İzmir’in gözde ilçesi Güzelbahçe’de skandal gibi bir “inceleme” süreci yaşanıyor. Kamuoyunun ve yargının dikkatini çekecek bir çarpıklık, görmezden gelinen bir etik ihlal ve yetki sınırlarını aşan bir Kaymakamlık tutumu ile karşı karşıyayız.
Olay nedir?
Gazeteci ve kamu aktivisti Nivent Kurtuluş, Güzelbahçe Belediyesi’nde her yıl doğrudan teminle sözleşmeli olarak görev alan Av. Metin Yavaş’ın; hem belediyenin avukatı hem de belediyeye karşı işlenen suçlarda yargılanan isimlerin (Mustafa Günay ve oğlu) avukatı olduğunu tespit edip şikâyette bulundu.
Kısaca özetlersek: “Belediyenin avukatı, belediyeye karşı açılan davada sanık vekili!”
Yani hem kalede, hem rakip takımda oynayan bir “hukuk sihirbazı” durumu…
Kaymakam devreye girdi… ama nasıl?
Güzelbahçe Kaymakamı Bülent Bayraktar, bu çarpıcı şikâyeti alır almaz bir “inceleme” başlattı. Ancak burada duralım: Avukatlık mesleğinin denetimi ve meslek etiğine aykırılık konusundaki değerlendirme, Kaymakamlığa mı aittir, yoksa Baro’ya mı?
Avukatlık Kanunu çok açık:
“Avukatların meslek içi denetimi ve disiplin işlemleri yalnızca Baro tarafından yürütülür.”
“Menfaat çatışması olan işlerde avukatın vekillik yapması yasaktır.”
Ancak Kaymakam Bayraktar, kendini bir anda İzmir Barosu Başkanı gibi hissederek, “herhangi bir suç unsuru yoktur” diyerek adli ve disiplin işlemi yapılmamasına karar verdi.
Oysa şikâyet edenin Bilgi Edinme Kanunu kapsamında sonucu öğrenme hakkı açıkça var.
Söz konusu avukat mahkeme huzurunda bile, “Kaymakamlık inceleme yaptı, bir şey çıkmadı” diyerek savunmasını güçlendirdi.
Kamuoyunun sorması gereken soru açık:
Bu nasıl bir yargısız infazdır?
Etik bir ihlal söz konusuyken “somut belge yok” diyerek göz yummak, kamu vicdanına uygun mudur?
Kaymakamlık, Baro’nun yetkisine el mi koymuştur?
Baro neden susuyor?
İzmir Barosu ise şu ana dek konuyla ilgili kamuoyuna bir açıklama yapmış değil. Oysa bu konu sadece yerel bir etik skandal değil, avukatlık mesleğinin saygınlığına ve tarafsızlığına doğrudan zarar veren bir örnek.
Sonuç olarak:
Güzelbahçe’de bir avukat hem belediyeden maaş alıp hem belediyeye karşı açılan davada belediye yöneticilerini savunabiliyor. Kaymakamlık, bu açık menfaat çatışmasını yok sayarak yargılama sürecine adeta taraf oluyor.
Şimdi kamu vicdanı soruyor:
Belediyeye karşı işlenen suçlarda belediyenin sözleşmeli avukatı nasıl sanık vekili olur?
Kaymakam, hangi yetkiyle Baro yerine geçerek hukuka “inceleme sonlandı” etiketi yapıştırır?
Bu dosyada kamu zararı, çıkar çatışması ve adil yargılama hakkı ne kadar korunmuştur?
Konuyu İzmir Barosuna ileteceğiz.
Ayrıca İzmir Valiliğine soracağız Kaymakamın Baro tarafından cevaplanması gereken bir soruyu incelemeyi nasıl yapmıştır? Burada yetki aşımı var mıdır?
Şimdi sorduğum soruyu ve cevabı paylaşıyorum;
Sn Yetkili
Bila tarihli yapmış olduğum şikayetim üzerine Güzelbahçe belediye avukatı Metin Yavaş hakkında inceleme başlatıldığını 17.06.2025 tarihli 9. Asliye Ceza mahkemesindeki duruşmada av Metin Yavaş beyanında “Nivent hanımın şikayeti üzerine Güzelbahçe Kaymakamlığı bir inceleme başlattı ve sonuç olarak aykırılık bulunmadı” şeklinde bir beyanı oldu. Kaymakamlığınız tarafından bir inceleme yapıldı ise sonucundan niye tarafıma tebligat yapılmadığının net açıklamasını talep ederken belediye başkanı ve bürokratlarının yargılandığı dava da belediyenin hizmet alım sözleşmesi ile avukatlık yapan Metin Yavaş belediyenin avukatı ise belediyeye karşı işlenen suçlarda yargılananların avukatlığını yapamaz. Tarafıma Bilgi Edinme kapsamında 15 gün içinde cevap verilmesini talep ediyorum
Nivent Kurtuluş,
Gelen yanıt;
