İzmir’de neredeyse her hafta yeni bir plan değişikliğiyle karşılaşıyoruz. Askıya çıkan planların ortak noktası ne biliyor musunuz?
Kamunun elindeki alanlar tek tek özel statülere dönüştürülüyor.
Bir bakıyorsunuz sağlık tesisi alanı özel sağlık alanına,
bir bakıyorsunuz sosyal tesis özel sosyal tesis alanına,
parklar ise “rekreasyon” kılıfıyla ticarete açılıyor.
Soruyoruz:
Bu planları hangi akla hizmet yapıyorsunuz?
Kamuya ait olması gereken alanları özel çıkarların emrine sunarken hiç mi içiniz sızlamıyor?
Her plan değişikliğiyle İzmir halkının hakkı gasp ediliyor. Çocukların kreş hakkı, yoksulun sağlık hakkı, kentlinin nefes alma hakkı ranta kurban ediliyor.
Üstelik bu kararların altına imza atan belediye meclis üyeleri, seçildikleri halkın çıkarını değil, sermayenin çıkarını gözetiyor. İtirazlarımızı da gerekçesiz şekilde reddediyorlar. Çünkü İzmir’de artık kamu yararının değil, rantın hükmü geçiyor.
Ama biz susmayacağız.
Her askıya çıkan planı takip edecek, her ranta açılan alanın karşısında duracağız. Çünkü bu şehir hepimizin.
Kentin geleceğini birkaç imza ile beton lobilerine teslim etmenize izin vermeyeceğiz!
Yarın heybemiz dolu vaziyette planlara itirazlarımızı teslim edeceğiz!
Nivent Kurtuluş 23.09.2025