x
   

Anayasa Mahkemesi Kararı..,

3 Nisan 2017 Pazartesi , 22:43
Okunma: 3227
3 Yorum

İzmir'de uygulanırsa?

 

Gazete Habertürk'ün haberine göre mülk sahipleri, yol yapılmak üzere belediyeye devrettikleri arsanın vasfı konut olarak değiştirildiği için yeniden kendilerine iade edilmesi istemiyle dava açtı. Dava vatandaşlar aleyhine sonuçlandı. Karar Yargıtay’da kesinleşti.

 
Mülk sahiplerinin bireysel başvurusu üzerine dosyayı inceleyen AYM, imar izni değişikliği sırasında arsanın bir kısmının yol yapılmak üzere belediyeye devredilmesini “koşullu bağış” olarak nitelendirdi. AYM, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını da dikkate alarak başvuruda bulunan vatandaşların mülkiyet haklarının ihlal edildiğine hükmetti. AYM, yeniden yargılama yapılmasına karar verdi.
 
Bu karar gerçekten çok ilginç!
 
Yıllar evvel vatandaşın elinden Pazar yeri yapacağım diye kamulaştır, sonrasında İSTİNYE PARK AVM’ye sat.
 
Bir örnekte Ege Üniversitesi için geçerli oabilir mi? Öğrencler için kamulaştırılan alanlarda Forum Bornova, Kipa, İkea yapılmıştı değil mi?
 
Bu karar dengeleri değiştirir mi dersiniz?
 

(Karara ulaşmak için tıklayınız)

Olaylar
Başvurucular, 1990 yılında satın aldıkları ve imar parseli vasfındaki İstanbul ili Beşiktaş ilçesi Dikilitaş Mahallesi'nde kain taşınmazın üzerinde bulunan üç katlı yapının yenilenmesi amacıyla Belediyeye başvurmuşlardır. Belediye tarafından taşınmazın toplam 154.54 m²sinin yol yapılmak üzere bedelsiz olarak Belediyeye terk edilmesi şart koşulmuş, başvurucular 18/8/1992 tarihinde noterde düzenlenen taahhütnameyle bunu kabul etmişlerdir. Taşınmazın söz konusu kısmı 16/9/1992 tarihinde Belediye adına tescil edilmiş, geri kalan bölümü üzerine başvurucular 7/10/1992 tarihinde aldıkları inşaat ruhsatı ile beş katlı bina inşa etmişlerdir.
Belediye tarafından, başlangıçta “sokak” olarak ayrılan 80 m²lik bölüm 9/8/2007 tarihli uygulama imar planında yapılan değişiklikle "konut alanı"na dönüştürülmüş ve komşu 36 numaralı parselle birleştirilmiştir. Başvurucuların 17/12/2009 tarihli taşınmazın iadesi ve kendilerine ait olan 37 numaralı parselle birleştirilmesi talebi Belediye tarafından reddedilmiştir.
Başvurucuların, söz konusu 80 m²lik kısmın iadesi istemiyle İstanbul 6. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) açtıkları davanın 23/9/2011 tarihinde süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karar Danıştay 6. Dairesi tarafından 21/2/2013 tarihinde bozulmuştur. Bozma kararına uyan İdare Mahkemesi tarafından bireysel başvurunun yapıldığı tarihten sonra 29/1/2016 tarihinde verilen kararla taşınmazın 36 numaralı parselle birleştirilmesine ilişkin işlem iptal edilmiş, taşınmazın iadesi talebi ise idari yargı yetkisinin dışında kaldığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Anılan karar taraflarca temyiz edilmiş olup henüz karara bağlanmamıştır.
Başvurucular 3/9/2010 tarihinde İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) 80 metrekarelik arsanın 1/2 hisseleri oranında adlarına tescili ve ayrıca müdahalenin meni talebiyle dava açmıştır. Mahkemece 24/1/2013 tarihinde verilen kararla, malikinin muvafakatiyle kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı ifade edilmiş ve bu nedenle taşınmazın bedelsiz olarak başvurucular adına tescilinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Kararda ayrıca, Belediye tarafından konan tevhit şartının ise tamamen idari işlem niteliğinde olduğu hatırlatılmıştır. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 12/11/2013 tarihli kararla Mahkeme kararını onamıştır. Karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 26/5/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
 
 
İddialar
Başvurucular, yol şartıyla belediyeye terk edildikten sonra imar planında değişiklik yapılarak konut alanına dönüştürülen ve başka bir parsel ile birleştirilen taşınmazın iade edilmemesi nedeniyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Başvurucular ayrıca, iadesi gereken 80 m²lik bölümün komşu 36 numaralı parselle birleştirilmesi nedeniyle kendi taşınmazlarının zarar göreceğinden ve 36 numaralı parsel malikinin de haksız yere zenginleşeceğinden şikâyet etmişlerdir.
 
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa Mahkemesi bu iddia kapsamında özetle aşağıdaki değerlendirmeleri yapmıştır:
 
Başvurucular, maliki bulundukları taşınmazı yol yapılması şartıyla Belediyeye bağışlamış, ancak Belediye tarafından yapılan imar planı değişiklikleriyle taşınmaz konut alanına dönüştürülmek suretiyle bağış vaadi sözleşmesinde belirtilen mükellefiyet ihlal edilmiştir. Bu mükellefiyetin ihlali başvurucular acısından taşınmazın iadesi yönünde meşru bir beklenti yaratmıştır.
Meşru beklentinin doğması, taşınmazın her durumda mutlak surette başvuruculara iadesini gerektirmemekle birlikte, somut olayın koşulları gözetilerek, başvuruculara iadesinin gerekip gerekmediği hususunda ölçülülük ilkesi çerçevesinde değerlendirme yapılmasını zorunlu kılmaktadır. İncelenen başvurudaki hukuki sorunun, 2942 sayılı Kanun'un 35. maddesi hükmünün, malikin rızasıyla kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamuya terk edilen taşınmazların kamu yararı dışındaki amaçlarla kullanılması durumunda dahi taşınmazın malike iadesine engel teşkil ettiği biçimindeki yerleşik yargısal içtihattan kaynaklandığı görülmektedir.
 
Başvuru konusu olayda iade hakkının ortadan kaldırılmasının başvuruculara önemli bir külfet yüklediği tartışmasızdır. Buna karşılık Belediye, kamu yararı amacıyla yol yapılmak üzere bağışlanan taşınmazdan önemli ekonomik yarar elde etmektedir. Yol şartıyla bağışlanan taşınmazın konut alanına dönüştürülerek bundan elde edilecek ekonomik menfaatin Belediyeye ait olması devlete güven ilkesini zedeleyici sonuçlar doğurmaktadır.
 
Öte yandan, Belediyenin konut alanına dönüştürdüğü taşınmazdan ekonomik çıkar sağlamasıyla elde edilecek kamu yararı, taşınmazın malike iade edilmemesi nedeniyle malikin yüklendiği külfete kıyasen çok hafif kalmaktadır. Diğer bir deyişle, konut alanına dönüştürülen taşınmazın eski malikine iade edilmeyerek Belediyenin özel mülkü hâline getirilmesi, kamu menfaatlerinin gözetilmesindeki yarar ile bireyin mülkiyet hakkının korunmasındaki yarar arasında kurulması gereken makul dengenin malik aleyhine orantısız bir biçimde zedelenmesine yol açmaktadır. Bu durumda, başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğundan söz edilemez.

Sonuç olarak, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
  
29.03.2017 08:58:13 
Kaynak: Haberturk
 


Kaynak:



  • Yorum yazmak için üye girişi yapınız. veya
  • Misafir - 04.04.2017 10:04:43

  • Cesamin Özkan
  • Daha şimdiden üç kuyularda belli saatlerde trafik sıkışıyor,yarın bu AVM ile olacakları düşünemiyorum. Aziz Kocaoğlu'nun ''İzmirlinin başına talih kondu'' söyleminden kaynaklı kargalar bile gülmekten kırılmaya başladı. AVM yi yapan firmanın ve bilemediğimiz birilerininde başına devlet kuşu konmuş olabilir.
  • Misafir - 04.04.2017 00:14:46

  • Cesamin Özkan
  • Pazar yeri için bağışlanan araziyi pazar yeri yapma götür bir holdingin AVM yapması için ver. Sonrada deki İzmir'in başına talih kuşu kondu. Bu söyleme sahip kişinin CHP içerisinde işi ne olabilir ?.
  • Misafir - 04.04.2017 00:12:59

  • Cesamin Özkan
  • Anayasa Mahkemesinin kararı çok açık ve net. Kamu yararı için Konak Belediyesine bağışlanan, sonrasında Karabağlar Belediyesinin oluşması ile paylaşılan gayrimenkulün Doğuş Holding'e satılmış olmasından kaynaklı amacı dışında kullanıldığı açık. CHP nin en temel ilkesi ülkenin ve milletin yararları adına işler yapmaktır. Bu iş hiçte parti ilkeleri ile ilgili olmadığı gibi zaten yasalara hiç uymamaktadır. Yani 300 bilmem kaç yılla yargılanmasına hep sitem ederdik ama bakınca ne demek gerekir. Kamu mallarının talan edilmesi bazılarına yakışabilir, ama CHP den seçilen kişilere yakışmaz. Demekki her kişi CHP den aday gösterilmemeli ve partiye yaklaştırılmamalı bile.
  •