Belediye batarken, çözüm yeşili betonlaştırmak mı?
İzmir Bayraklı’da yaşananlar artık sadece şehir planlama ihlali değil, düpedüz organize bir kent suçu halini aldı. Belediyenin mali sıkıntıları, yandaş ihaleler ve bankamatik personel furyasıyla derinleşirken, çözüm olarak kamuya ait yeşil alanlar ve sosyal tesis alanlarının plan değişikliğiyle özelleştirilmesi yoluna gidildi.
Yeşil alanlar bir bir “ticaret+konut” alanına çevriliyor.
Kamu mülkü satılarak günü kurtarma arayışı hız kazandı.
Oysa kaynak yaratmanın yolu bu değil:
Bayraklı’da yükselen gökdelenlerde emsal aşımı, ruhsat hilesi, imar oyunları aleni biçimde uygulanıyor.
Residence kullanımı %30’u geçmemesi gerekirken neredeyse tamamı rezidans gibi işletiliyor.
Ofis diye ruhsat verilen yapılarda mutfak, banyo, balkon, hatta ebeveyn banyolu yatak odası dahi yer alıyor!
Sadece bu gökdelenlerdeki imar hilelerine ceza kesilse, belediye bütçesi artıya geçer!
Temiz İzmir Derneği başta olmak üzere birçok çevreci yapı defalarca dilekçe verdi.
Ama ne yazık ki:
Yazılı başvurular cevapsız kaldı
Sözlü başvurular “ukalaca” geçiştirildi
Ruhsatı veren kendi personel olduğundan soruşturma açılmadı
Elektrik ve su faturaları bile “konut tarifesi” üzerinden kesiliyor.
Bu bile plan oyunlarının aleni itirafı!
“İmar hilesiyle zenginleş, kamu alanını sat, sonra da çevreciye suç at!”
Bayraklı’da şimdi yeni bir plan değişikliği daha gündemde.
O kadar çok plan, o kadar çok hile yapıldı ki takip etmek bize büyük mali külfet hâline geldi.
Özellikle bilirkişi ücretlerinin yüksekliği, çevre mücadelesinin önüne ekonomik bir duvar örüyor!
Bayraklı’da kamuya ait alanları kim, neye dayanarak satıyor?
Belediyeyi batıranlar, şimdi halkın yeşiline mi göz dikiyor?
Bu kent bizim… Betonun değil, insanların şehri olacak!
Ercüment Şahin 29.06.2025