Bu gün ilginç bir bilgilendirme aldım;
“Merhaba Nivent Hanım. Ağustos Ayı ortalarına geldik. Ancak İzmir Büyükşehir belediyesi yetkili sendika Tümbelsen sendikasından halen BANKA PROMOSYONLARINA DAİR NET BİR BİLDİRİM YAPILMIYOR. Netice itibarı ile Eylül ayında promosyon süresi bitiyor. 40000 yaklaşık Kırkbine yakın personel bu sürecin net olması yönünde bekliyor. Çünkü malum okullar açılacak, çocuğu üniversiteye giden personellerimiz var. Belirsizlik durumu maalesef İzmir Büyükşehir Belediyesi ve yetkili sendika tarafından Emekçinin hakkı için mücadele ettiği şaibe doğuruyor. RAHATSIZ OLUYORUZ. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ PERSONELLERİ OLARAK.”
Gelen ihbara yorumum;
Ağustos ayının ortasına geldik. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yetkili sendika TÜMBELSEN, 40 bine yakın personelin banka promosyonu ile ilgili hâlâ tek bir net açıklama yapmadığı iddiası bana kadar geldi!
Eylül ayında promosyon süresi bitiyor. Okullar açılıyor, çocuklarını üniversiteye gönderecek aileler kara kara düşünüyor. Ama belediye yönetimi de, sendika da sessiz kalmaya devam edecek mi?
Hatırlatalım; seçim öncesinde işçinin, memurun, emekçinin hakkı sık sık meydanlarda dile getirilir, vaatler ardı ardına sıralanır.
Peki seçim bittiğinde ne değişti de bu 40 bin kişinin hakkı masada unutuldu?
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve yetkili sendikanın bu suskunluğu, personel arasında “Acaba pazarlık mı var?” sorusunu gündeme getiriyor.
“Emekçinin hakkı için mücadele etmesi gereken sendikanın ve belediyenin bu suskunluğu bizde şaibe yaratıyor. Belirsizlik artık can sıkıcı bir hâl aldı.”
Biz soruyoruz:
- Promosyon süreci neden şeffaf yürütülmüyor?
- Neden personelin hakkı son ana kadar bekletiliyor?
- 40 bin kişinin alın teri üzerinden kimler pazarlık yapıyor?
Bu sessizliğin adı ‘çözüm arayışı’ değil, belirsizliktir. Ve belirsizlik, en çok da cebindeki üç kuruşu çocuğunun geleceği için harcayan emekçiyi yıpratır.
Bilmem anlatabildim mi?