90 Dakika Bahane, Sözler Yine Raflarda
Seçim öncesi “İzmir, suyu da ulaşımı da en ucuz kullanan şehir olacak” diyen Cemil Tugay, 11 Şubat 2024’te öyle bir söz verdi ki, önünde 15 yıl olsa da tutması zor. O gün alkış alan bu vaat, bugün bahanelerle gölgelenmiş durumda.
“90 dakikayı geri getireceğiz” derken, TCDD ile ortaklık şartlarının, mali yükün ve UKOME’nin nasıl çalıştığının bilinmediğini mi sanıyorduk? Elbette biliyorduk.
Şimdi diyor ki:
“İZBAN’daki kısmı kaldırmak istiyoruz, çünkü maliyeti ağır.”
Peki seçim öncesi maliyet hafif miydi? Yoksa o zaman hesap yapılmamış mıydı?
%50 Ortak Olup da Etkisiz Olmak
İZBAN’da %50 ortak olduğumuz söyleniyor ama yönetimde söz hakkımız yokmuş. Bu cümle tek başına siyasi bir itiraf niteliğinde. Belediyenin yarı hissesi olduğu bir şirkette “bizim kararlarımız uygulanmıyor” demek, yönetemediğinizi ilan etmek değil mi? Madem yetki yoktu, seçimden bu yana geçen 16 ayda neden bu yetkiyi almak için masaya yumruk vurmadınız?
Zarar var diye 90 dakikayı kaldırmak, aslında bilet fiyatını arttırmadan halkın cebinden daha çok para çekmek demek. Ücretsiz aktarma giderse, iki durak ötedeki işine giden vatandaş, ikinci kez ücret ödeyecek. Bu da, “ucuz ulaşım” sözünü fiilen çöpe atmak olur.
BUNUN ADI HALKA DOLAYLI ZAM YAPIYORUMLA EŞDEĞER!!
Anlaşılan Cemil Tugay görev süresince Bahane Listesi Hazır!!!
Sözler tutulmazsa bahanesi hazır:
- “TCDD izin vermedi.”
- “Yetkimiz yok.”
- “UKOME reddetti.”
Ama seçmen için tek gerçek var:
Verilen söz, bilinen şartlara rağmen verildi. Şimdi “yapamıyoruz” demek, mazeret değil, güven kaybıdır.
Son Sözüm
Siyasette söz, hesap yapılmadan ağızdan çıkarsa, vatandaşa maliyet olarak döner.
İzmir halkı bahane değil, çözüm istiyor. 90 dakika geri gelmezse, bunun adı ‘engellendik’ değil, ‘sözümüzü tutmadık’ olur.”
Belediyeler kamu hizmeti verir kazanç kapısı değildir!
Bilmem anlatabildim mi Tugay!
Sırada hangi bahaneniz olacak gerçekten merak ediyorum.
Nokta!