x
     
16.07.2017 15:42:05
Okunma: 2871
0 Yorum

Mete Gönenç gonencmete@yahoo.com
KÜRESEL KAPİTALİZMLE MÜCADELE-1


20.YY ın 2.yarısında sosyalist devrimlerin yaygınlaşması beklenirken tam tersine, mevcut sosyalist rejimlerinde çözülmesiyle, dünyanın çok büyük kısmında küresel kapitalist sistem hüküm sürmeye başlamıştır. Teknoloji ve iletişimdeki büyük gelişmelerden yararlanan ve eski başarılı sol hareketleri çok iyi inceleyip ders alan bu sistem, varlığını sürdürebilmek için birçok etkili önlem almıştır. Ancak çok fazla da zayıf tarafı bulunmaktadır.

Nitekim 1970 erden beri dünyada yeni sosyalist devrimler olmadığı gibi ufak istisnalar dışında tüm sol hareketlerde önemli gerilemeler oluşmuştur. Hal böyle iken sosyalistlerin birçoğu hala klasik emperyalizmle mücadele taktiklerini bile uygulayamadan eski sloganlarını atmaya devam etmekte, devrimin bir an önce oluşmasını beklemektedirler? O nedenle de ben ısrarla küreselleşmeyi yazmaya devam edeceğim. 

Herhangi bir örgüt veya kadro içinde olmayıp, tartışma olanağından yoksun bulunduğum için birçok eksik ve yanlışı da göze alarak bu sistemin güçlü ve zayıf yanlarını tartışmaya çalışıp katkılarınızı bekleyeceğim.

Öncelikle, küresel aşamada sömürü katlanarak artmıştır. Artık büyük ölçüde bilgisayarla ve en gelişmiş teknoloji ile yapılan üretim değeri marka değerleri ile de katlanarak binlerce misli artmış, artık değer miktarı yükselmiş dolaysıyla sömürü miktarı katlanarak yükselmiştir.. Artık işçi sınıfının zincirleri bile rehin alınmıştır. 

Gelişmiş batı sermayesinin ucuz emek için yatırımlarını kaydırdığı Çin, Hindistan gibi ülkeler başta olmak üzere işçi ücretleri açlık sınırının bile altına düşmüştür. Tam istihdam amaç olmaktan çıktığı için tüm ülkelerde giderek çoğalan işsiz ordusu, ücretleri daha da baskı altına almaktadır. Yakında ise mülkiyeti kime ait olacağı bilinmeyen robotların istihdamının getireceği sorunlar ise endişe vericidir?

Batılı zengin ülkelerde daha yavaş olmak üzere, tüm çalışanların ekonomik ve sosyal güvenceleri yok edilmiştir. Artık kamuda bile sözleşmeli istihdam dönemi başlamıştır. En temel kamu hizmetleri bile özelleştirilip büyük kısmı taşeronlara devredilmiştir. Devletin sosyal uygulamalarına, politikalarına son verilmiştir. Polis devletine dönüşen devletin çalışanlara sunduğu tek şey kemer sıkma politikalarıdır.

Özellikle de  %20’lerde seyreden genç işsizlik oranı, gençlerin geleceğe dair bütün umutlarını kırmaktadır. Okuyabilen gençler iş bulabilmek için kıyasıya bir yarış ve umutsuzluk içinde yüksek lisans yapmaktadırlar. Akademik çalışma ortamı ise her geçen gün bilimsellikten uzaklaşmaktadır. İstediği işte çalışabilen genç yok gibidir. Okuyamayanların hali ise içler acısıdır.

Dünyada birçok insan fazla yemekten, obeziteden ölürken milyonlarca insan açlıktan hayatını kaybetmektedir. Özellikle Afrika, Asya’daki az gelişmiş ülkelerde yıllar önce çaresi bulunmuş hastalıklardan bile milyonlarca çocuk ölmektedir. Her gün daha yükselen mükemmelleşen teknoloji insanlığın önemli sorunlarına çare bulmak için değil, yalnızca karları arttırmak için kullanılmaktadır.

Kapitalist sistemde dengeyi ve tam istihdamı sağladığı iddia edilen arz-talep sistemi terk edilmiştir. Kimin neyi tüketeceğine sadece karlılık oranlarına göre küresel sermeye karar vermektedir. Sermaye ürettiğini satabilmek için neredeyse tüm insanları borçlu hale getirmiş, tasarruflar negatife düşmüştür.Mevcut tasarrufların önemli kısmı da  paradan para kazanmak için kullanıldığından ekonomideki atıl kapasite her geçen gün artmaktadır.
 
DEVAM EDECEK
 

 

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları