Cumartesi günü “Temiz İzmir Derneği” genel kurulunu yaptık, derneğimize üye olan arkadaşların hepsinde, bir heyecan vardı.
Bunu kelimelere dökmek gerçekten çok zor, neredeyse tam kadro tek tatil günlerini hiçe sayarak, kimileri ayakta kimileri sehpanın ucuna oturmuş vaziyette, yüreklerini ortaya koyarak gelmişler.
Gözlerindeki ışıltı, yalnız olmadığımızı gösteriyordu.
Kurul üyeleri seçiminden sonra, "Açılacak davalara sohbet niteliğinde değinelim" dedik, birde baktık ki o kadar çok açılacak dava gündeme alınınca, ben söz alarak "Açılacak davalar için 201 TL gerekli onun için öncelik sırasını alalım" dedim.
Üyelerimizin gelir düzeyi ay sonunu zor getiren kişilerden oluşmasına karşın her biri o koca yürekleriyle "varız" dediler.
O an içimden yanılmadığımın farkına vardım, hala birileri bir amaç uğruna savaşa biliyorsa, yapacak daha çok işimiz var.
Süleyman Gencel aralarda, bilgisayarın başına oturmuş Ali Sabuktay’dan gelen tekzip için, yazıyı yetiştirmeye çalışıyordu. Dernek avukatımız Metin İpekli tekzip yazısını incelerken, dernek üyelerimiz merakla yazıyı bekliyorlardı.
Bunca kişi arasında Süleyman Abi bu yazıyı nasıl yazabiliyordu, herhalde gazetecilik bu olsa gerek, benim bir yazıyı yazmam saatler alırken, o hem bize laf yetiştiriyor bir yandan da yazıyordu.
Genel kurul yapmamıza karşın, üye olmayan mağdur kişiler yer olmadığı için kapının önünde bekliyorlardı.
Demek oluyor ki bizler doğru yoldayız.
Belediye meclisinden geçen usulsüz planlara askı süresinde yaptığım itirazlara, itirazınız uygun görülmemiştir yazılarıyla birer, birer ret olunca, İdare Mahkemelerinde açtığım davalar, “şahsi menfaatim ihlal edilmediğinden” ret ediliyordu.
KENT VATANDAŞI olmak da yeterli değildi, gözlerimin önünden planlar birer, birer geçti. Sevgili ağabeyim Sedat Cuhadar “kardeş gel bir dernek kuralım” demesiyle başlayan süreç.
Derneğin ilk üyelerinden Süleyman Gencel’in de aramıza katılması “GAZE-TEMİZ” kuruldu. Derneğin faaliyetlerini bir şekilde kamuoyuyla paylaşmamız için güzel bir adım oldu.
Süleyman Gencel nasıl bir dert aldığının farkında değil, çünkü bizlere büyük bir sabırla gazeteciliği öğretiyor, eskiden yazıyı yazıp yollardık, haber nasıl yapılır bilmiyorduk.
Sakın sanmayın ki Gaze-Temiz’de çok kişi çalışıyor, kalemi keskin Süleyman Gençel, kul hakkının en büyük savunucularından Sedat Çuhadar ve ben. Elbet sizlerin desteklerinle daha çok sesimizi duyuracağız.
Çok tekzipler yiyeceğiz.
Üyelerimizin bizlere kattığı güçle her geçen gün büyümeye devam edeceğiz. Sizlerden aldığımız güç olmasaydı eğer, her sabah işe gider gibi derneğe gelmezdik.
Her geçen gün değerlerimizi yitiriyoruz, bilmem farkında mısınız?
Önce insan olmayı unuttuk,
Sonra değerlerimizi yok say saydık, değerlerin yerini makam, para aldı.
Doğru bildiklerimiz, yanlışlarla yer değiştirdi,
Sonra millet olmayı unuttuk, ayrıştırıldık bizden olanlarla bizden olmayanlar diye sınıflandırıldık, bu sınıflandırılmadan birileri siyaset yaptı.
Sandık başına gittik oy verdik, zannettik ki biz seçtik, parti lideri kimi işaret ettiyse onu seçtik.
İşte hayat dediğimiz ömrü, bir solukta makam mevki uğruna üç kuruşa sattık, değerlerimizi yitirerek.
Yanında götüreni hiç göreniniz var mı? Mal sahibi mülk sahibi kimdir bunun ilk sahibi?