Bugün tarım arazilerinin betonla kaplanmasının, ruhsatsız yapıların çoğalmasının ve tarım sektörünün %4,30 daralırken bina yapımının %15 artmasının en görünmeyen fakat en etkili aktörlerinden biri de emlakçılardır.
Evet, yanlış duymadınız.
Bir taşınmazı ilana koyarken iskan var mı yok mu bakmadan,
İmar durumunu sorgulamadan,
Tarım arazisini “villa yapılabilir arsa” diye pazarlayarak,
Çiftçi toprağını rant aracı hâline getiren,
Bugün tarımın çöküşüne ve kaçak yapılaşmanın büyümesine hizmet eden bir düzen doğmuştur.
Ve bu düzenin içinde bazı emlakçılar etkin rol oynamaktadır.
Artık şu gerçeği yüksek sesle söylemenin zamanı geldi:
“Ben sadece ilanı giriyorum” devri bitti.
“Sorumluluk mülk sahibinin” bahanesi çöktü.
Bugün bir emlak danışmanı, bir taşınmazı satarken ya da kiralarken ülkenin geleceğini etkileyen bir sorumluluk üstlenmektedir.
Bu nedenle:
Tapu bilgisi net olacak.
İmar durumu açık ve şeffaf olacak.
İSKANI OLMAYAN YAPI İLANDA BİLE YER ALMAYACAK.
Tarım arazisi, “imarlı arsa” gibi sunulmayacak.
Alıcı ve kiracı yanlış yönlendirilmeyecek.
Özellikle kurumsal emlak şirketleri…
Bugün birçoğu, iskanı olmayan işyerlerini kiraya vererek
hem işletmeyi ruhsatsız bırakıyor,
hem de ileride çıkacak tüm hukuki sorunların sorumluluğunu üstleniyor.
Sonra ne oluyor?
- İşletme ruhsat alamıyor,
- Kaçak kullanım ortaya çıkıyor,
- Belediyeler müdahale ediyor,
- Kiracı mağdur oluyor,
- Ama komisyonunu alan emlakçı ortadan kayboluyor.
Bunun adı ticaret değildir.
Bu, tarım alanlarını yok eden, kaçak yapıyı teşvik eden bir zincirin parçası olmaktır.
Bu nedenle çok net söylüyorum:
Emlak danışmanları ilan çıkmadan önce İSKAN, İMAR ve TAPU doğrulaması yapmak zorundadır.
Aksi hâlde satışı yapılan veya kiralanan her kaçak yapıdan hukuken sorumludurlar.
Ve ilanlarda iskan bilgisinin belirtilmesi sadece bir detay değil:
Alıcıyı korur
Kiracıyı korur
Devleti korur
Tarım alanlarını korur
Mesleğin itibarını korur
Çünkü kaçak yapılaşmanın beslendiği ilk kaynak, denetimsiz satılan ve kiralanan kaçak yapılardır.
Bu düzen değişmezse, betonun kazandığı, toprağın kaybettiği bir geleceğe doğru hızla ilerliyoruz.



