Dinçer Sümer’in İzmir’e Aşkı
Eniştemin kaleminden çıkan dizelerle gurur duyuyorum
Bugün, tiyatro ve edebiyat dünyasının değerli ismi, rahmetli eniştem Dinçer Sümer’i rahmet ve özlemle anıyorum. Onun kaleminden çıkan dizeler, yalnızca edebiyatın değil, İzmir’in ruhunun da en güçlü tanıklarıdır.
Elime geçen “Doktor Bana İzmir Yaz” şiirini okuduğumda yüreğim burkuldu. Çünkü bu dizeler yalnızca bir şairin hayal gücüyle değil, İzmir’i iliklerine kadar yaşamış bir insanın anılarıyla yazılmıştı.
“Doktor ben iyi değilim,
Bana iki tertip İzmir yaz…”
diye başlayan şiir, İzmir özleminin insanın damarlarına nasıl işlediğini, martılardan Kemeraltı’na, Yahudi böreğinden Basmane sokaklarına kadar şehrin tüm ruhunu gözler önüne seriyor
Dinçer Sümer’in satırlarında Çatalkaya’nın dumanı, Kemeraltı’nın kalabalığı, Hisarönü’nün kokusu, Kahramanlar ve Basmane’nin anıları yeniden hayat buluyor. O anılarıyla sarılıp koklaştığını yazarken, aslında her İzmirlinin içindeki özlemi dile getiriyor.
Bu şiiri yazan kişi, benim eniştem. Onun kaleminden çıkan satırları yayınlamadan önce hissettiğim duygu yalnızca özlem değil; onur ve gurur. Çünkü İzmir’i böylesine içten, böylesine derinlikli ve dokunaklı anlatabilmek, ancak İzmir’in gerçek evlatlarının harcıdır.
Bugün bu satırları paylaşırken, hem bir yakınını kaybetmenin hüznünü hem de böylesine güçlü dizelerin sahibinin ailemden biri olmasının gururunu taşıyorum.
Dinçer Sümer’in kaleminden İzmir bir kez daha dile geliyor:
“Doktor bana iki tertip İzmir yaz
Doktor ben iyi değilim
Bana iki tertip İzmir yaz
Yüreğim darda bozgundayım…
Tütünüm acı tütmekteyim
Çatalkaya’nın dumanı gibi
Bak benzim külbeyaz
Doktor binsem bu gece bir trene
İnerim İzmir’e gün ışırken
Seçerim denize en yakın masayı
Önce martılara gemilere
Günaydın derim
İskele kahvesinin tavşankanı çayı ve
Yahudi böreğiyle kahvaltı ederim
Sonra kalkar yürürüm kendi keyfimce
Saparım Kemeraltı çarşısına
Hisarönü, Havra sokağı, Tilkilik
Gezer dolaşırım aylak avare
Mavi ülkesidir ilk gençliğimin
Kahramanlar Mahallesi ve Basmane
Derken sökün eder anılarım
Doktor gör bak nasıl özlemişlerdir beni
ve nereden duymuşlarsa geldiğimi
sarışıp koklaşır hasret gideririz
ah başımın üstünde dönenen akça martılar
Geldiğimi anılarıma siz mi müjdelediniz
Gülme doktor anıların da canı var
ve anılar hayatın ziynetleridir
Eski gümüş kemerler elmas küpeler gibi
Aşklarım anılarım ve İzmir
ya has ipek bir gömlektir benim için
ya da bir taş plak şimdi
Doktor bana iki tertip İzmir yaz.”
Dinçer SÜMER