İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan “Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporu” lansmanında uzun uzun konuştu.
Tugay’a göre belediyenin görevi sadece yol yapmak, körfezi temizlemek, otobüs çalıştırmak değilmiş; rapor hazırlamak da en az bunlar kadar önemliymiş!
Başkan, “Dünya herkesi doyurmaya yetecek zenginliğe sahip ama aç gözlü insanları doyuramıyorsunuz” dedi.
Peki İzmirli ne diyor?
Kente hizmet gelmeyince “aç gözlü” olan kim?
Çöplerin toplanmadığı, arıtmaların çalışmadığı, yolların yamalı bohça olduğu bir şehirde hangi sürdürülebilirlikten söz ediliyor?
Tugay, “Bizim kurum olarak sürdürülebilirlik sürecinde yol çizmemiz gerekiyor” diyor.
Ama İzmirlinin gözüyle bakınca tablo karamsar:
Yağmur yağmıyor ama altyapı çalışmadığı için birkaç damla yağmurda bile caddeyi sel götürüyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi önce asli görevlerini yapacak mı, yoksa raporlarla göz mü boyayacak?
Tugay: ‘Günlerdir Yağmur Bekliyoruz’ – Beklenen Yağmur Değil, Beklenen Hizmet!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, sürdürülebilirlik raporu lansmanında yine şaşırtan sözler sarf etti:
“Günlerdir yağmur bekliyoruz. Çiseledi. Şans diye bekliyoruz ama şans yok. Bundan sonra yağmur yağmayacak.”
Başkan, yağmur duasına çıkmış gibi konuşuyor. Oysa İzmirlinin derdi yağmurun yağmaması değil, yağınca şehrin göle dönmesi!
Çelişkiler Yumağı
“İsraf etmeyin, çöpe gıda atmayın” diye nasihat ediyor.
Ama soruyoruz: Kentin çöp ihaleleri milyarlarca lira, israfın büyüğü nerede yapılıyor?
Öyle ya 1 milyara yakın ihaleyi yapan KİM?
Karbon Nötr Masalı
Tugay, İzmir’in 2030 yılında karbon nötr olacağını iddia ediyor.
Ama vatandaş soruyor:
Otobüsler yolda kalırken, elektrikli otobüsler arızalanırken bu hedef nasıl tutacak?
Arıtma tesisleri çalışmazken, körfez kokarken karbon nötr hedefi ne kadar gerçekçi?
İzmirlinin beklediği yağmur değil, hizmet!
Sloganlarla, raporlarla değil, altyapı yatırımlarıyla konuşan bir belediye gerekiyor.
Tugay: “Açgözlülüklerine Hakim Olamadılar!” – Peki İzmir’de Kaybolan Milyarlar Kimin Açgözlülüğü?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, sürdürülebilirlik raporu lansmanında şöyle dedi:
“Açgözlülüklerine hakim olamadılar. Cennet olan dünyanın güzelliklerini kaybedeceğiz.”
Ne güzel sözler değil mi? Ama İzmirlinin kulağına bu sözler biraz tanıdık geliyor:
Çünkü kaybolan ihaleler, şişirilmiş maliyetler, satılan taşınmazlar da birer açgözlülük örneği değil mi?
Körfez temizliği için ayrılan yüz milyonlar nereye gitti?
Çöp ihalelerinde milyarlarca lira neden heba edildi?
Belediye taşınmazları neden birer birer satılıyor?
Vatandaşa Tasarruf, Belediyeye İsraf
Tugay halka tasarruf dersi veriyor:
“Gereksiz ışıkları kapatın, klimayı 18 dereceye indirmeyin.”
Peki belediye binalarında sabaha kadar yanan ışıklar?
Peki ihalelerdeki israf?
İzmirli tasarruf ederken, belediye neden etmiyor?
Tugay haklı: Açgözlülük dünyayı yok ediyor.
Ama İzmirlinin hayatını zorlaştıran açgözlülük, belediyedeki israf düzeni değil mi?
“Açgözlülüklerine Hakim Olamadılar!” – Peki İsraf Kimin Kapısında?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, sürdürülebilirlik raporu lansmanında şunları da söyledi:
“Açgözlülüklerine hakim olamadılar. Cennet olan dünyanın güzelliklerini kaybedeceğiz.”
Ne ironik değil mi? İzmirlinin cebinden çıkan paralarla milyarlarca liralık ihaleler, satılan taşınmazlar… Ve bir de kulağımıza gelen fısıltılar: Belediyenin temsil–ağırlama bütçesi, halk için değil, kimi yöneticilerin kişisel zevkleri için harcanıyormuş. Hatta bu bütçeden özel dikim takımlar, lüks masraflar karşılandığı söyleniyor.
Halk tasarruf için klimayı kısmalı, ışıkları kapatmalı da yönetenler hangi bütçeyle lüks yaşıyor?
Çöpler dağ gibi dururken, yollar çukur içindeyken, hangi vicdan temsil bütçesinden kişisel konfor sağlıyor?
Başkan halka sesleniyor:
“Gereksiz ışıkları söndürün, klimayı düşük açmayın.”
Ama İzmirli soruyor: Milyonluk temsil bütçesiyle kimler kendine ayrıcalık sağlıyor?
Açgözlülük sadece doğayı değil, kamu kaynaklarını da tüketiyor.
Ve İzmirli soruyor: Tasarruf kim için, lüks kim için?