İzmir Büyükşehir Belediyesi, 08 Eylül 2025’te meclis gündemine öyle bir madde getirdi ki, insan sormadan edemiyor:
“Belediye hizmet mi verecek, yoksa arsa komisyonculuğuna mı soyunacak?”
Balçova İnciraltı’nda belediyeye ait 25034 ada 1 parsel, mevcut planlarda Belediye Hizmet Alanı iken, hop diye bir hamleyle “Turizm–Ticaret Alanı” yapılmak isteniyor.
Dün hastane, konservatuar, eğitim alanı diye bildiğimiz yer, bugün otel, AVM, restoran projelerinin gözdesi!
Ne güzel değil mi? Belediyeye ait mülkler bir gecede rant makinesine dönüşüyor.
Hizmet Alanı mı, Kâr Alanı mı?
Belediyenin görevi vatandaşına eşit, ücretsiz hizmet sunmak. Ama görünen o ki hizmet alanları birer birer “kâr alanına” çevriliyor.
Ekonomik sıkışıklık var diye kamu arazileri “arsa ofisi” gibi pazarlanmaya başladıysa, yarın belediye otoparkları da “rezidans” olur, sosyal tesisler de “lüks villa” projesine döner.
Mimarlar Odası: “Yapmayın, Etmeyin!”
Mimarlar Odası İzmir Şubesi, bu dönüşümün kentin geleceğini ipotek altına almak olduğunu söylüyor.
Ama ne fayda! Rant gözlüğüyle bakanlar için kent hakkı, kamu yararı, toplumsal eşitlik sadece süslü kelimelerden ibaret.
Üstelik bu plan değişikliği kabul edilirse, ileride kamu hizmeti verecek alan bulamayınca, belediye dönüp yine milyonlarca liraya yeni arazi satın almak zorunda kalacak. Yani bugünün “kazancı”, yarının zararı olacak.
Meclis Üyelerine Soru
Sayın Meclis Üyeleri,
Halkın alanını ticarete açmaya el kaldırırken aklınızdan geçen şu mu?
“Nasıl olsa vatandaş unutur, biz de gelir yaratırız.”
Unutmayın, yurttaş unutmuyor. Çünkü yarın o hastane olmayınca, o konservatuar kapanınca, o sosyal tesis yıkılınca faturayı yine vatandaşa keseceksiniz.
Belediyeler, kamu yararı için vardır.
Ama görünen o ki İzmir’de belediye, “arsa ofisi” mantığıyla iş yürütmeye başlamış.
Kent mekânı rant değil, halkın ortak yaşamıdır.
Soruyoruz:
“İzmir’in geleceği pazarlık masasında mı?”