İzmir Bürokrasisi ve Ankara Deneyimim
1989 yılında verilmiş bir mahkeme kararının uygulanmasına yönelik, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 2009 yılında yapılan geri dönüşüm planı var. Yıl 2025 oldu, aradan geçen 16 yıla rağmen bu plan hâlâ sonuçlanmadı.
Bu konunun tarafı olmam nedeniyle 2022’den itibaren birçok girişimde bulundum. Geldiğimiz noktada işin İzmir’de değil, Ankara’da çözüleceği ortaya çıktı. Çünkü İzmir’de belediyeler, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Tabiat Varlıkları Bölge Kurulu ve Tapu Kadastro arasında dönüp duran bürokratik prosedür 16 yıldır aynı yerde sayıyordu.
Ankara’da Üç Saatte Açılan Yol
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü’nde yaptığım görüşmelerde bambaşka bir tabloyla karşılaştım.
Görevli personelin ilgisi, vatandaş odaklı yaklaşımı beni hem şaşırttı hem de büyük bir hayranlık uyandırdı. Normalde toplantıda oldukları için saatlerce beklemem gerekirdi. Ama bana oturacak yer gösterildi, çay ve kahve ikram edildi. Bölgeden sorumlu arkadaş koşarak geldi, dosyaları birlikte inceledik.
Hatta konunun çözümü için iki kat aşağıda bulunan Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne yönlendirme yapıldı. Daire başkanı toplantıdaydı ama buna rağmen benimle görüşme imkânı bulundu. Şube müdürleriyle beraber oturup çözüm önerilerini tartıştık. Öğle tatillerini 20 dakika aşarak sadece kamu yararına olan bu konuyu masaya yatırdılar.
Sonuçta İzmir’de 30 yıldır çözülemeyen mesele, Ankara’da 3 saat içinde çözüm yoluna girdi.
İzmir’de Çözümsüzlük Geleneği
Nasıl mı?
Bu gün Gaze-temiz Temiz İzmir Derneği Başkanı Sayın Nivent Kurtuluş ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne gidip çevre konularında görüşmek istedik.
Ne yazık ki Genel Sekreter, daire başkanları, şube müdürleriyle görüşme taleplerimiz reddedildi. Kimisi “toplantıda” bahanesiyle, kimisi yerinde bulunmadığı gerekçesiyle bizi geri çevirdi. İzmir’de bürokrasi, çözüm değil çözümsüzlüğü esas almış durumda. 1989 tarihli mahkeme kararının hâlâ uygulanmaması bunun en büyük kanıtı.
Yanlış Bilgi ve Yanlı Uygulama
İzmir Tabiat Varlıkları Kurulu’nun Ankara’ya gönderdiği yazıda bile yanlış bilgilendirme yapılmış. Tapuda imar parseli gözüken yer “zeytinlik” diye rapor edilmiş. Yanı başında ise 500 dönümü aşan bir arazinin hiçbir izin alınmadan imara açılması göz ardı edilmiş. Çünkü o arazi büyük bir iş adamına ait.
Kamuya ait küçük mülkiyetler söz konusu olunca 30 yıl oyalayan İzmir bürokrasisi, iş zenginlere gelince yasaları bile görmezden geliyor.
İzmir bürokrasisi, üzülerek söylüyorum ki, yalnızca zenginlere hizmet ediyor. Eğer bu konu bir iş adamına ait olsaydı, emin olun en geç 6 ay içinde çözüme kavuşurdu. Bugün Bayraklı ve Salhane’de altyapısı olmayan gökdelen alanları ilan edilip, körfezin lağım çukuruna dönmesi, trafiğin kilitlenmesi hep bu anlayışın eseridir.
İzmir bürokrasisi zengini çok seviyor, küçük mülkiyetleri ise yok sayıyor.
Ercüment Şahin 01.09.2025
