Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com
İtibarımızı kaybetmedik
Bugün yazı konum ülkemizde bugüne kadar yaşanan yolsuzluk, hortumlama, vurgun adını ne koyarsanız koyun, bu konuyu kendimce kronolojik sıralamasını yaptım. Ancak yerel medyaya yansıyan öyle bir haber vardı ki bu konuyu ilerleyen günlere bırakıp günün konusunu yazmak istedim.
Aziz Başkan, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Kiraz Belediyesi’nin ortak projesi olarak hayata geçirdiği çok amaçlı salonun temel atma töreninde, öylesine bir söz etti ki akıllara zarar.
Kiraz Belediye Başkanı Korkmaz, Aziz başkanla yan yana yürürken üstelik yanında başka partililer varken “yürüdükleri yolun asfaltlanmasını ya da parke taşı döşenmesini” talep ediyor.
Aziz Başkan; “Serdar bu millet böyledir vurdukça yalakalığa devam eder, (Kiraz Belediye Başkanı İsmet Korkmaz’ı göstererek) bak bu da yalakalık yapıyor. Fırçayı yedi mi susar.”
Bu mısraları okuduğumda, önce yok canım olamaz dedim, abartmışlar dedim, birde Ege’nin Sesi’nde yayınlanan videoyu seyrettim. Yanlış duyuyorum dedim tekrar, tekrar hayretle, izledim.
Ne yazık ki doğruydu, Aziz Bey bugünden itibaren ben artık size Aziz Başkan demeyeceğim, çünkü siz bunu hak etmiyorsunuz.
Siz hangi milletten bahsediyorsunuz?
Söz sahibine aittir demekten başka bir şey diyemeyeceğim.
Eğer hala CHP Genel Başkan’ı sizi aday yapmaya niyetli ise, böylesi bir kişiyi İzmirli kabul etmez.
Halkın seçtiği milletvekiline ağza alınmayacak küfürler edecek, ardından seni aday yapanın diye size hitapta bulunacak ve hala bu kişi aday olmak istediği sürece bizim adayımızdır diye açıklama yapacaksınız.
Demek oluyor ki vurdukça küfür ettikçe söylemeye dilim varmıyor, sadece yazık çok yazık diyorum.
Aziz bey yaptığı açılışta; “İtibar kaybetmedik, itibar kazandık” diye söze başladığınız “çete davası” henüz sonuçlanmadı, daha itibarınızı geri almadınız.
Bu dava sonucunda belli olacak, ya aklanıp, yüzünüzün akıyla çıkacaksınız yada düşünmek bile istemediğim bir sonuçla karşılaşacaksınız.
Aziz Beyin yaptığı açıklamalarda; “Bir müddet dediler ki, ‘Aziz Kocaoğlu’nun mahkemesi var’. Allah kimsenin başına vermesin. 2 Mayıs 2011 den beri uğraşıyoruz. Arkadaşlarımız içeride yattı. Sonra hepsi çıktı. Bu işlerin fos olduğu anlaşıldı. Yüzümüz ak, kentimizde dolaşıyoruz. İtibarımızı kaybetmedik, tam tersi itibar kazandık."
Adaletle bu kadar dalga geçemezsiniz, FOS ne demek. O zaman yarın AK Parti bakanlarının karıştığı davada FOS çıktı mı diyeceğiz.
Bunca tapeler varken, lütfen kelimelerinizi seçerek kullanın.
Evet devam ediyoruz Aziz beyin açıklamalarına; “Kimse inanmadı bizim bu işleri yapacağımıza. Ama böyle bir şey başımızdan geçti ki Allah kimseye göstermesin. Biz de bir an evvel bu işten beraat ederek aklanarak kurtulacağız.”
Nereden biliyorsunuz, nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
Gelelim Genel Sekreter konusuna, Süleyman Gencel ile birlikte bu konu üzerine tez yazacak konuma geldik. Bu konuda “Genel Sekreter sorunu çözülmedi, Pervin Şenel Genç, gerçekten Genel Sekreter mi? Kim Genel Sekreter yoksa ben mi, Pervin şenel Genç hata yapıyor, Pervin Şenel Genç ne iş yapar.” Diye yazılar yazdık.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilgi Edinme Birimine, Genel Sekreter kim diye soruda yönelttik. Cevap olarak; “Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkında bilgi verilmez” diye geçiştirildik, BEDK (Bilgi edinme Denetleme Kurulu) müracaatımız neticesinde, net cevaplara ulaştık.
Bu konuyu merak edenler lütfen bu konuda yazdıklarımızı takip etsinler, özellikle CHP Genel Merkezi, lütfen okusun ve bilgi sahibi olsunlar demekten başka bir diyeceğimiz yoktur.
Bu konu öylesine basit bir konu değil.
Hem siz söylemediniz mi “milyonda bir ihtimal yok” diye. Yoksa siz dün dündür diyenler kervanına katıldınız?