x
     
12.03.2014 20:55:49
Okunma: 5601
2 Yorum

Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com
Bizler yok isek, sizler hiç yoksunuz!


Dün yaşananlar, bugün yaşananlar ve yarınlarda yaşanılacak olaylar, beni ve benim gibi birçok kişiyi rahatsız etmekte.

Demokraside egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet bu egemenlik hakkını milletvekilleri aracılığıyla kullanmaktadırlar. Yöneten kişiler ellerindeki gücü milletten almaktalar.

Bizler yoksak, siz hiç olmazsınız, bizleri sadece sandıkta oy kullanacak bireyler olarak görmekten ne zaman vazgeçeceksiniz?

Demokraside bütün insanlar hür ve özgürdür. İnsanlar serbest düşünme ve düşüncelerini açıklayabilme hakkına sahipken..,

Nedir bu zulüm? 

Bizler yok isek, sizler hiç olmazsınız?

İnsanın, en demokratik hakkını, herhalde unutmuş olacaksınız, bir kez daha hatırlatayım dedim. 

Her bireyin, “Yaşama hakkı, işkenceye maruz kalmama hakkı” vardır.

Ha, tomayla su sıkmışınız, ha bireyleri falakaya yatırmışınız ne farkı var? Bizler insanız!

Sizler meydanlarda yıllardır bizleri kandırmaktasınız, buna rağmen bizler sizlere tomalarla su sıkıyor muyuz?

Her fırsatta Anayasa’dan bahsedersiniz de, Anayasa’dan bihabersiniz.

Anayasanın 15. Maddesi derki;
 
Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. 

Hayırdır ülkemizde savaş ya da seferberlik mi oldu? En temel hak ve hürriyetlerimiz kısıtlanmakta?

MADDE 17- Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

Sokaklarda, polislerimizin eline tutuşturduğunuz, plastik mermiyi, kimyasallarla halkın üzerine su sıkma hakkını hangi Anayasadan almaktasınız?

MADDE 26- Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.
 
Hangi düşüncemizi paylaşmamızdan korkarsınız?

MADDE 34- Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. 

UNUTMAYINIZ Kİ, ÜLKEYİ YÖNETMEYE TALİP OLAN KİŞİLERİ, HALK SEÇİM İLE GÖREVE GETİRİR.

Dün gencecik bir fidanımızı kaybettik, ne yaparsak yapalım geri gelir mi?
 
 
 
 

Etiketler:

Misafir - 15.03.2014 13:58:59

  • misafir billahiii
  • sayın vallahi'ye sesleniyorum ölen canalrı korumak devletin görevi nivent hn görevi değil kaldı ki bu yazıda da zaten üzüntüsünden insanca muameleden bahsediyor..ben ortada avukatlık bir durum göremedim... ayrıca dediğim gibi vatandaşı korumak devletin işi ama bir kentteki yapılan her türlü haksızlık orada yaşayan her vatandaşın takip etmesi gereken bir durumdur...çoğu insanın korktugu kaçtığı banane dediği yerde bunu ortaya döken bu yürekli insana ancak alkış tutulur...siz niye bu kadar rahatsız oldunuz anlamadım ordaki burdaki imzadan yoksa böyle bir sıkıntınız mı var ??? saygılar
  • Misafir - 15.03.2014 01:00:17

  • Vallahi
  • Bakın ne güzel yazmışsınız!Memlekette canlar yitirilirken siz bazen de tutup yok o yazıyı kim imzaladı, yok o göreve gelenin ataması doğru mu, yok bilmem ne müdürünün görevden alınması hukuki mi gibi şahsi konulara emek harcıyor, birilerinin avukatlığına soyunuyorsunuz. Örnek Hızır Ersu, Narlıdere Belediyesi bilmem ne müdürü, Gaziemir Belediyesi Başkan Yardımcısı vb. Bunlar kim olursa olsun yapılan iş memleket menfaatine mi değil mi, onu haber yapın, onu eleştirin. Bize ne Alinin, Velinin makamından mevkiinden, atamasını kimin imzaladığından, imzalamadığından, yasal olup olmadığından. İşe bakın, halkın ihlal edilen menfaati, yolu, köprüsü, toplanıp toplanmayan çöpü, korunan korunmayan canı, ona bakın!
  • Yazarın Diğer Yazıları