x
   
22.05.2013 11:22:49
Okunma: 5095
1 Yorum

Süleyman Gençel
Neden Diyarbakır'a gidiyorlar?

 

Dün kaleme aldığım “İzmir’in belediye başkanları” yazıma gelen tepkiler ilginç. 20 günlük bir haber portalının bu kadar öne çıkması da sevindirici.

Gelelim tepkilere…
 
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Hidayet Karakuş’un Diyarbakır davetine yönelik Aziz Kocaoğlu’na yazdığı yanıt sanal alemde elden ele dolaşıyor.
 
Karakuş olayı ideolojik boyuttan almış, 68 kuşağı ve Kemalist bakış açısı ile bağlamış. Ters künde ile mindere yapıştırmış İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını…
 
Ancak Karakuş’un yazı yazdığı Cumhuriyet Gazetesi Ege Temsilcisi Serdar Kızık da bu geziye davetli… Büyükşehir Belediyesi ile yakın dirsek teması olan ulusalcı Kızık’ın bu geziye katılması halinde kamuoyuna nasıl bir açıklama yapacağı da tartışma konusu.
 
Kocaoğlu’nun gönülden kardeşi Hasan Tahsin yüzde 95 katılacakmış geziye. Kendi bilir. Ben bu tezgaha düşmemesi konusunda uyardım. Ama Aziz Kocaoğlu’na yakın olmak için böyle riskli bir geziyi tercih ediyor ise diyeceğim bir şey yok.
 
Dün bir önceki yazıma gelen bir yorum çok dikkat çekici idi. Geziye katılanları işaret ederek, “Bunlar mı İzmir’i temsil ediyor. Bunların topunu toplasanız ancak 64. akil adam olurlar” diyordu yorum.
 
Aslında buradan almak gerekli konuyu…
 
Kim bu insanlar?
 
Kocaoğlu’nun akil adamları mı?
 
Hayır…
 
Geziye katılanların çoğu ya Kocaoğlu’ndan ya da AKP iktidarından medet umanlar. 
 
Halkların kardeşliği, barış gibi kavramlar bu insanlar için hiçbir şey ifade etmez. Yanlarına bir Kürt otursa, masalarını bile değiştirirler.
 
Belediye başkanlarının büyük bölümü ise, “Aziz bir daha aday olur ise, yanında olayım. Çizik yemeyeyim” derdinde.
 
Şimdi böyle bir ekip barışa destek için Diyarbakır’a gitmiş ne olacak, gitmemiş ne olacak.
 
Daveti yapan Diyarbakır Belediye Başkanı bunun farkında değil mi?
 
Onlar her şeyin farkındalar. Türklerden çok daha siyasi bakıyorlar meselelere ve yaşadıkları mücadele nedeniyle kimin nerede ne için durduğunu da çok iyi biliyorlar.
 
Baydemir Perşembe günü gelecek ekibin listesini eline aldığında şöyle düşünmüştür.
 
“Çoğu düne kadar bize terörist, bebek katili diyordu. Bugün paşa paşa ayağımıza kadar geliyorlar. Onları yavaş yavaş okşar, geri göndeririz. Başlarına neyin geldiğini anlamazlar bile...”
 
Bu kadar karmaşık süreçte olayı tezgahlayan Kocaoğlu’nun derdi ne?
 
Düne kadar AKP’lileri yerden yere vuran, bunun üzerinden seçim hesabı yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı neden iktidarın stepnesi oluyor? 
 
Yanıt çok açık…
 
Korkuyor.
 
Sadece 300 küsür yılla yargılandığı davadan değil. Hakkında peş peşe açılan davalardan ürküyor. İktidara yakın olmakla bu davalardan yırtacağını hesaplıyor.
 
Sevgili başkanım.
 
Güneş balçıkla sıvanmaz. Ne kadar takla atsanız da, ne kadar iktidara hoş görünseniz de kapan daralıyor.
 
Hakimin önünde başınızı hafif yana yatırıp, “Ben masumum, hiçbir şeyden haberim yok hakim bey” demeniz de durumu kurtarmıyor.
 
Unutmayın, daha önümüzde 10 yeni dava var. Ve büyük kısmı kabul edilip açılacak olan davalar…
 
Siz de buradasınız biz de… 
 
Ve daha çok eğleneceğiz.
 

Etiketler:

Misafir - 22.05.2013 19:05:29

  • Misafir -Objektif gazeteciye bakınız...
  • Hasan Tahsin kardeşimizin "baştaki adama, önemli adama,mevki sahibi adama yakın olma hastalığı" var. Baştaki kişinin kimliği ya da kişiliği galiba onun için hiç bir önem arz etmiyor. O yüzden bütün başkanlarla, bütün siyasilerle arkadaş. Bu nasıl objektif gazetecilik anlayamadım. Anlayan var mı?
  • Yazarın Diğer Yazıları