x
     

Çeşme'li bir vatandaş Anayasa Mahkemesine..,

3 Aralık 2017 Pazar , 13:08
Okunma: 6840
0 Yorum

başvurusu bize ilginç geldiğinden sizlerle paylaşıyoruz.

 

 

 

 

T.C ANAYASA MAHKEMESİ'NE

Sunulmak Üzere

Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği'ne

 

BİREYSEL BAŞVURU FORMU

 

II- AÇIKLAMALAR

A - Kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti:

                               İzmir İli Çeşme İlçesi Ilıca Mahallesi 14 Pafta 561 Ada 8 Parsel numaralı taşınmaz üzerinde bağlı olduğu Turistik Tesisler (otel) İnşaat Ruhsatına aykırı olarak konut (site) şeklinde yapılan yapıların yasallaştırılmasına yönelik olarak 17.03.1989 gün ve 191 sayılı Çeşme Belediyesi Encümeni kararı ile 2981 sayılı Yasanın 10/C. maddesine göre re'sen yapılan İmar Affı Uygulamasına dayalı işlemler, İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin 1995/803 E. 1997/485 K. Sayı ve 11.06.1997 tarihli kararı ile İPTAL edilmiştir. EK:4    

Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı şeridini kapsayacak şekilde kıyının ilk 50 ve 100 metre dahilinde kalan ve Yapı Kullanma İzin Belgeleri de bulunmayan EK:5 bu yapılara ilişkin Danıştay 6. Dairesi'nin 1998/5582 K. sayılı kararı ile onanan iptal kararına karşı yapılan Yargılamanın Yenilenmesi başvurusu da mahkemenin 2008/1273 E. 2009/28 K. Sayı ve 21.01.2009 tarihli kararı ile reddedilerek EK:6 mevcut durumda uygulamadaki adı ile Ruhsatına Aykırı   "KAÇAK" hukuki niteliğine rücu eden yapıları Kamu Düzenine aykırı olarak yasallaştırma çabalarının önü kesin olarak kapatılmıştır.

İptaline karar verilen 2981/3290/3366 sayılı İmar Affı uygulamasına göre o tarihte Ilıca Mahallesi 5988 ada 1 ve 2 parseller ile 5989 ada 1 parsel numarasını alan taşınmazda tesis edilen bağımsız bölüm Kat Mülkiyeti tapu tescilleri sebepten ve illetten yoksun hale gelerek geçmişi de kapsayacak şekilde YOLSUZ TESCİLE dönüşmüştür. 

Anayasa'nın 138/4 ve IYUK'nun 28. ci maddesi bağlamında; İzmir 4. İdare Mahkemesinin anılan İptal kararına karşı Çeşme Belediyesi Başkanlığınca yapılan 21.08.1997 tarihli Temyiz başvurusunda "Oluşturulan kat mülkiyeti ve imar affı işlemlerinin geriye dönük olarak iptal edilmesi gerektiği" ve "Yasallaştırılmasının imkansız olduğu" ikrar edilen Ek:7 bu yapıların İmar Kanununun emredici 32. maddesi uyarınca YIKIMI ve tesis edilen Kat Mülkiyeti tapu tescillerinin re'sen terkin edilerek gayrimenkulün eski kayıtlarına döndürülmesi şeklinde işlem tesis edilerek eylemde bulunulması gerekirken, ruhsatına aykırı "KAÇAK" yapılar ile ilgili olarak TAPU TESCİL İPTALİNE dair Çeşme Belediyesi Encümeninin 1999/653 Sayı ve 24.05.1999 tarihli Ek:8 kağıt üzerinde kalan kararından başkaca işlem tesis edilmeyerek, Anayasa'nın 138/4 ve IYUK'nun 28. ci maddesine aykırı davranmak suretiyle görevi kötüye kullanma suçu işlenmiştir.

Diğer tarafta, dayanağını İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin 1995/803 E. 1997/485 K. sayılı kararından alan Çeşme Belediyesi Encümeninin 1999/653 sayılı "Tapu Tescil İptali" kararını uygulamak ve şeffaflıkla yükümlü olan Çeşme Tapu Müdürlüğü, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Hile denilebilecek bir yöntemle tarafımızı yanıltarak yanlışa sevk etmeye yönelik "UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜNÜN ADLİ YARGININ GÖREVİNDE BULUNDUĞU" iddiasıyla anılan Encümen kararının gereğinin YERİNE GETİRİLMEYECEĞİNİ AÇIKÇA İZHAR ETMİŞTİR.

2981 sayılı Yasa hükümlerine göre kurulan mülkiyet Medeni Kanun hükümleri dışında özel bir kanun hükmü gereğince idari tescile dayandığı gibi tapuya yapılan tescilin de bu idari işlemin icrası niteliğinde olması karşısında, İdarenin düşmemizi istediği yanılgı tuzağına düşmeyerek görevli İdari Yargı yerinde açtığımız davanın yapılan yargılamasında, İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 2013/1611 Esas 2014/781 K. Sayı ve 20.05.2014 tarihli kararı ile "Çeşme Belediyesi Encümeni'nin 17.03.1989 gün 191 sayılı kararı gereğince Tapu Siciline Yapılan tescilin terkin edilmesi gerektiğine" hükmedilmiş Ek:9 ancak sarih nitelikteki bu İptal kararına da aynı mesnetsiz, hukuka aykırı ve suç nitelikli gerekçe ile direnilerek, Anayasa'nın 138/4 ve IYUK'nun 28 ci maddesi açıkça ihlal edilmiştir.

Tapu iptali davasının görüm ve çözümünde görevli mahkemesince verilen bu İptal kararı Danıştay 10. Dairesinin 2014/4606 Esas 2016/1456 K. sayı ve 17.03.2016 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşmiş olup Ek:10 kesinleşen bu karar HUKUK GÜVENLİĞİNİ tehdit eder mahiyette YOK SAYILARAK, İmar Yolsuzluğu ürünü bu kaçak konutların yolsuz tesciller üzerinden suç nitelikli yaşatılması ve intikal işlemleri Çeşme Tapu İdaresince sürdürülmektedir.

B - Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar:

                               Yukarıda arz ve izah edilen İdari Yargı kararları ile ortadan kaldırılan imar parselleri üzerindeki ruhsatına aykırı "KAÇAK" fiili varlığını İdarenin suç nitelikli koruması altında "Yolsuz Tesciller" üzerinden sürdüren YOK HÜKMÜNDEKİ kaçak toplu yapıda, her halükarda toplu yapının hukuki varlığına ve kimliğine dair Kat İrtifakı Sözleşmesi ve de maliklerini bağlayıcı bir Yönetim Planı OLMADAN Ek:11 KMK hükümlerine uygun bir şekilde teşekkül etmiş MEŞRU BİR TOPLU YAPI YÖNETİMİ OLAMAYACAĞI hukuken tartışmasızdır.

Bu nedenle, resmi sicile tescili BULUNMAYAN Erdil Sitesi "düzmece" namına Ek:12 resmi makamlara yalan beyanda bulunmak suretiyle düzenlenmesi sağlanan muhteviyatı itibariyle sahte ve yasal dayanağı bulunmayan bir site karar defteri üzerinde kendilerini site yönetimi olarak göstererek yasaların kendilerine tanımadığı hak ve yetkileri kullanan kişilere karşı Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/31 Esas kaydına alınan "2981 sayılı İmar Affı Yasa uygulaması İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin 1995/803 E. 1997/485 K. Sayı ve 11.06.1997 tarihli onanarak kesinleşen kararı ile İptal edilen ruhsatına aykırı "KAÇAK" Toplu yapıda KMK uygulanamayacağının ve ortada KMK'na uygun olarak kurulmuş bir mülkiyet rejiminden söz edilemeyeceğinden yönetici olarak seçilenlerin yönetici sıfatı olmadığının; yapıların ruhsatına aykırı kaçak hukuki niteliğine atıfta bulunularak kurulacak hüküm ile tespiti" istemli dava açılmıştır.

Nihai hali ile Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/153 E. 2014/294 K. sayı ve 29.06.2014 tarihli Gerekçeli Kararında Ek:13 ifade bulan Yargılama safhası incelendiğinde görüleceği üzere; Mahkemenin 2008/31 E. kaydına alınan haklı davamızın "Görevsizlik" nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen bu karar Yargıtay 3. HD'nin 2010/763 E. 2010/4369 K. sayılı "...toplu yapıda Kat Mülkiyeti tesis edilmeden uyuşmazlığa KMK uygulanamaz. Uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekir." (sayfa 2/5) ilamıyla yargıtaydan bozularak gelmiş, dosya Yargıtay 3. HD'nin ilamına aykırı bir biçimde yeniden "KMK'dan Kaynaklanan Davalar Davası" olarak mahkemenin 2010/372 Esasına kaydedilerek, genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gereken davanın tekrardan "Görevsizlik" nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bu karar da Yargıtay 3. HD'nin 2011/18911 E. 2012/335 K. sayılı ilamı bozularak mahkemeye iade edilmiş ve itirazlarımıza rağmen 3.cü defa "KMK'dan Kaynaklanan Davalar Davası" olarak tasnif edilen davamızın 6 yıl süren yapılan yargılaması sonucunda, Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/153 E. 2014/294 K. sayılı DOSYAYA SUNULAN DELİLLER ÇERÇEVESİNDE HUKUKEN VERİLMESİ MÜMKÜN OLMAYAN ve "KMK'dan Kaynaklanan Davalar Davası" olarak manidar bir şekilde ısrarla tasnif edilmesine açıklık getiren kökten yanlış bir hükme bağlanmıştır.

                KMK Ek madde 1 düzenlemesi ile KMK'na ilişkin tüm uyuşmazlıklar Sulh Hukuk mahkemelerinin görev alanına bırakılmış olması nedeniyle, bir Asliye Hukuk mahkemesinin huzurunda görülen davada KMK'nun uygulama alanı bulması olanaksız olduğundan, Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/153 E. 2014/294 K. sayılı kararında zorunlu olarak davaya konu taşınmazda KMK HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI hükme bağlanırken, diğer taraftan, Toplu Yapı Yönetimi ve Yöneticilik müessesi sadece KMK'da düzenlendiği halde, başka bir ifade ile "Toplu Yapı Yönetim" düzeni sadece KMK'na uygun olarak kurulmuş bir mülkiyet rejiminde söz konusu olabilecekken, taşınmazda KMK hükümlerine uygun olarak düzenlendiği davalı tarafından öne sürülen toplantı uyarınca seçilen (sözde) yöneticilerin, KMK'nun uygulama alanı bulması olanaksız olduğuna hükmedilen yerde YÖNETİCİLİK SIFATINA HAİZ OLDUĞUNA HÜKMEDİLMİŞTİR.

Üstelik bu hüküm, ne bir Kat İrtifakı Sözleşmesi ne de bir Yönetim Planı üzerinden resmi sicile tescili bulunmayan, yani HUKUKEN VAR OLMAYAN Erdil Sitesi adına kurulmuştur.

Hukuk Devleti olarak nitelendirilen hiçbir ülkede bu denli hatalı bir karar verilemeyeceğinden, Kamu Görevlileri ile irtibatlı olarak gerçekleştirilen İmar Yolsuzluğunu örtbas etmeye yönelik yargı araçsallaştırılarak verilen bu karar açıkca maksatlıdır.

İmar Kanunu, 2981 sayılı İmar Affı Yasası, İmar Yolsuzluğu, Resmi Makamlara karşı Hile, İdarenin Mahkeme kararlarına uyma ve yerine getirme Anayasal zorunluluğu hususlarının KAMU DÜZENİNE ilişkin olmasına ve bu hususların mahkemelerce re'sen gözetilmesi, kaynağını hile ve sahtecilikten alan işlemlerde hâkimin olduğundan daha çok duyarlık ve titizlik göstermesi, delilleri gerçekçi açıdan değerlendirmesi, karinelere dahi yer vermek suretiyle sonuca gitmesi zorunlu olmasına karşın, Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/153 E. 2014/294 K. sayılı dosyasının yapılan yargılamasında, yukarıda zikredilen tüm yargısal organları bağlayıcı nitelikteki kesin deliller YOK SAYILARAK verilen bu karar ile Anayasası’nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde ifadesini bulan Adil Yargılanma Hakkı ve Anayasa’nın 39. maddesinde temel bir insan hakkı olarak düzenlenen İspat Hakkı alenen ihlal edilmiştir.

Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin adaleti, kamu düzenini ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz keyfilik içeren ve hukuk güvenliğine hiçe sayarak tam bir kanunsuzluk ve hukuksuzluk haline olur veren bu kararı; Çeşme Belediyesi Başkanlığı ile irtibatlı olarak Turistik Tesisler (otel) İnşaat Ruhsatı karşılığında T. C Hazinesinden Turizm Teşvik kredisi alınarak sağlanan fonlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyıda yazlık konutlar yapılarak satılması şeklinde gerçekleşen İmar Yolsuzluğunun saklı kalması saikiyle verilmiş bir karar olup, Anayasa’nın bütününe egemen olan hukuk devleti ilkesine aykırıdır.

Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/153 E. 2014/294 K. sayılı bu kararına karşı yaptığımız temyiz itirazlarımız tamamen cevapsız bırakılarak, Yargıtay 18. HD'nin 2014/18265 E. 2015/11208 K. sayı ve 25.06.2015 tarihli kararı ile onanmıştır. Ek:14

Verilen kararın "hukuk kurallarına uygunluk gerekçesi" belirtilmeden, bir diğer ifade ile sadece "Yasal gerektirici nedelere göre" ibaresiyle 6100 Sayılı HMK'nun 370/1 ve Anayasa'nın 141/3 maddelerine aykırı olarak GEREKÇELENDİRİLMEDEN ONANMASI, HMK'nın 27. maddesinde tanımlanarak koruma altına alınan Hukuki Dinlenilme Hakkının açık ihlalidir.

C - Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının açıklanması:

                               Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/31 Esas kaydına alınan davanın "Görevsizlik" gerekçesi ile hukuka aykırı olarak reddine karar verilerek başlayan ve yukarıda yasal kanıtlarıyla ifade edilen İmar Yolsuzluğunun esas müsebbibi olan Kamu Görevlilerinin görevi kötüye kullanma suçlarının saklı kalmasına yönelik adil yargılanma ve ispat hakkımın mahkemece feda edilmesi üzerinden geçen süre zarfında, onanarak kesinleşen mahkeme kararları ile "Ruhsatına Aykırı Kaçak" olduğu sabit olan yapıların "kaçak" olduğuna dair ve bu kaçak yapıların KMK hükümlerine uygun olarak seçilmiş yöneticileri oldukları iddiasıyla tasarrufta bulunan kişilere karşı yaptığım suç duyurularına verilen maksatlı takipsizlik kararları nedeniyle hakkımda verilen tazminat hükümleri ile Hukuken Var Olmayan sözde site yönetimi tarafından aidat adı altında yapılan icra takipleri üzerinden mal ve mülkümün satışına esas olmak üzere kıymet takdirleri yapılmıştır.

Bu itibarla, Adil Yargılanma ve İspat hakkımın ihlal edildiği Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/153 E. 2014/294 K. sayılı kararı (ilk hali:2008/31 Esas) nedeniyle maddi ve manevi bütünlüğüme yönelik telafisi mümkün olamayacak şekilde ciddi bir tehlike bulunduğundan, adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz keyfilik içeren bu maksatlı karara mümkün olan en kısa sürede tedbir getirilmesini ve Adil Yargılanma Hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini yüce mahkemeden talep etme zarureti doğmuştur.

 

III- BAŞVURU YOLLARININ TÜKETİLDİĞİNE İLİŞKİN BİLGİLER

A - Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar:

                               Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/153 E. 2014/294 K. sayı ve 29.06.2014 tarihli kararı, Karar Düzeltme başvurumuzun Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/1602 E. 2017/6959 K. sayılı reddine dair kararı ile kesinleşmiş olup Ek:15 başvuru yolları tüketilmiştir.   

B - Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih:

 1- KARARI VEREN MAHKEME/MERCİİ/ MAKAM :

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi

 2 - KARARIN TARİHİ VE SAYISI: 28. 09. 2017 tarih ve 2017/1602 Esas 2017/6959 Karar

 3- TEBLİĞ VEYA ÖĞRENME TARİHİ : Tebliğ tarihi 21.10.2017 (Başvuru süresinin son günü Pazar günü olması nedeniyle 20.11.2017 tarihli başvurumuz süresindedir.)

IV- DİĞER BİLGİLER

A- Başvurucunun Anayasa Mahkemesi önünde devam eden bir başka başvurusu varsa numarası: Tarafımıza henüz kayıt belgesi ulaşmamış iki adet Başvurumuz bulunmaktadır.

B- Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebi ve bunun gerekçesi: Kimliğin gizli tutulması talebimiz bulunmamaktadır.

 V - SONUÇ TALEPLERİ:

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, Anayasası’nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde güvence bulan Adil Yargılanma Hakkı ve Anayasa’nın 39. maddesinde temel bir insan hakkı olarak düzenlenen İspat Hakkının İhlal edildiğine, yerel mahkeme kararına yönelik tedbir getirilmesine ve Adil Yargılanma Hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini Yüce Mahkemeden saygı ile dilerim.

Bu başvuru formunda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu; formda belirtilen bilgilerde, adreslerimde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde Mahkemeye bildireceğimi beyan ederim.

                Başvurucu                                                                                                                                                                         XXXXXXXXX

Tarih : 20.11.2017

İmza :

 EKLER

 1- Başvuru harcının ödendiğine dair belge

 2- Nüfus cüzdanı örneği 

 3- Kesin karar tebliğ belgesi

 4- İzmir 4. İdare Mahkemesi 1995/803 Esas 1997/485 K.

 5- Çeşme Belediyesi 04.01.2008 tarih 42-38 sayılı Beyanı.

 6- İzmir 4. İdare Mahkemesi 2008/1273 E. 2009/28 K.

 7- Çeşme Belediyesi - 4. İdare 1995/803 Esas 1997/485 K. Temyiz Başvurusu

 8- Çeşme Belediye Encümeni 25.05.1999 tarih 1999/653 sayılı Kararı.

 9- İzmir 2. İdare Mahkemesi 2013/1611 E., 2014/781 K.

10-Danıştay 10. Dairesi 2014/4606 Esas 2016/1456 K.

11-Çeşme Tapu Müdürlüğü 23.01.2012 tarih 101/3/263 sayılı Beyanı.

12-Çeşme Tapu Müdürlüğü 16.06.2014 tarih 1679 sayılı Beyanı.

13-Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/153 E. 2014/294 K. sayılı Gerekçeli Kararı.

14-Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/18265 E. 2015/11208 K.

15-Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/1602 E. 2017/6959 K.  


Kaynak: