siyasi tutukluların yaşamasına izin vermedi.
 
 
 

İdi Amin:
 
Uganda ordusunda subay olurken 1971 yılında gerçekleştirdiği darbeyle işbaşına geçen Amin, insan hakları ihlalleri, politik bastı ve etnik katliamlarla anıldı. 50 ila 80 bin kişinin öldürüldüğü dönemde 60 bin Asyalıyı da İngiliz pasaportuna sahip olduğu için sınır dışı etti. Ölümüne kadar Uganda’yı yöneten İdi Amin yaptıklarından pişman olmadığını sürekli dile getirdi.
 
 

Leopold:
 
1865-1909 yılları arasında Belçika krallığını yürüten Leopold, Afrika’da 3 milyon Kongolu’nun ölümünden sorumlu tutuluyor. Kendisi için özel bir ordu kuran II. Leopold, Kongo’da kauçuk ve fildişi elde etmek için oluşturulan merkezlerde işkenceden yapmaktan geri durmadı.
 

Ivan IV Vasilyevich, Ivan ya da bilinen adıyla, Korkunç Ivan:
 
1533-1584 yılları arasında Rusya’nın liderliğini yapmış olan despot devlet adamıdır. Kazan ve Sibirya’yı ele geçirmiş, Rusya’yı o tarihe kadar çıkmış olduğu en geniş sınırlara çıkartmış, halkı arasında hem bir kahraman, hem de korkulacak bir diktatör olarak anıldı.
 
Ivan IV Vasilyevich, 25 Ağustos 1530 tarihinde, Moskova’da dünyaya geldi. III. Vasili’nin oğlu olarak doğan Prens Ivan, babasının henüz kendisi üç yaşındayken kan zehirlenmesi nedeniyle hayatını kaybetmesi nedeniyle tahta çıktı. Ivan henüz yedi yaşındayken, kendisinin yerine tahtın sorumluluklarını üstlenen annesi Elena, tarihçilerin yazdığına göre zehirlenme sonucu öldü.
1547 yılında, 16 yaşındayken Çar olarak tahta geçen Ivan’ın hakimiyetinin ilk yılları, barış ve reformlarla dolu olarak geçti.
 
 
 
 Eşinin vefatının ardında yerel yöneticilerin olduğunu ve de ailesini zehirlediklerini düşünerek bölgede bulunan soylulara karşı sert yaptırımlarda bulundu.
 1565 yılında, Opriçnina adını verdiği kural ve sadece kendisine bağlı bir polis örgütü kuran Ivan, yirmi yıl sürecek olan sert hakimiyet yıllarını böylece başlatmış oldu
.Bu dönemde pek çok soyluyu ve de kendisine karşı olduğunu düşündüğü haini öldürten Ivan, 1582 yılında kendi oğlunu bile öldürtmekten çekinmedi ve de böylece “Korkunç Ivan” adını kazandı.
İlk Rus Çarı olarak bilinen Korkunç İvan döneminde yüz binlerce insan sürgüne gönderildi. Kendi oğlunu öldürmekten bile çekinmeyen İvan satranç oynarken öldü.
 
Josef Stalin:
 
1922’den, 1953 yılındaki ölümüne kadar 31 sene boyunca SSCB’nın liderliğini ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin liderliği anlamına gelen Genel Sekreterliğini yapmıştır. 10 milyon ila 60 milyon arasında insan Stalin döneminde öldürülmüştü.
 
 
 Adolf Hitler-Almanya
 
Faşizm ve diktatörlük kelimeleri yan yana gelince önce insanın aklına Hitler geliyor.
Milyonlarca kişinin ölümünden sorumlu tutulan Adolf Hitler, 30 Nisan 1945’te intihar etti.
Almanya’nın ‘Führer’i, II. Dünya Savaşı sırasında Rusların Berlin’e girdiği haberini alınca, 12 yıllık iktidarının bittiği gerçeğiyle yüzleşti.
Hitler’in intihar kararını, Mussolini’nin düştüğü durumdan korkarak verdiği belirtiliyor.
 
Son sözleri;
 “Cesedimi Rusların eline asla vermemelisiniz, beni Moskova’da heykel yaparlar”oldu.
 
 
 Benito Mussolini-İtalya;
 
İtalya’nın faşist lideri Mussolini, İkinci Dünya Savaşı’yla halk desteğini de kaybetti.
İspanya’ya kaçma teklifini reddeden 23 yıllık diktatör, 28 Nisan 1945’te Alman üniformasıyla kaçarken yakalandı.
İtalya Kurtuluş Komitesi’nin da hakkında aldığı idam kararı hemen uygulandı.
 
Son sözleri;
 “Beni göğsümden vurun” oldu.
Cesedi Milano’da ayaklarından asılarak sergilendi.
 
 
 
Saddam Hüseyin-Irak
 
ABD’nin Irak’a 2003 yılındaki müdahalesinin ardından 9 ay aranan Saddam Hüseyin, memleketi Tikrit’te bir çukurda bulundu.
26 Aralık 2006’da idama mahkûm edilen 24 yıllık diktatör, 4 gün sonra asıldı.
 
İdamından hemen önce halkına:
“Birlik içinde kalın ve İran’a güvenmeyin” diyerek seslendi.
 
 
 
 Zeynel Abidin Bin Ali:
 
Tunus’un 24 yıllık Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali, 2010 yılının aralık ayında üniversite mezunu bir işsiz gencin kendisini ateşe vermesi ile tetiklenen halk isyanının ardından 14 Ocak 2011’de yönetimi bırakarak eşiyle birlikte Suudi Arabistan’a kaçtı.
 
Haziran ayında, “Kandırılarak buraya getirildim, görevimin başındayım” açıklamasını yaptı ama kimse itibar etmedi.
 
 
Francisco Franco-İspanya
 
Ülkesi İspanya’yı iç savaşa sürükleyen ve ardından 36 yıl boyunca iktidarda kalan Franco hiç bir zaman ‘devrik lider’ konumuna düşmedi.
 
İktidardayken hastalandı.
 
Ziyaretine gelenler için ‘Neden geldiler’ diye sorarken ‘Hoşça kal demek için’ yanıtı verildiğinde, ‘Nereye gidiyorlar?’ demesi yanındakileri şaşırtmıştı.
 
20 Kasım 1975’te öldü. Tüm heykelleri söküldü.
 
 
 
Nikolay-Elena Çavuşesku-Romanya
 
24 yıl iktidarda kalan komünist lider Nikolay Çavuşesku baskı ve zulüm rejiminin ardından idama mahkûm edildi.
 
Devrim Meydanı’ndaki konuşması yuhalanınca eşi Elena ile parti binasına sığınan Çavuşesku helikopterle kaçmaya çalıştı ama yakalandı.
 
25 Aralık 1989’da kurşuna dizildi.
 
Elena Çavuşesku’nun son sözleri,
 
“Ben sizin annenizim” oldu.
 
Nikolay Çavuşesku ise
 
“Romanya sonsuza kadar yaşayacak” dedi.
 
 
 
 Hüsnü Mübarek-Mısır
 
Demir kafes arkasında Mısır’da geçen yıl ocak ayında başlayan yönetim karşıtı protestolara direnemeyerek 30 yıl süren iktidarını 11 Şubat’ta bırakan 83 yaşındaki Mübarek, bir ay sonra tutuklandı.
 
Sağlık sorunları nedeniyle Kahire’de bir hastanede tedavi gören devrik lider, ilk duruşmaya 3 Ağustos’ta sedye ile getirildi ve duruşma salonunda demir kafes ardından yatarak ifade verdi.
 
Hiçbir zaman iktidar ve makam hırsı olmadığını vurgulayan Mübarek, "kan dökülmesini önlemek için" kendi iradesiyle görevi bıraktığını söyledi.
 
Mübarek’in dişe gelir son sözleri şöyleydi:
 
 "Ülke içinde ve dışında dini istismar edenler, göstericileri şiddete itmektedir.”
 
 
 
Pol Pot-Kamboçya;
 
1975-79 arasında Kamboçya’nın başbakanı olan Pol Pot, kurduğu baskı rejiminde bir milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor.
 
 Kendi destekçileri tarafından ömür boyu ev hapsine mahkûm edilen Pol Pot, 18 Nisan 1998’de kalp krizinden öldü.
 
Ölmeden önce ölümlerden dolayı vicdanının rahat olduğunu söyleyerek;
 
“Tek başıma yapmadım” dedi.
 
Diktatörler hiçbir şeyi tek başına yapmazlar.
 

Etiketler:

Misafir - 05.02.2016 12:36:28

  • Cesamin ÖZKAN
  • Güzel bir tur olmuş, toplum adına gelipte sonra kendi egoları adına teklikeli işler yapan kimi diktatör, kimi diktatör bozuntuları ile ilgili yazınız.Öyle halkın duygularını kullanarak saraylarında kendi egolarını tatmin adına yığınlara kan ağlatmak kimsenin yanına kalmaz.Helede bu adiliklerine aile boyu hırsızlıklarını da ekleyerek yapanların sonu bir kaç kat daha acılı oluyor. Son yıllarda bu potansiyele sahip bir kaç tane daha türedi ve sonları da yaklaştı.
  • Yazarın Diğer Yazıları