İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bugün yaptığı açıklamada:
“Bizim oradaki yüzde 30’luk hakkımızı halkımızın tamamının kullanacağı kültür merkezi yapalım dedim. Basmane Çukuru denen bölge içerisinde TMSF’nin temsil ettiği 200 civarında iş adamının hakkına karşılık yüzde 70’lik inşaat yaparken, yüzde 30’luk kısmına herkesin kullanacağı bir kültür merkezi yapılacak. Tiyatro, konser salonu olacak. Bununla ilgili protokol taslağı çalışıldı. İmza attıktan sonra TMSF’ye teslim edeceğiz. Onlar da inşaatlarını yapacaklar.”
Sayın Tugay, Mahkeme Bitmeden Siz Kimi Yetkilendiriyorsunuz?
Daha mahkeme süreci sona ermemişken,
bilirkişi raporları açıkça “taşınmazın tamamı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne aittir” derken,
siz hangi yetkiyle protokol hazırlıyor, kimin adına “mutabakat” yapıyorsunuz?
Bu nasıl bir acele?
Kim bu inşaatı yapacak?
%70 kime gitti?
Bu 200 işadamı kim?
TMSF kimin temsilcisi?
Ortada hâlâ devam eden yargı süreci var!
Eğer mahkeme sonucu belediyenin lehine kesinleşirse,
o zaman İzmir’in elinden alınan %70’lik payın hesabını kim verecek?
“Kültür Merkezi” Maskesi Altında Ne Var?
Sayın Tugay, siz “herkesin kullanacağı kültür merkezi yapıyoruz” diyorsunuz.
Ama bu, TMSF’nin inşaatına hukuki meşruiyet kazandırma hamlesi değil mi?
Henüz tapu devri bile netleşmemişken,
“protokol taslağı hazırlandı, imzaya açılacak” diyorsunuz.
Siz önce davayı kazanın, sonra mutabakat deyin!
Kentin malı üzerindeki mahkeme süreci bitmeden yapılan bu açıklama,
kamu yararı değil, kamu zararı riskidir.
İzmir’in Hakkı Pazarlık Masasında Olmamalı!
Daha önce iki bilirkişi raporu da aynı şeyi söyledi:
“Söz konusu alanın mülkiyeti tamamen İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne aittir.”
Hal böyleyken, siz nasıl olur da “yüzde 30 bizde, yüzde 70 TMSF’de” diyebilirsiniz?
Mahkeme kararını beklemeden yapılan her mutabakat,
İzmir halkının mülkiyet hakkını pazarlık masasına koymaktır.
Bir Hatırlatma: Aynı Hata 1997’de Yapılmıştı!
Burhan Özfatura döneminde yapılan kat karşılığı sözleşmeyle,
inşaat başlamadan tapular devredilmişti.
Yani “yapılmamış bina”nın tapusu verilmişti!
Sonuç ne oldu?
Bugün “Basmane Çukuru” dedikleri,
aslında o devrin imzasıdır!
Şimdi aynı hatayı tekrarlıyorsunuz Cemil Tugay.
Henüz ortada ne kesinleşmiş dava kararı var, ne de yürürlüğe girmiş plan.
Ama siz, “TMSF yapsın, biz %30’luk kısmı kültür merkezi yapalım” diyorsunuz.
Bu, İzmir’in geleceğini mahkeme salonundan değil, kulis odasından belirlemektir.
Bir Tavsiye: Sabır, Cesaret ve Hukuk
Sayın Tugay,
Basmane sadece bir proje değildir.
Bu şehir, 1922 yangınından, 1999 plan oyunlarından geçti.
Artık İzmirlinin tek isteği var:
Bir başkan çıksın, “ben mahkeme kararına güveniyorum” desin!
Ama siz daha karar çıkmadan,
TMSF’ye “buyurun, inşaata başlayın” diyorsunuz.
Bu acele, İzmir’in değil, birilerinin aceleciliğidir.
Hem siz kimin malı için karar veriyorsunuz?
Mahkeme Devam Ediyor!
Henüz karar verilmemişken,
protokol taslağı hazırlayıp imza atmak,
İzmir’in hakkını “önceden peşin teslim etmektir.”
Unutmayın Cemil Tugay:
Bir davada bilirkişi raporu “belediye lehine” ise,
bir belediye başkanının görevi, o hakkı sonuna kadar savunmaktır,
pazarlık masasında paylaşmak değil!
Bilmem anlatabildim mi?
Birazdan 1999 Plan Oyununu yazacağım.
