Yasemin Başak Arel
RANT Olmazı olur yapar mı?
Karadağ üzerinde sıra sıra “ROMA BAĞ TERASLARI” yeterince SİT i hak etmiyor mu?
Son yıllarda RES ile ünlü bir tepe oldu Karadağ… 1996 da üzerine dikilen RÜZGAR ÖLÇÜM DİREĞİ de dikkati çekti bir ara fakat “RADYO ANTENİDİR!” diye düşünülüp üzerinde durulmamıştı…Çeşme Marina merkeze inşa edilince, hemen arkasındaki tepeye yükselen ÇAM ağaçları biraz daha dikkat çekti elbet… Merkezde marina ile birlikte bir çekim merkezi oluşmuştu ve hemen arkasında Karadağ zirvesine yükselen ÇAM AĞAÇLARINA NE GEREK VARDI?
O ÇAMLAR KÖKLENSE? Marinayı seyreden konumda, YAMAÇ VİLLALARI İNŞA EDİLSE HOŞ OLMAZ MIYDI??.. o tepeye tırmanan arazi hazineden ve Çamlardan kurtarılabilse, rant çeşmesi haline dönüştürülebilirdi… Fakat HAZİNEYE AİT BU ARAZİLER RÜZGAR ile ENERJİ ÜRETİMİNE tahsis edildi… Ve böylece Çeşme merkezinden başlayıp ovacık ovasına doğru uzanan tepelerin İMARA AÇILMASI HAYALİ ortadan kalktı….
Çamların örttüğü ve yamaç kenarlarında başlatılan yapılaşmanın altında aslında 2000 yıllık ROMA BAĞ TERASLARI yer alıyor… Karadağ’ın çiftlik köye devam eden yol tarafındaki yamaçlarında ve otoban paralelinde ovacık ovasına devam eden cephesinde, dikkatli bakılınca bu EL ÖRGÜSÜ yığma taşlı tarihi yapı, açıkça görülebilir… Hava çekimi fotoğraflarda, Çeşmenin KUZEY yakası boyunca Karaburun’a doğru giden çoğu tepelerin eski Roma dönemi Teraslı bağ kalıntılarını görmek mümkündür… Ne var ki, bu tarihi yapı, Kültür ve Tabiat varlıklarını korumak kaygısı ile KORUMA KAPSAMI ALANINA girmeyi başaramamıştı…
Rüzgar Enerjisi Üretim sahası olma vesilesi ile, yapılaşma ve konutlaşmanın pençesinden kurtuldu.. ama boykotundan kurtulamadı.. sorumsuz ve plansız şekilde, çöp yakılmasını umursamayan, çöplerin ayrışması dönüşmesi gereğinden bahsetmeyen, termal rezervlerin doğru kullanılmadığı ve termal servetin çarçur edildiği hakkında en ufak bir duyarlılık sahibi olmayan, Roma dönemi uygarlığının kalıntıları ve varlığı hakkında kaygı yaşamayan çoğu kimse, REZONANS kaygısı içinde buluverdi kendini…
Çoğunlukla çıkar çevrelerinin, rant düşkünlerinin ve YURT DIŞINDAN GELİP, TÜRKİYE ÜZERİNDE OYUNLAR OYNAYAN ULUSLAR ARASI ENERJİ KARTELLERİNİN GÜDÜMÜNDE, insanımız hassasiyetlerini sömüren sosyal yapı inşa edilmeye çabalandı… Naif toplumumuzda çoğu VATANSEVER, bir takım grupların etkisi altında, aslında fark etmeden, “sağduyululuk adına”, bu çıkar gruplarının komutasında hareket eder oldu…
Kimse bu YURTDIŞINDAN gelen, “TÜREV VATANSEVERLERE”… “siz neden kendi ülkenizde, RES BOYKOTU YAPMIYORSUNUZ?” sormak zahmetine girmedi…
Avrupa Rüzgar Enerjisi atılımının menşei hatta lokomotifidir…örneğin Danimarka, en yüksek oranda rüzgar enerjisinden faydalanan ülke olma sıfatıyla Dünya rekortmenidir. Ülkenin tüm enerji ihtiyacının neredeyse %50 si rüzgâr enerjisinden sağlanmakta. Artık daha fazla yeni RÜZGAR TÜRBİN lerine tahsis edebileceği alan kalmadığından, yeni yatırımların çoğu, DENİZ ÜZERİNDE konumlandırılıyor…
Bugün mobilyacı İSVEÇ şirketi İKEA nın dahi RÜZGAR ENERJİSİ YATIRIMLARINA GİRDİĞİNİ görebiliyoruz… 2020 yılına kadar tüm İsveç enerji ihtiyacının yarısının sürdürülebilir enerjilerden sağlanması hedefleniyor.. ülkenin çok sayıda NÜKLEER ENERJİ REAKTÖRLERİ BULUNMASI, enerji kaygısı bulunMAması, yine de en hızlı büyüyen yatırım alanlarının başında RÜZGAR ENERJİSİ YATIRIMLARI olması dikkat çekici. Karbon salınımı oranını 1990 lı yılların altına çekmeye çabaladıklarını görüyoruz…
Hiçbir duyarlı vatandaş, gidip Avrupa ülkelerinde, ne NÜKLEER ne RES, ne de REZONANS boykotu yapmıyor???…giderek daha fazla güncel hayata hakim olan, evlerin çatılarını süsleyen, rüzgar türbinlerini, HALK SAĞLIĞINI TEHTİD ETMEKLE suçlamıyor???? AMA burada, Karadağ eteklerinde, SÖZDE “duyarlılık” teması işlenerek, RES i ve Tarihi Roma teraslarını YOK Edebilmenin formülleri aranıyor!!!! RANT pazarında, yazlıkçılık- konutçuluk ve betonlaşmaya giden yolculuğun alengirli patikalarında!!!!