x
     

Sn Buğra Gökçe diyor ki.,

30 Eylül 2015 Çarşamba , 23:32
Okunma: 3415
2 Yorum

Keşifte öngörülemeyen ilave işler olmuş!

 
Aylardır Bostanlı İskelesi için, resimleriyle haber yaptık.
 
Biz yazmaktan utandık, sıkıldık.
 
Bir türlü bitirilemeyen iskeleyi yapan yükleniciye ceza kesildi mi diye, İzmir Büyükşehir Belediyesine sorduk; 
 
Sn yetkili
Bostanlı İskele ihalesini alan Süleyman Ozan Aykut firmasına bir ay işi bitiremediği için uzatma verildi ve uzatma süresinde yine bitirmedi. Yükleniciye toplam kaç para ceza kesildi?
 
Diye sorduk, sorumuza gelen yanıt karşısında şaşırdık kaldık.
 
Yükleniciye kesilen bir ceza yoktu. Aslına bakarsanız ceza bizlere kesilmekteydi, aynı anda gelen, vapurdan inen yolcular tek çıkışı kullanmak zorunda kalıyor.
 
Aldığımız cevap yazısını, bilgisine, deneyimine güvendiğimi bir mühendis arkadaşımızdan yorumlamasını istedik. isteğimiz üzerine notlar haline getirdi. 
 
İste notları:

- “Bostanlı ve Karşıyaka İskeleleri Geçici Yükseltilmiş Yolcu Platformları Yapımı” işinin sözleşmesindeki sürede bitirilememesine İBB en üst düzey yetkilisinin gösterdiği nedenlerden birisi, yapım çalışmaları sırasında iskelelerin bir yandan da gemilere hizmet vermeye devam etmeleri olmuştur. İnsaf diyorum. Kentsel ulaşım ile ilgili bir gereklilik olarak yapım sırasında bu iskelelerden bir yandan da gemilere hizmet verilmeye devam edileceği gerçeği ihale dosyasını hazırlayanların, dolayısıyla işin süresini öngörmüş olması gerekenlerin göz önüne almış olmaları, ihale şartnamelerine yansıtılmış olması gereken bir husustur. Diğer taraftan yüklenicinin de teklifini verirken bu durumu bilerek çalışma koşullarını göz önünde tutması gerekirdi. Bunun başka türlüsü düşünülemez.
 
-  Mevcut 4734 sayılı ihale yasası, Avrupa Birliği ile uyum yasaları düzenlemeleri çerçevesinde hazırlanarak 2003 yılı başında yürürlüğe girmiştir.  Önceki 2886 sayılı ihale yasası, ihale tutarı  ile ilgili parasal karşılığı  azımsanmayacak olan  konuların belirlenmesini  sözleşmenin imzalanmasından sonraya bırakmaktaydı. Yeni ihale yasası ise yüklenicilerin kolayca hak etmedikleri paraları kazanmalarına yol açan bu uygulamaların önünü kesmeyi, buna bağlı olarak haksız rekabeti önlemeyi öncelikli konular arasında tutmuştur. Uygulama Projesi olmayan, yeterli ödeneği bulunmayan işler için ihaleye çıkılmasına izin verilmemesi, maliyet unsurlarının daha sonra değişmesinin önüne geçilecek şekilde özel durumlar dışında ihalelerin anahtar teslimi olarak yapılması öngörülmüştü. Bu sıkı koşullar doğal olarak AKP’nin işine gelmedi ve çok sayıda değişiklikle yasayı delik deşik ettiler. 

Burada vurgulamak istediğimiz,  İBB’nin yanıtındaki “ayrıca keşifte öngörülmeyen ve teknik zorunluluk olan ilave işler nedeniyle” denilerek gecikmeye mazeret gösterilmesidir. Biraz abartılı gibi gelecek ama bu ifade için tüyler ürpertici dahi denilebilir. Bu kadar basit bir işte bazı zorunlu işlerin keşifte öngörülmemiş olması, bunun sonucunda ek süre ve elbette ek maliyetlerin ortaya çıkması oldukça düşündürücü, İBB adına üzücüdür, başka ne denilebilir.
 
İşin ehli mühendis arkadaşımız, gelen yanıt karşısında "İNSAF" demesi bizleri de üzdü. Acaba Buğra Gökçe'de bu yorum karşısında üzülür mü bilinmez ama, Aziz Başkanın üzüleceği kesin diyoruz.
 
Natamam hizmet veren iskelenin son hali
 
 
 
 

 


Kaynak:



  • Yorum yazmak için üye girişi yapınız. veya
  • Misafir - 07.10.2015 00:33:44

  • cahil
  • ben bilmem ama anahtar teslimi götürü bedel işlerde KEŞİF diye bir şey yok. acaba proje hatalı, eksik,projede öngörülmeyen bir durum olmasın... keşif tarihe karıştı diyorlar yinede siz bilirsiniz..
  • Misafir - 01.10.2015 14:02:33

  • Cesamin ÖZKAN
  • Bu adamların izlerini taşıyan projeleri ne yorumlamaya nede incelemeye bile gerek görmem. İzmirin sorunlarını çözme adına İzmirin dışından getirilen bir kişinin etkinliği ve üretkenliği tartışılmaz bir olumsuzluktur zaten. Bakın Aziz Kocaoğlu tramvay projesindeki olumsuzlukları başından savmak adına proje sahiplerinin veya uygulayıcılarının İzmirli olmadıklarını söyleyebiliyor ama bu Ankara'dan ithal ettiği ve İzmir için ne anlama geldiği belirsiz bu adamın İzmirli olmadığı İzmirde yaşamadığı aklına gelmemiş. Bu kadar düzeysiz takılan bir kişi nasıl İzmiri yönetebilir düşünün. Bakın belediyeler herhangi bir sanayi kuruluşu banka işletmesi veya pazarlama şirketleri değillerdir. Bu tür kurumlar elbette binlerce kilometre ötesinden hatta Amerikadan Çinden adam getirip firmalarını rantabl yönetme olanağını yakalayabilirler, ancak yerel yönetimler adı üzerinde yerel niteliğinin ağır bastığı ve o dokunun bilenleri tarafından yönetilmesinin bilimselliği ortadadır. Aziz Kocaoğlu bir dahaki seçimlerde gidip Mersinden bu kafayla belediye başkan aday adayı olurmu olur. Ancak bana göre Aziz Kocaoğlu bu saatten sonra CHP den değil başkan adayı muhtar adayı bile olmamaz.
  •