Kimin bineceği belli, kimin ödeyeceği belli değil!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Eylül ayı olağan meclis toplantısına öyle bir madde geldi ki, vatandaşın aklında tek bir soru belirdi:
“Bu deniz taksilere kim binecek, parayı kim ödeyecek?”
İZDENİZ A.Ş. tarafından alınan 2 deniz taksinin bedeli 890 bin 400 Euro. Yetmedi, bunun ödemesi için leasing yöntemi seçildi. Daha da yetmedi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden tam 1 milyon Euro garantörlük isteniyor!
Maaş ödeyemeyen belediye, Euro üzerinden imza atıyor!
Hatırlatalım: Aynı belediye işçiye maaş ödemekte zorlanıyor, borç içinde kıvranıyor, hatta küçülmeye gidip personel çıkartmayı tartışıyor.
Ama iş “deniz taksi” olunca, 1 milyon Euro’luk imza bir çırpıda gündeme gelebiliyor.
Sahi, belediye hizmetleri için kuruş hesabı yapılırken, bu kadar borçlanmayı gerektiren deniz taksiler hangi mantıkla öncelik haline geldi?
Deniz taksi kime hizmet edecek?
Ekonomik koşullar ortada. Vatandaş dolmuş parasını, otobüs biletini bile denkleştirmekte zorlanırken; Euro üzerinden hesaplanan deniz taksi ücretini kim ödeyebilecek?
Cevabı herkes biliyor: Bu hizmet dar gelirliye değil, zengine hitap edecek.
Şimdi soralım:
- Asgari ücretli mi binecek bu taksilere?
- Emekli maaşıyla geçinen mi denizi “taksiyle” aşacak?
- Yoksa zaten lüks yatıyla dolaşanların yeni oyuncağı mı olacak?
Meclis Üyelerine Çağrımız
Seçim döneminde “halkçı belediyecilik” söylemi vardı. Şimdi ise halkın ulaşamayacağı bir hizmet için belediye garantörlüğü gündeme alınıyor.
Meclis üyeleri, halka değil, bankalara ve leasing şirketlerine çalışacak bir imzanın altına el kaldıracak mı?
İzmir’de yeni moda “lüks taşımacılık”
İzmir’de yurttaş körüklü otobüste sıkış tepiş giderken, belediye deniz taksiyle lüks taşımacılık işine giriyor.
Bu tabloyu gören vatandaşın tek cümlesi var:
“Parası olana deniz taksi, olmayan yüzsün!”