Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com
Biz kendimizi biliyoruz, ya siz?
İnsan parasını kaybettiğinde değil, itibarını kaybettiğinde iflas eder. Para bir şekilde kazanılır, ya şeref ve itibar bir kere ayaklar altına alındımı işte o zaman gerçekten, geçmiş olsun.
Şeref ve itibar, para ile kazanılır mı? Şeref ve itibar, para için satılabilir mi?
Kimi insan para alır ve usulsüz bir işe göz yumar, “namussuz” olur.
Kimi insan da para almaz, hatır için göz yumar, “iyi adam” olur.
Oysa iki eylemde de suç vardır. Sonuca neden farklı bakıyoruz ki?
Bir zamanlar Cem Uzan için, “ne yapmış Amerika’yı dolandırmış, sen gel de burada olanlara bak” derdik.
Kayseri, Ankara, İstanbul belediyelerinde ne yolsuzluklar var sen birde, onlara bak!
Birinci örnek buraya bak, ikinci örnek oraya bak.
Bilmem anlatabildim mi?
Ya da “mafyaya ihale vermem” demekle ihaleye fesat karıştırmış mı olursunuz, yoksa kahraman mı olursunuz?
İzmir kaçak yapı cenneti oldu, neden sorusunun yanıtı ise;
Aman canım zaten İzmir’in %65 kaçak, ha bir fazla, ha bir eksik!
Kaçak yapılarda;
Koltuk sahibi, olayı şöyle yorumlar; “yatırımcıdır, yatırımı engellemek ilçeme zarar getirir, istihdam sağlayacak, hele bir başlaşın imar planı tadilatı yapar geçeriz”
Kimi koltuk sahibi de olaya şu gözle bakar; “göz yumar görmezden gelir isem, seçim zamanı beni destekler arkamda durur, hele bir kazandıralım ki istemesi kolay olsun”
Dediğim gibi aynı eylem ama farklı kazanımlar, sonuç ise değişmez her ikisi de suç.
Beyaz yalan, kuyruklu yalan arasında ki fark gibi.
Beş sene içinde, bir takım yerleri hizmete açar ve şöyle çalıştık böyle çalıştık diye halka seslenir.
Hizmete açamadığı yerler için de, hükümetin engeline takıldım, iptaller yaşadım der.
Bu söylemler hep bana çocukluğumu anımsatır, okuldan eve geldiğimde, annem sınav nasıl geçti dediğinde, sınav iyi geçti ise 5 aldım. ( iyiler alınır)
Sınav kötü geçtiğinde ise 3 verdi. (kötüler sizin suçunuz değildir)
Bu örnekler uzayıp gider, kimilerine göre, doğru ile yanlış farklı yorumlanır, yorum hatası vardır.
Oysa tek doğru vardır. Doğrular zaman ve süreç içinde değişmez. Dün yanlış olan bugünde yanlıştır. Ya da doğru olan yarında doğrudur. Pi sayısını zaman ve koşula göre değiştirebilir misiniz, ya da kareyi bugün için daire yapabilir misiniz?
Temiz İzmir Derneği, sivil toplum kuruluşudur. Gücümüzü halktan alıyoruz, şimdilik çok az sayıda üyemiz var. Gönüllerini koyan üyelerimiz ellerinden geldiğince çalışıyorlar, Süleyman Gencel ve bendeniz işe gider gibi her gün sabah 10.00 akşam 18.30 arası “sessizliğin sesi” olmak adına dernekteyiz.
Toplu taşıma araçları kullanıyoruz, derneğimizde klima olmasına karşın, çok elektrik faturası gelir diye çalıştırmıyor vantilatörle serinlemeye çalışıyoruz. Gaze-Temiz internet gazetesinin sağında, solunda üstünde ve altında hiç reklam yok. Dernek üyelerimizden birinin reklamı bila bedelle yayında.
İzmir’de elimizden geldiğince kaçak ve usulsüz işleri, kimin yaptığına ya da kimin göz yumduğuna bakmadan yayınlıyoruz.
Bizim için kimdir, hiç önemli değil. Bizlerin doğruları zaman içinde erozyona uğramıyor.
Sabahları Süleyman Gencel ile 20 dakika oturur günün değerlendirmesini yapar, ya o bizim adam yazmayalım göz yumalım da demeyiz. Diğer sitelerin ne yazdığı bizleri ilgilendirmez kendi özgün haberlerimizi yaparız.
Ah Süleyman Gencel ne çektin benden, en nihayetinde kafama vura vura haber yapmayı öğrettin sanıyorsun da yanılıyorsun benden söylemesi.
Bazen hiç tanımadığım bir ses telefonla beni arar, “sevgili dostum ya da güzel kardeşim, bizim kaçağımız yok” bazen de “bir yemek yiyelim konuşalım” buna benzer aramalar.
Arkadaşlar ben yemek yemiyorum perhizdeyim, kahve ya da çay içmiyorum. Paraya da küsüm bilginize, bana anlatacaklarınızı yetkili makamlara anlatın.
Tüm bunları niye anlatıyorum derseniz eğer, bizler için önce yazıyı yazıp sonra kişilere gidip “kaçağın var yakaladık, gör bizi görmeyelim sizi” demiyoruz.
Ortalıkta bir takım dedikodular dolaşıyor duymuyoruz sanmayın duyuyoruz, ne söylerseniz söyleyin bizler yolumuzda emin adımlarla yürüyor ve yürümeye devam edeceğiz, belki birçok kişi için enayi aptal olabiliriz. Aybaşını gelmesini istemeyebiliriz kiramızı ödemekte de zorlanabiliriz. Bizlerin altında son model jeeplerimiz yok, çayımızı kahvemizi temizliğimizi de kendimiz yapıyoruz.
Gece yastığa kafamızı koyduğumuzda ise mışıl mışıl uyuyoruz. Bizlerin en büyük lüksü bu ya sizlerin?