x
     
30.01.2016 20:08:43
Okunma: 5044
3 Yorum

Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com
Görevi Kötüye Kullanma Suçu

 

Ben kendimce karar almıştım, dava bitene kadar dava ile ilgili tek bir kelime yazmayacağım diye.  Mahkemeden bir gün önce bile, Abdul Batur ve bürokratlarının yargılanmasına yarın devam edilecek, diye haber yapmadım.

 

Ancak hakim benim için bir karar verdi. Görülen davada “suçtan zarar görmediğim anlaşılmakla, katılma talebimim reddine” diye karar çıktı.
 
Karara saygılıyım, bundan dolayı uzun uzadıya yazı yazmak istemiyorum. 
 
Lakin,  iki cümle yazmadan geçemeyeceğim.
 
İzmir İlinde ikamet eden-yaşayan bir vatandaş olarak davacının dava açmakta menfaati, dolayısıyla da dava açma ehliyeti vardır. Kaldı ki davayı ben açmadım, benim ihbarım neticesinde, İçişleri Bakanlığı müfettişi inceledi ve soruşturma izni verildi.
 
Elbet Sayın Batur ve bürokratları karara itiraz etti. Kabul edilmemiş olacak ki, kamu davası açıldı. 
 
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 56. maddesindeki, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu ve çarpık yapılaşmanın çevre sağlığını etkilediğinden dolayı bunun önlenmesi ise, sadece devletin değil vatandaşların da ödevi olduğu. Belirtilmiş olsa da, kırılmadım gücenmedim.
 
Katılan talebimim kabul edilmemiş olması, beni asli görevime döndürdü.
 
Şimdi vatandaşı bilgilendirme zamanı diyelim.
 
Cuma günü 35.Asliye ceza mahkemesinde Abdul Batur ve bürokratlarının yargılanmasına başlanıldı.
 
Mahkemede Abdul Batur ve bürokratları yoktu, avukatları geldi ve duruşmaya başlanıldı.
 
Duruşmada, sanık avukatlarından Av Atakan Beşken; “müvekkillerimin bu suçu işlediğine dair SOMUT bir delil yoktur, hepsi SOYUT bir iddiadan ibarettir.” Dedi.
 
O an gözlerim büyüdü, kulaklarıma inanamadım.
 
Kendimi toparladım söz aldım, dosyada SOYUT delil yok, SOMUT delil vardır, İçişleri Bakanlığı tarafından hepsi tespit edilmiştir dedim.
 
Avukat bey nasıl olur da, hala SOYUT Delil diyebilmekte anlayamadım, sizler anlayabildiniz mi? 
 
Hakim mart ayında yerinde keşif yapılmasına ve ardından 6 Nisan 2016 tarihinde, saat 14.00 duruşma günü verildi.
 
Dava bu kadar sürede bitti.
 
Pardon bir konuyu unuttum, tekrar başa dönüp araya sıkıştırmaya çalışmak yerine şimdi bahsedeceğim.
 
Mahkemede bir belge ibraz ettim. İbraz ettiğim belge, hani Sayın Batur daha yapı kullanma belgesi olmadığını iddia ettiği Sıtkı Kürüm’ün eşine ait evin posta kutusuna bırakılan telefon faturasını ibraz ettim. Bu mektubu nasıl elde ettiğimizi merak ediyorsanız eğer, Temiz İzmir Derneği'nin kapı altından atılmış.
 
Asıl merak ettiğim bir konu ise, eğer Sıtkı Kürüm bahse konu evde oturuyorsa su ve elektrik nasıl bağlanmış olabilir?
 
Merak ettik soruşturuyoruz.
 
Zaten mahkemede sadece konu Sıtkı Kürüm’ün evi değil, imar eklerine uygun olmayan birçok ev söz konusu. Sayın Batur ve ekibi bilirkişilere nasıl izah edecekler ve ne karar verilecek inanın sizin kadar bende çok merak ediyorum.
 
Yazımı bitirirken merak ettiğim bir konu daha var, Sayın Batur’un 9.Sulh Ceza mahkemesinde aldığı 

“Sanık Abdül Batur’un sabit olan Görevi Kötüye Kullanma suçu nedeniyle eylemine uyan TCK.nun 257/2 maddesi uyarınca, suçun işleniş şekli ve kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdiren ÜÇAY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, sanık eylemini zincirleme olarak gerçekleştiğinden cezası TCK.nun 43.maddesi uyarınca sanık hakkında verilen ceza takdiren 1/4 oranında artırılarak sanığın ÜÇ AY YİRMİ İKİ GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışı lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek TCK.nun 62. Maddesi uyarınca cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın ÜÇ AY ÜÇ GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, sanık hakkında başkaca takdiri ve kanuni artırım ve indirim nedenin uygulanmasına takdiren yer olmadığına, sanığın kişilik özellikleri ve suçun işleniş şekli dikkate alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde kanaat oluşmadığından ve sanık HAGB den yararlanmak istemediğinden CMK.nun 231. Maddesinin sanık hakkında uygulanmasına takdiren yer olmadığına, sanığın kayden sabıkasız oluşu, suçun işleniş özelliği ve sanığın sosyal durumu dikkate alınarak hapis cezasının bir günü TCK. 50/1-a ve 52. Maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 TL’den olmak üzere paraya çevrilerek sanığın neticeden BİN SEKİZ YÜZ ALTMIŞ TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, sanığın ekonomik durumu ve kişisel hali dikkate alınarak verilen para cezasının aynı yasa 52/4 md uyarınca takdiren birer ay ara ile ve 10 eşit taksitte ödenmesine, taksitlerden birini süresinde ödemediği takdirde geri kalan kısmın tamamının tahsiline ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususunun sanığa ihtarına (ihtar yapıldı). Suçun TCK nun 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle aynı kanunun 53/5 maddesi uyarınca takdiren KIRK ALTI GÜN süreyle adli para cezasının tamamen infazından sonra başlamak üzere TCK nun 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmasına.”
 
46 gün hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklama kararı uygulandı mı, uygulanmadı mı?
 
 
 

Etiketler:

Misafir - 31.01.2016 14:18:19

  • izmirli
  • Nivent hanımcım bilmediğimiz daha neler dönüyor belediyelerde bir bilseniz.İzmir adına üzülüyorum.Gelen giden yönetimi kötülüyor ancak; gelenin gidenden hiçbir farkı yok ki; şu anki yöneticiler daha da berbat.
  • Misafir - 31.01.2016 10:35:43

  • hukukçu
  • Chp genel merkezinin bu davalardan haberi var mı acaba ? kemal k.oğlu diyordu ki bizden yolsuzluk yapanın canına okurum (hohohohohooo noel baba gülmesi) vs. hani var mı bir yaptırım parti disiplin soruşturması v.b.? eyyyy CEHAPE yöneticileri milletvekilleri v.b. uyuyormusunuz yahu ?
  • Misafir - 01.02.2016 16:15:39

  • Ragıp ÇİÇEN
  • Adım Ragıp Çiçen. Karabağlar ilçesinde bulunan "Uzundere Rekreasyon Alanı" nı yapan kişi/heykeltraşım. Ben bu villada 2012 eylül ayında Sıtkı Kürüm'le bir görüşme yaptım. Bana gururla bütün evi ve bahçeyi gezdirdi ve tüm iç dekorasyonun mimar oğluna ait olduğunu anlattı. Ben şahitlik edebilirim..
  • Yazarın Diğer Yazıları