Yıllar önce “Yeni bir plan hiyerarşisi doğuyor” demiştik.
Bugün geri dönüp bakınca görüyorum ki yeni doğan bir hiyerarşi falan değilmiş; meğer o sadece yanlışlıkla çalınmış bir doğum ziliymiş.
Zira İzmir’de planlama, olması gerektiği gibi tepeden tabana inerek ilerlemiyor; parselden parsel beğen, revizyondan revizyon seç mantığıyla yürütülüyor.
Daha birkaç yıl önce İzmir Büyükşehir Belediyesi, tüm ilçe belediyelerine ciddi bir yazı göndermişti.
Bu yazıda üst ölçekli planların artık “yeniden ele alınacağı”, “bütüncül yaklaşım benimseneceği”, “kent için yeni bir 1/25.000 ölçekli nazım plan çalışmasının başladığı” ilan edilmişti.
Biz de saf saf sevindik tabii…
“Demek ki İzmir artık planlı gelişecek,” dedik.
“Demek ki hiyerarşi geri döndü,” dedik.
“Demek ki masa başı parsel oyunlarının devri bitiyor,” dedik.
Meğer biz yanlış anlamışız.
Hiyerarşi filan yokmuş; sadece hiyerarşi makyajı varmış.
Unutanlara Hatırlatma: Plan Hiyerarşisi Diye Bir Şey Vardı…
Ülkenin bütün planlama mevzuatı, bütün akademisyenler, bütün bilirkişiler ve hatta yıllardır planlamayı anlatan ders kitapları aynı şeyi söyler:
“Alt ölçekli planlar üst ölçekli planlara uygun olmak zorundadır.”
Hiyerarşi de bellidir:
1/100.000 → 1/25.000 → 1/5.000 → 1/1.000
Bize böyle öğretmişlerdi.
“Hoca” derken de gerçekten “hoca” olanları kastediyorum elbette…
Yoksa bugünlerde şirket projelerinde görev alırken bu hükümleri hızla unutuveren bazı akademisyenleri değil.
Ama İzmir’de Yeni Bir Ekol Var:
Parça Parça Nazım Plan Mucizesi
Son aylarda meclis gündemlerini açın bakın;
Urla’da bir parsel,
Gülbahçe’de bir ada,
Bornova’da bir bölge,
Torbalı’da bir başka alan…
1/25.000 ölçekli plan değişiklikleri tek tek, parça parça, adeta bir patchwork yorganı gibi İzmir haritasına işleniyor.
Ve bu yamalı bohça, “bütüncül planlama” diye anlatılmaya çalışılıyor.
İroniye bakın ki, Büyükşehir Belediyesi bir yandan “Üst ölçekli plan çalışmamız sürüyor” diyor,
öte yandan her meclis toplantısında yeni bir 1/25.000 değişikliği masaya geliyor.
Hani derler ya:
“Söz var, iş var…”
Biz sözünü duyduk ama iş ters yönden ilerliyor.
Balçova–İnciraltı Vakası:
Sahi, Üst Ölçekli Plan Ne Oldu?
EgeŞehir A.Ş tarafından Balçova–İnciraltı’nda 25034 ada 1 parsel için hazırlanan plan,
1/5000 ölçekli bir Nazım İmar Planı.
Peki bu plan neye dönüşüyor?
Turizm–Ticaret Alanı’na.
Plan onaylanıyor, askıya çıkıyor, askıdan iniyor…
Sonra bir sessizlik.
Derken 10 Aralık 2025 tarihli Büyükşehir Meclis gündeminde konu yeniden karşımıza çıkıyor.
Hani bir şeyi unutursunuz da eve dönerken
“Acaba ütüyü fişte mi bıraktım?”
diye içten içe huzursuz olursunuz ya…
Tam öyle bir durum.
Peki Nereye Gidiyoruz?
TÜME mi varacağız, yoksa GÜME mi?
Eğer bir kent, planlama hiyerarşisini terk eder,
üst ölçekli planları beklemeden alt ölçekli kararları yamalı bohça gibi işler,
şehir gelişimini parsel parsel şekillendirirse…
O kent nereye gider?
Ya tüme varır, ya güme gider.
Şu anda İzmir’in gidişatı ne yazık ki ikincisine daha yakın duruyor.
Ama hâlâ geç değil.
Planlama, bir kentin vicdanıdır.
Bir kent vicdanını kaybederse, sonra yanlış yapılan her binanın gölgesi o kentin üzerine düşer.
Dileğim odur ki İzmir, planlama tarihinin karikatürü hâline gelmeden;
yüksek sesle sorulan şu soruya gerçek bir yanıt verebilsin:
“Biz bu kenti parsel oyunlarıyla mı yöneteceğiz,
yoksa gerçekten planlayacak mıyız?”
Ercüment Şahin
11.12.2025



