x
     
15.10.2015 21:29:51
Okunma: 4553
12 Yorum

Yasemin Başak Arel
Rant Olgusu Alaçatı'yı Bitirir mi?

 

Yoktan Var olan ve aslına ru’cu etmek üzere olan Şehir, ALAÇATI

Çeşme'nin yakın tarih sayfalarına girdiği ilk vak’a,  bilinen adıyla Şantiye evleri. “Yazlık” denilen bir algı dahi oluşmamışken, başlayan sayfiye inşaatları, ILICA'yı, yeni gelişen Türkiye tarihinde bir anda öne çıkarıyor. Ardından Şifne’de Merhum Halis Temel’in Termal Suyun hikmetine verdiği emek ve Paşalimanında bir başına yaptığı ağaçlandırma seferberliği. Daha sonraları, en büyük Turizm Oteli yatırımları ile yine ILICA Türkiye gündeminde. Derken Disko 9.5.. Ahmet San! Ve festivallerin markalaştırdığı Çeşme dünya bir anda gündeminde.
 
Rüzgar Sörfü. Karavanlı Turistler, 1960 larda başlayan bu tutku sporuna yeni ve benzersiz bir adres bulmuşlar; Alaçatı!
 
Çeşme Ilıcanın kaldıracı ile günden güne gelişir ve büyürken, kendi halinde sessiz sedasız markalaşan Rüzgar Sörfü sevdası, Alaçatı’yı belki de o gün için kimsenin hayal edemeyeceği günlere taşıyor.
 
Devlet Planlaması olmaksızın, bu kadar çabuk kabuk değiştiren bir kent yapılanmasının belki de emsali yoktu. Sörf tutkusu, öncelikle İstanbul, Türkiye’nin diğer şehirleri ve hemen arkasından yabancıları, burada ev sahibi olmaya itmişti. Hemen yakın bir zaman zarfında, dönülüp bakılmayan köy merkezi içerisinde, tarihi- viran evler apar topar el değiştirdi. Restorasyon çalışmaları, güzellik yarışına döndü. Yıkıntıların, küllerin içinden namzet bir yaşam alanı oluşturuldu. 
 
Ne var ki, Sörf ‘ün kaldıracını, Cazibe Merkezi olabilmek için kullanan Alaçatı Sörf’ten çok çabuk vazgeçti. Benzeri dünyada az bulunduğu için belki de paha biçilmez bir doğa harikası olan Çark plajına bir Mendirek kondurularak, Marinacılık sektörüne yatırım yapılması tercih edildi.
 
İzin ve onay süreci yıllar süren, Türkiye turizminde önemli eksiklerimiz arasındaki Marinacılık kendisine elbet ki uygun yatırım alanları bulmalı ve gelişmelidir! Ne var ki, Çark Plajı bu yatırım için her açıdan, son derece hatalı bir koordinattır. Bununla beraber tüm uyarılara ve itirazlara rağmen başlayan Alaçatı PORT evleri Rüzgar Sörfünden vazgeçilmiş olduğunun açık göstergesi olmuştur. 
 
Alaçatı Port Villaları, oluşturulan yeni bir sahil kenti tasarımı olması nedeniyle belki de bir şekilde ve başka bir yerde olması gereken bir tasarım harikasıydı. Fakat öncelikle mevcut yasalarımız bu ve benzeri yapılaşmalara müsaade etmiyordu. Bölge Sit bölgesiydi. Belli bir yoğunlukta turistik yatırımlar yapılmasına müsaade edilmişti ancak, ortaya çıkan yapılaşmalar ne imar kanunu, ne kıyı kenar, ne de SİT mevzuatı açısından uygun değildi. Yine de RANT tutkusu, SÖRF tutkusunu bastıracak ölçüde üstün gelmişti.
 
PORT Çevresi arazilerde yapılaşma izni çıkmıyor, %5 anayasal hak olan mesken yapabilmek dahi söz konusu edilmiyorken, kıyıda arazisi olanlar için PORT villaları emsal olamıyorken, 40 yıl hatta 50 evvel yapılmış evler dahi, kıyı kenar kanununa muhalif olduğu gerekçesiyle Urla,  Seferihisar, Çeşme Altı gibi sahil şeritlerinde istimlâk edilip yıkılıyorken, PORT inşaatları Sörf sevdalılarının tüm çığlıklarını bastırma pahasına sürdürülmeye devam etti.
 
Termalin çarçur edildiği,  jeotermal enerjinin değerlendirilmediği, Yabancılar turizmine, kaliteli üst düzey turizm hareketine hiçbir yatırım yapılmamaya özen gösterildiği, hiçbir alanda uygulama imar planlarının nazım imar planlarının tamamlanmadığı, 1/ 5000 ve 1/1000 lik imar planlarının olmadığı ve turizme açılmadığı hektarlarca alandan söz ediyoruz.  Tarih miraslarının ısrarla restore edilmediği hatta yok edilmeye uğraşıldığı,  Yel değirmenlerinin restore edilmeyip yok olmaya terk edildiği, ağaçların villa yapımları için katledildiği yerden söz ediyoruz.  Çöplerin sit bölgelerinde depolanıp yakıldığı, bir türlü Üniversite yatırımının getirilemediği, hava alanı projesinin yarım kaldığı, dalış turizminin günden güne öldürüldüğü bölgemizde, aslında tek gelişen YAZLIKÇILIK - DÖNEMSEL MARKETÇİLİK ve DÖNEMSEL DİSKOTEKÇİLİK olgusu olarak şekillenmekteydi. İmara açılan, yasalar esnetilip- eğilip- bükülebilen ve kılıfına uydurulabilen alanlarda arazi fiyatları astronomik oranlarda katlanarak büyümekteydi. Ve ne SÖRF ne ÇEVRE DUYARLILIĞI ne de AĞAÇ SEVGİSİ bu iştahın önüne geçemezdi.
 
Marinalarımızın yanlış yerlerde ve ölçekte yapılmış oldukları aşikârdır. CEP MARİNALARI diye tabir edilebilecek mevcutların tamamı %100 ün üzerinde doludur! Bu nasıl olur demeyin. Seyahate çıkan teknelerin yerine “geçici konaklamalar” bağlanabiliyor ve bu “kapasite üstü” çalışmak anlamına geliyor. Türkiye’nin tamamında olduğu gibi açıkça bölgemizde Mega-Marinalara ihtiyacımız olduğu ortadadır. Doğru alanlar belirlenmek suretiyle Marinacılık önümüzdeki yüzyılın en hızlı gelişen turizm sektörlerinden biri olacaktır. 
 
Ne yazık ki, hiç olmayacak yerde, kanun ve mevzuatlara aykırı olmak kaydıyla Marina yapımına ön ayak olunması vesilesi ile ALAÇATI RÜZGAR SÖRFÜ yok edilmiştir.
 
Şimdi çeşitli noktalarda, eski köyün tarihi dokusu ortasında yavaş yavaş Nazım İmar Planı değişiklikleri talepleri gündeme getirilmekte ve KENTSEL SİT kapsamından çıkarılmaya çabalanmaktadır. Bu talepler, katlı- kütlesel yapılaşmanın yavaşça Köy Merkezinde suret bulacağı anlamına geliyor. PORT emsal bozan tavrıyla büyümeye, hakimiyetini yaymaya, Marina’nın genişletileceği söylentileri duyulmaya devam ediyor.
 
Yine de bir daha asla Alaçatı benzeri bir tabiat varlığınız olmayacak! Sevgiyle inşa edilen Eski Köy büyüsünü kaybedecek. Sörfün coşkusu çoktan yok olmaya yüz tuttu. Çok geçmeden artık Cazibesi olmayan bir beton yığınından fazlası kalmayacak! Canları istediklerinde kapılarını açtıkları ve tüm yıl kaderine terk ettikleri, YAZLIK kullandıkları sevimsiz bir şehir olmaya ne kaldı?
 

Etiketler:

Misafir - 19.10.2015 11:49:44

  • fiiz gündoğdu
  • sevgili arkadaşım seninde yazında dile getirdiğin gibi çeşme elden gidiyor.Neden yöneticiler bu kadar duyarsız.... Bizler duyarlı vatandaşlar olarak her zaman yanındayız.Çeşme vicdansız ınsanların ellerine teslim edilmeyecek.Bunu herkes bilsin....
  • Misafir - 18.10.2015 20:25:39

  • avukat
  • Anayasa'nın 43. maddesi başlıklarıyla beraber aynen şöyle: III. Kamu yararı A. Kıyılardan yararlanma MADDE 43. – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. PEKİ PORT EVLERİ DENİLEN VİLLALARDA 3-5 ZENGİNİN SEFAHAT SÜRMESİNDE KAMU YARARI NERDE?Belki bunlar rahat olursa, denize sıfır villada iyi dinlenirlerse işçilerine yansıtırlar bu huzuru.Buraya izin veren yetkililerimiz çok ince düşünceliler de biz mi kavrayamıyoruz acaba.
  • Misafir - 18.10.2015 19:45:09

  • Gülden Kalfaoğlu
  • Yasemin Başak hanim, öncelikle bu konuya degindiginiz için size çok teşekkür ederim. Maalesef ülkemizde rant uğruna yapılmayan sey yok bu bağlamda ruhsat almak da sit alanı falan tanımıyor. Alaçatı yi Alaçatı yapan surf mu dikkate alıncak. Yeter ki bazı insanlar zenginliklerine zenginlik katsin diye bu spora gönül verenlerin hakları, doğal yaşam, rüzgar falan hiçe sayılıyor. Yazınız çok güzel ama bizleri dikkate alacaklarına dair hic ümidim yok. Keşke rüyalar gerçek olsa rant yerine dogallik kazansa.
  • Misafir - 18.10.2015 14:06:11

  • Figen Duyar
  • sevgili arkadaşım. seninle gurur duyuyoruz. o güzel düşüncelerine katılıyor, seni can-ı gönülden destekliyoruz. herkes senin kadar duyarlı ve mücadeleci olsa, yaşadığımız yer cennet olur! izmir ve en güzide tatil beldemiz Çeşme akdenizin incisidir. bizler bu coğrafyayı çocuklarımızdan emanet aldık. çocuklarımız ve onların çocuklarına bırakacağımız eserler, temiz yeşil bir tabiat ve kültür varlıklarıdır. her sözünde haklısın ve bil ki bizler senin yanındayız.
  • Misafir - 18.10.2015 12:38:44

  • Aydin apaydin
  • Bu guzel yazi ile dusuncelerimizi paylasmissiniz. Dunyanin sayili surf cennetinden sayilan alacatibir tafinda yerlesim ve marinayla bir tarafinda baska yer yokmus gibi tas ocaginin dagi kazimasi ile malesef yok ediliyor. Denize bile girmeyen bu ranti gosteris amacli sahiplenen lerin allah belasini versin. Doga bir gun mutlaka onlardan Intikamini alacaktir.
  • Misafir - 17.10.2015 13:24:44

  • ilica'dan
  • Yorum: istekler çok güzel,seçilen konu ve zamanlama hassas . taraftar bulmalı, kamuoyu yaratmalı. bilhassa alaçatı içinde mevcut dokuyu bozmaya yönelik avm,otel,,,vb adlarla 3-4-5... katlara kesinlikle izin verdirilmemeli. butür oluşumlar altın yumurtlayan tavuğu kesmekle eşdeğerdir. bugün kadar alaçatıda yer alan, yatırım yapanlar hiç kaybetmediler .(işlerini yanlış seçmişlerse bile yerlerinin değer artışı bu negatifliği yok etti, toplamda gene kazançlı çıktılar) bunu bozmamak için çalışmak lazım.biz Ilıcalılar bunu beceremedik,sıcak sularına, plajına, çarşısına,,, kısaca bize miras bırakılan dokusuna sahip çıkamadık,,, yazık ettik. sizler, alaçatılılar aynı hataya düşmezsiniz inşallah.
  • Misafir - 16.10.2016 14:54:57

  • Mehtap Wood
  • Alaçatılılar ve de Çeşme'liler neredesiniz ?????? BAŞAK HANIM canını dişine takmış mücadele ederken asıl ses çıkarması gerekenler pısmış oturuyor. İzmir'lilerden hiç söz etmiyorum bile çünkü bu vahşi rant ve çıkar arenasında onların da dahli ve günahı çok. Çeşme ve Alaçatı birtakım arsızların elinde günden güne ranta kurban ediliyor, heryer inşaat, moloz ve çöp, sanki Pompei'nin son günleri yaşanıyor. Birileri sabahlara kadar eğlenirken, birileri de durmaksızın malı götürüyor. Bizler şaşkın ve çaresiziz, Allah sonumuzu hayretsin.
  • Misafir - 16.10.2015 21:08:35

  • nergis yılmaz
  • Sevgili kizim basak agzina diline saglik sana can gonulden katiliyorum. Bu calismalarin tum insanlara ibret olsun .gelecek nesillere yemyesil bir dunya kalsin . Bir agac yuzyilda yetisiyor ama bin agac bir saatte kesiliyor . Villa yapmak icin agac kesilmez.
  • Misafir - 16.10.2015 17:23:47

  • edibe senturk
  • Aslinda yazdikca,yazmak,haykirdikca ,haykirmak,geliyor icimden;;Katliam diyorum bu guzel yumru koyu elimizden cikicak;gidecek ve bir cennet cehenneme donusecek;;insanoglu bu bir kopegi canavarladtiri;bir cennet cehenneme cevirir;;;Insanoglu cig sut emmis bosuna dememusler;;para icin;;;rant icin ;;vermiycekleri birsey yoktur!!Ama sunu bilsinlerki bu hazirladiklari cehennemde DOGA birgun;;onlari icine alip oclerini alacaktir;((:
  • Misafir - 15.10.2015 22:56:57

  • mustafa kapancıoğlu
  • " Nerden Nereye ? " adlı Çeşme hikayesinin çok öz ve gerçekçi bir şekilde anlatımı. Üzülmemek elde değil. Doğruların gerçekleşeceğine inancımı yitirmedim.Hasta Siempre
  • Misafir - 15.10.2015 22:35:14

  • Edibe senturk hoscanoglu
  • 5 07 2009 tarihinde isyeri acma ruhsati olmadigindan turizm sezonu acilmis olmasina ragmen;;alacati belediyesi tarafindan yikilirken;;denize sifir olan ve hala ad degistirerek bugune gelen love you hotel bugun adiyla hizmet vermektedir;;Yillardir ciftestandart uygulanan bu guzel koyde;;;yaptirdiklari izin verdikleri ;;cirkin olan hersey birgun insallah kendi ellerinde patlar ve cirkinliklerine gomulurler;
  • Misafir - 15.10.2015 22:31:07

  • alaçat-şule akman
  • başak yasemin arel kutluyorum.çeşme için canla başla çalışan evladım gibi sevdiğim kızımın kalemine sağlık.görülüyorki gelecek on yıl içinde kuşadası -bodrum gibi ağaçtan güzellikten temiz havadan yoksun bir yer olacak çeşme ve alaçatı.yazık çok yazık hemde.bir tarih ve doğa harikası daha yok ediliyor.para uğruna rant uğruna nerelere ne inşaat müsaadeleri veriliyor.bu işlerle uğraşılacağına öncelikle çeşmenin alt yapı sorunu çözülmeli.geçen yıl yağan yağmurlarla ne hale geldik hepimizin malumu.ama maalesef şahsi çıkarlar uğruna yapılması gerekenleri değil de asla yapılmaması gerekenleri işleme koyuyoruz.çeşme çok pişman olacak sonuçlardan.ve biz sürekli oturanlar çok üzüleceğiz.
  • Yazarın Diğer Yazıları