Yine Menderes Belediyesi, yine bir skandal…
Bu kez iddia büyük: Bir müteahhit, elinde ses kaydıyla savcılığa gidiyor ve diyor ki, “Benden villa başı 50 bin TL, toplam 800 bin TL rüşvet istediler.”
İsim veriyor: Önceki dönem belediye başkanı Erkan Özkan, İmar Müdürü İbrahim Yalça, Şantiye Şefi Serper Dikmen.
İzmir kamuoyu buz kesmişken Menderes Belediyesi’nin cevabı ne?
“Asılsız, gerçek dışı söylemler”
Ve klasik bir tehdit cümlesi:
“Bu şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunduk, yargı önünde hesap verecekler.”
Siz değil, sizden şikâyet eden yargıya gitmiş sayın belediye!
Ses kaydıyla, isim vererek, rüşvet tarifesi yapılarak…
Menderes’te Sadece Beton Çökmüyor, Hukuk da Çöküyor!
Son günlerde belediye binası değil, adeta bir dizi seti gibi…
- Belediye başkan yardımcısı makamında darp ediliyor,
- Meclis üyeleri disipline sevk ediliyor,
- Sermaye artışına ret oyu verenlerin yerlerine yıkım kararı çıkıyor,
- Kaçak yapı cenneti haline gelmiş ilçe, “kaçak cenneti” olarak biliniyor.
Menderes halkı hizmet beklerken, belediye yönetimi Teksas filmlerini kıskandıran sahnelerle meşgul.
Müteahhit Açık Açık Konuşuyor:
“Dürüst müteahhit cezalandırılıyor, rüşvet veren işini çözüyor.”
Bu cümleyi yazan bir gazeteci değil.
Savcılığa giden, elinde ses kaydı olan bir iş insanı.
Sorularımız Basit:
- Rüşvet istendiği iddia edilen şahıslarla ilgili neden iç soruşturma açılmadı?
- Ses kaydındaki konuşmalar hakkında neden disiplin süreci başlatılmadı?
- CHP Genel Merkezi bu gelişmeleri neden üç maymunu oynayarak izliyor?
- Yarın bu belediyeye operasyon olursa, yine çıkıp “Bu siyasi bir kumpas” mı denilecek?
CHP’ye Açık Çağrıdır:
Eğer gerçekten temiz toplum, dürüst siyaset diyorsanız…
Eğer halktan bir kez daha oy istemeyi düşünüyorsanız…
Menderes’te olanları görmezden gelemezsiniz.
Bir örgüt bu kadar susarak sadece belediyeyi değil, kendi ilçe teşkilatını da yok eder.
Ve Son Sözümüz Şu:
Menderes artık sadece bir ilçe değil,
Bir turnusol kâğıdı.
Ya hukuka dönersiniz, ya da bu düzenin altında siz de kalırsınız.
Bizden söylemesi.
Yarınlar karanlık, çünkü bugünü susturanlar hep oldu.
Ama susmayanlar da vardı… Biz o taraftayız.
Gelecek günler nelere gebe hep birlikte göreceğiz,