Süleyman Gençel
İkinci EXPO seyahati
EXPO ve İZKA Genel Sekreteri Ergüder Can’ın konuğuyuz bu kez. Sürekli çağırıp duruyorlar. Biz de gidip orada bağırıp çağırıyoruz.
Bu kez İZKA için oradayız. Masanın bacağının birini yapmışlar, diğeri hala yamuk. Ya allahaşkına, İzmir’i düzelteceğinize önce masanın ayağını düzeltin.
Konu dönüp dolaşıp EXPO’ya geliyor.
Önce EXPO’dan başlayalım. Daha önceki yazımda da bahsettiğim gibi Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun “EXPO bütçesi açıklanmalı” yanıtından sonra biraz sıkışmış durumda EXPO yönetimi. Zamanı geciktirdikleri halde itiraz etmişler.
Eğer Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu EXPO yönetiminin itirazını haklı bulursa bu kez başbakanlığı dava edeceğiz.
Neresi burası, muz cumhuriyeti mi? 15 gün içerisinde iki farklı yanıt veriyorsunuz.
Ancak biz Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun bu itirazı yerinde bulmayacağına inanıyoruz. Daha sonra da EXPO bütçesine ulaşıp tüm verileri toplumla paylaşacağız.
Bu konuda çok netiz. Bütçeyi de öyle filmlenmiş olarak değil tüm kalemler açıkça belirtilmiş şekilde istiyoruz.
Ergüder Can konu hakkında bilgi vermemek için topu dolaştırdı. Ancak “Kendinize neden bu kadar paye veriyorsunuz. Sonuçta delegenin oyunu satın almaya çalışacaksınız. Geçtiğimiz dönem İtalya’nın para verdiği gibi siz de para dağıtacaksınız. Bunu da bu bütçeden değil örtülü ödenekten yapacaksınız. Dolayısıyla bütçeyi açıklamak zorundasınız. Siz MİT değilsiniz” tespitimi, “Uluslar arası sistemde her şey bu kadar açık konuşulmaz” yanıtını verdi.
İyi de yapacağınız bu sonuçta. Rüşvet dağıtımı…
Bir ara durdu, “Siz EXPO’nun kente katacaklarına olumlu bakmıyor musunuz” sorusunu sordu.
Yanıtım hazırdı.
“Hangi kentten bahsediyorsunuz? Yarısı gecekondu, yarısı gecekondu apartmanlardan oluşan İzmir’den mi? EXPO İzmir’i marka kent yapmaz. Zaten daha yeriniz bile tartışmalı. İzmir Büyükşehir Belediyesi İnciraltı için itiraz etti. Marka kent yaratmak istiyorsanız gidin önce Eskişehir’i inceleyin.”
Ergüder Can ile toplantıya katılan uzman Nazlı Kayı da genel sekreterini korumak için çok çabaladı. Üzüldüm.
Nazlı Hanım kent markası üzerine doktora yapıyormuş. Ergüder Can’ın İZKA ve EXPO’nun genel sekreteri olması noktasında mutlu. Çünkü böylece daha rahat çalışıyorlarmış her iki kurumda da…
Buna da yanıtım hazırdı.
“O zaman cumhurbaşkanı ile başbakanı birleştirelim. Nasılsa ikisi de devlet yönetiyor."
Bir türlü EXPO’dan çıkmıyorlar.
Döndüm, “Siz İZKA’nın da genel sekreterisiniz, iki kurumdan da maaş alıyor musunuz” sorduk. Yanıt vermedi sadece başını salladı.
Sanırım Nazlı Hanım da iki kurumda çalıştığı için çift maaş alıyor. Yoksa genel sekreterini neden bu kadar savusun ki?
İZKA’nın tüm çalışmalarını istedik…
Ergüder Can, “Bu kadar çok işi sizin için yapacak kadromuz yok. Bu talebinize karşı ek çalışma için para istemek zorundayız sizden” dedi.
“Siz böyle bir yazıyı resmi kanal ile bana ulaştırın. Gerisine karışmayın” dedim.
Sanırım bunu bir tehdit olarak algıladı.
“Yok, yani gerekebilir demiştim” dedi.
Keşke bize öyle bir yazı gönderse de İZKA’yı mesele yapsak.
Ancak durum burada da bitmiyor.
Ergüder Can İZKA’nın çok başarılı işler yaptığını iddia etti ve 3 uluslar arası şirket tarafından denetlendiğini söyledi.
Ben de “Daha İZKA araştırmama yeni başladım. İlk örneği de çok başarılı bulmadım. Selçuk’taki kiosklar çalışmıyor” dedim.
Baktım ki, hala topu ayağında dolaştırıyor, “Bize müsaade, konu yasal noktada, başbakanlık yanıtını versin. Eninde sonunda o bütçeleri sizden alacağız” diyerek ayrıldık.
NOT 1: Kocaoğlu’nun Diyarbakır gezisinin dedikoduları devam ediyor. Başkanın akşam yemeğinde tek başına Diyarbakırlılar ile birlikte olması kızgınlığa neden olmuş. Özellikle Gaziemir ve Bayraklı belediye başkanları çok kırgınmışlar.
NOT 2: Gezide herkes kendi kafasına göre takılmış.