“Bir yandan çıkar, bir yandan al… Yeni sistem ‘şeffaflık’ diye tanıtıldı ama sorular havada kaldı”
İzmir Büyükşehir Belediyesi, işe alım süreçlerine halkın katılımını sağlamak gerekçesiyle 26 Haziran’da başvurularını başlatacağı “İzleme Kurulu” adlı yeni bir sistemi hayata geçiriyor. Hasbelkader başkan Cemil Tugay’ın “Türkiye’de bir ilk” olarak duyurduğu modelin kamuoyuna sunduğu vizyon kulağa hoş gelse de, kafalarda ciddi soru işaretleri oluşmaya başladı.
Tasarruf bahanesiyle kapı gösterilenler şimdi izleyici mi olacak?
Henüz birkaç ay önce ekonomik gerekçelerle çok sayıda personelin işine son veren İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şimdi yeni personel alımı için “şeffaf bir kurul” oluşturması, kamuoyunda tepkiyle karşılandı. “Madem ihtiyaç vardı, neden yıllardır çalışanlar işten çıkarıldı? Madem liyakat önemliydi, mevcut kadrolar neden eğitilip değerlendirilmedi?” soruları çarpıcı şekilde gündeme oturdu.
Yeni kadro, yeni sistem, eski usuller mi?
İzleme Kurulu üyeliği için aranan şartlar dikkat çekici: 40 yaş üstü, üniversite mezunu, 10 yıl kamu ya da özel sektör deneyimi, yöneticilik geçmişi, hatta bazı alanlarda uzmanlık. Bu kriterler göz önüne alındığında, kurulun “halkın temsili” için mi yoksa “önceden belirlenmiş” kişilere uygun kılıf mı olduğu yönünde eleştiriler büyüyor.
Üstelik kurulun hiçbir maddi karşılığı olmadan görev yapacağı açıklanıyor. Sorulması gereken şu: Böylesine önemli bir süreci yönetecek kişilerin karşılık beklemeden görev alması mı bekleniyor, yoksa bu pozisyonlar “bir lütuf” gibi mi sunuluyor?
Şeffaflık iyi, ama geçmişin hesabı ne olacak?
Belediye’nin şeffaflık çağrısı takdire değer. Ancak şeffaflık sadece önümüzdeki süreç için değil, geçmişte yaşanan mağduriyetler için de geçerli olmalı. Belediye bugüne dek kaç kişiyi işten çıkardı? Gerekçeleri nedir? Bu süreçlerde gerçekten liyakatsizlik mi, yoksa başka hesaplar mı vardı?
Bir yanda işsizlik, diğer yanda vitrin düzeni
Her geçen gün işsizlikle boğuşan kentte, tecrübeli çalışanlar kapının önüne konurken, yeni bir kurul üzerinden “yeni personel” alımı planlanıyor. Görünüşte halkın gözetiminde olacak bu süreç, gerçekte “önceden belirlenmiş isimler için açılmış bir arka kapı” mı?
Son sözüm: Samimiyet mi, strateji mi?
Eğer İzleme Kurulu gerçekten liyakat ve eşitliği sağlamak için devreye alınıyorsa, önce belediyenin kendisi bu konularda geçmişiyle yüzleşmeli. Aksi takdirde kamuoyunun aklına şu gelir:
“Eleman çıkarıyorsan neden alıyorsun, alım yapacaksan neden çıkardın?”
Bence önce siz istifa edin İzmir’de hiç bir şey güzel gitmiyor!
