x
     
15.08.2015 11:25:39
Okunma: 4281
2 Yorum

Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com
Pardon Yanlış Oldu!

 

Yerel medyada, Karşıyaka tramvayı ile ilgili haberi okuyunca, “bu kadar da olmaz artık” diye söylenmekten  kendimi alamadım. Önce habere bir bakalım:

“Geçtiğimiz ayda İzmirlilerin “Yeşil tepkisi” nedeniyle Karşıyaka Tramvayı’nda revizyona giden ve hattı sahil şeridinden taşıt yoluna kaydıran İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeniden kritik bir değişiklik kararı aldı. Yol üzerindeki ağaçları ve yeşil alanları korumak için harekete geçen Büyükşehir Belediyesi, tramvayın son durağı olarak belirlenen Alaybey istasyonunu iptal etti. Buna göre, tramvay hattı 1 kilometre daha kısalacak ve Karşıyaka Vapur İskelesi son durak olacak. Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz kış aylarında Mavişehir’de temelini atarak startını verdiği tramvay projesine yine ağaç revizyonu geldi. Karşıyaka sakinlerinin palmiye ağaçlarıyla ilgili tepkisi ve aldığı eylem kararı nedeniyle ağaçları taşıma kararından vazgeçen belediye yönetimi, Karşıyaka Tramvayı için ikinci, toplamda ise 6’ıncı kez proje değişikliğine gitti."
 
Şaşırtıcı değil mi? Herşey bir yana, hattın az da olsa kısalması ile hizmet düzeyinde de az da olsa  bir azalma olacak.  Ağaçların kesilmemesi buna karşılık hattın kısalması elbette tercih edilecek bir husus olabilir. Ancak konu artık tramvay şöyleydi, böyleydi den daha çok, neden İBB nin yatırımları hep böyle kör topal gidiyor, sorun nerede, neden bunca yıldan bu yana İzmirliler yetersiz kadrolara mahkum ediliyor noktasına geliyor, benim uzun zamandır örnekleriyle karşılaştıkça bıkmadan usanmadan dillendirmekte olduğum konuya. 
 
Bir CHP Büyükşehir Belediyesinin bu durumda olmasına en çok üzülenler arasındayım. Ama bir yandan da bu beceriksizlik, yetersizlik görüntülerinin İzmir gibi insanlarının büyük çoğunluğunun demokrasiye, cumhuriyete, çağdaş yaşam tarzına inanmış, bu anlamda hoşgörü gösterebilen, bugüne kadar seçimlerde desteğini yine de büyük ölçüde vermiş olan bir kentte ortaya çıkıyor olmasına şükrediyorum. Yine de unutulmasın ki her sabrın bir de sonu vardır.
 
Bu düzeyde bir projenin bu denli üstünkörü, İzmirlilerin duyarlıklarını anlamadan, kestiremeden yapılmış ve sonuç da yaz boz tahtasına dönüştürülmüş olmasına hiç girmeden, aklıma uzun zamandır takılan ama mühendis olmadığımdan olsa gerek haddimi aşmış mı olurum endişesi ile söyleyemediğim bir görüşümü ortaya koymadan edemeyeceğim. 
 
Bu Karşıyaka tramvayı gerekli miydi? Sorusunu sormak istedim zaman zaman. Sahilyolu trafiğine ve insan taşımasına yararı mı olacak, kalabalık saatlerde sahil yolu trafiğine zararı mı? 
 
Kimleri nereden nereye taşıyacak? 
 
Görünen, yapılmakta olan tramvay esas olarak sahil yolu boyunca sınırlı sayıda İzmirliyi Bostanlı ve Karşıyaka vapur iskelelerine taşıyor olacaktır. Bu vapur iskelelerine erişim ben dahil o yöredeki önemli bir kesim için kabul edilebilir yürüme mesafesi içerisinde bulunmaktadır. Karşı tarafa geçecek olanların bir bölümüne İzban sistemi de bir seçenek oluşturmaktadır. Tramvay yerine  otobüsler ile gerçekleştirilecek iyi planlanmış ring seferleri, tramvayın hizmet vereceği tüm İzmirliler için  vapur iskelelerine erişmede çok daha uygun bir imkan  olabilirdi, ne dersiniz, olamaz mıydı? 
 
Acaba bu konuda bir ulaşım araştırması, fizibilite çalışması yapılmış da bu yatırımın biz İzmirlilere yararlılığı, tramvay yatırımı harcamalarının yerinde olacağı açık olarak ortaya konulmuş mudur? Öyle ya. Bu kadar değiştirilme gereği görülen bir Projenin uygun yatırım olup olmadığının da iyi araştırılıp araştırılmadığını insan merak ediyor doğrusu. 
 

Etiketler:

Misafir - 15.08.2015 21:25:32

  • Arac-Amac
  • 2000 li yillarin basinda Guzelbahceye bir vapur iskelesi yapildi.Herks sevindi.Toplutasim amacli kullanimda deniz yolu kullanilacakti.O donemde eldeki vapurlarla bunun surdurulemeyecegini soyledigimizde,"Vay sen deniz yolu ulasimina karsi misin?" dendi.Birkac kez Maltepe ogrencilerinin hafta sonu izinleri icin kullanildi....Tamam.12-13 yildir iskele bos bekledi.Sonra Guzelbahce Belediyesi,iskelede "Gece Pazari" kurdu.Iskele ise yaradi.Ama toplutasim icin degil,toplu alis-veris ve gece sefasi icin.Karsiyaka Tramvayi da cok olmadi dedelerin torunlarini alip gezdirdikleri bir arac olur.Hafta sonlari gelin-damat da katilirsa Toplutasim,Toplu eglence olur.Fena mi?
  • Misafir - 15.08.2015 12:52:54

  • Cesamin ÖZKAN
  • Bursa İTİA ya 1981 yılında girdim. 1985 yılında mezun oldum. Tam 30 yıl geçmiş ve geçen gün bir günlüğüne Bursa'ya gittim. Gelişmelere baktım. Elbette çarpık ekonomik ve sosyal gelişimin etkin olduğu bu ülkede belli başlı iller yoğun göç almakta bu illerin başındada İzmir Bursa Mersin gibi iller gelmektedir. Yetenekli, krizi yönetmesini bilen belediyeler ve başkanları bu ani ve sağlıksız büyümeyi yetenekleri ile iyi idare ederek kentlerini olabildiğince dizayn etmekte başarı gösterirlerse benimsenirler. Bursada bunu gördüm. O kadar hızlı bir büyüme sergilemişki bu büyümeye paralel iyi olmayan sınıfta olmak kaydı ile başarı sağlanmış. Raylı ulaşım sorunundan, düzenli yapılaşmayı yıllar önce inşa edebilmişler. En azından seçmen kitlesini koruyarak artıracak işlere imza atmışlar. Şimdi İzmir e bakınca Bursadaki dinanizmin yanından geçemeyecek düzeyde debelenip durmuş. Üstelik bu kentin yaşayanları hizmete daha layık iken. AKP ruhu ile çalışanların halk nezdinde rağbet yaratıyor olması, üst üste üç kez başkanlığı almalarının nedenlerine bakınca bir zamanların İstanbul belediye başkanı Nurettin Sözen ve İzmirdeki versiyonu Aziz Kocaoğlu gibiler gelmektedir. Bakın eğer bu ülke AKP gibi bir parti ile yönetilmeseydı bu Aziz Kocaoğlu çoktaaaaaan asli işi bayicilik işinin ötesinde başka bir şey olmazdı. Bu kentin seçkin halkı her olumsuzluğuna rağmen bu adama oyunu bu konjonktürden kaynaklı vermiştir. Parti ise bunu algılayamamış sanki Aziz Kocaoğlu bu oyları alıyormuş gibi düşünmüştür. Tabi Aziz Kocaoğlu bu işin aslını çok iyi bildiği için oralıda olmayıp köylü kurnazlığı ile bulunmaz hint kumaşı olma edasını ustaca sürdürmüş ki gidip PM toplantısında dalmış ilçekelr için isimler dikte etmiştir. Sonuçta bu il ''Ne bu lan'' diyerek sekiz belediyeyi CHP den almış son yerel seçimlerdede en az dört milletvekilliği kaybettirmiştir. Bunu yaparken bıçağın kemiğe dayanmış olması etken olmuştur. Aziz Kocaoğlu ise hiç tınlamadan ne kadar CHP li olmadığını ıspatlarcasına davranmaya, CHP ye kaybettirme davranışlarına devam ederek bu ilde ilçe belediyeleri ile eş güdüm halinde parti adına yıkım içerikli belediyeciliklerine devam etmeye tam gaz devam etmiştir. Eyy Veli Ağbaba sen yerel yönetimlerdenmi sorumlusun yoksa şovmen kılıklı parti içi davranışları geliştirme işlerindenmi sorumlusun. Biz CHP yi maskeli yıkım ekiplerinden ve kişilerden kurtarmayı başaracağız ve bu ile bu ülkeye maliyet yaşatma nedeni olanları hak ettikleri yerlere atacağız.
  • Yazarın Diğer Yazıları