x
     
06.11.2016 20:09:36
Okunma: 3092
0 Yorum

Mete Gönenç gonencmete@yahoo.com
EVVEL ZAMAN İÇİNDE! BİR ÜLKE MAGANDİSTAN

                                                   
           
Bir bildikleri olacak ki! Toplumsal gerginliği arttırmayı çok seven yöneticilerimiz, son dönemlerde bu işin dozunu fazla kaçırınca hepimiz fazlasıyla gerildik. Bu gerginlik, bazen zorunlu olsa da, tartışmalarımıza bile yansıdı. Birbirimizi istemeyerek de olsa kırmaya başladık. Ben de gevşemek ve gevşetmek için bir masal, anlatayım dedim.
             
Masal deyince ise hep olduğu gibi aklımıza dünyanın en büyük mizahçısı, Aziz Nesin imiz gelir. Doğal olarak da onun muhteşem masallarından bilerek veya bileyerek esinleniriz. Bu yüzden ben de onun gibi, HOPTİRINAMLI falan, konuşanı, düşünenlerinden çok bir ülke seçtim. Bu nedenle de sakın ola ki kimse alınmasın?
         
Hep özlemini çektiğim, okumaktan büyük keyif aldığım bir mizah dergisini ,GIRGIR ‘I okumuş olanlar hatırlayacaktır.. En büyük yöneticimizin bile çok sevdiği, yere göğe koyamadığı ‘GÖBEĞİNİ KAŞIYAN ADAM’I çok güzel tasvir eden bir tipleme vardı?’adı ARAP KADRİ’! İşte adından belli bu ülkede yaşayanların büyük çoğunluğu bu tiplerden yani magandaymış!
       
Bunlar, batılıların öyle birbirlerinin yüzlerine falan vurup düelloya davet etmesini çok ayıp bulurlarmış. Kuytuda ve genelde arkadan pusu kurmak, cezası da az olduğu için kabasından bıçaklayıvermek çok daha kibar ve akıllıca gelirmiş bunlara! Küfür etmek ise en sevdikleri şeylerdenmiş artık sadece kızdıklarına değil sevdiklerine bile küfürle hitap etmeye başlamışlar.
       
Bizdeki gibi, analar onlarda da kutsal sayılırmış. Ama geçmişten gelen kültürleri gereği kadını 2.sınıf vatandaş sayarlarmış. Batıyla da arayı bozmamak için resmi ve dini nikâh kıydıkları kadınların 3-5 tanesini arkalarından garip giysileriyle yürütürlermiş. Kadınlarını o kadar çok sahiplenip, severlermiş ki! Sevgiden olacak! Bazen sokak ortasında herkesin gözü önünde öldürüverirlermiş? Doğal olarak da kimse sesini çıkarmazmış. Hatta ibreti âlem için telefonla resimlerini çekenler bile olurmuş! Bizim hiç sevmediğimiz ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ türünde atasözlerin den mi nedir? Zor ama kurtulabilecek durumdaki insanlara yardım etmek yerine, resmini çekmek bu ülkede moda olagelmiş.
       
TV’lerin de bile sigara, içki içenleri sansürlemek gibi önemli çabalarına rağmen, SODOM VE GOMORE’yi anımsatacak şekilde, çocuk tacizi, tecavüz, ensest ilişkiler her türlü rezillik, hırsızlık v,s bu ülkenin günlük gazetelerinin sayfalarını en çok dolduran haberlermiş! Öyle ki namus, şeref, haysiyet, gibi kavramlar sadece sözcüklerde kalmış. Ama avantajları bu insanlar çok dindarmış ve resmi ve fahri din adamları her gün bu rezilliklerle ilgili halkı aydınlatacak vaazlarda, beyanlarda bulunurlarmış.
       
Bu ülkenin insanları tatil yapmayı o kadar çok severlermiş ki? Her tatilde özelikle de sürücü hatalarından 100 erce hatta binlerce insan ölür veya sakat kalırmış! Hepsi de direksiyon başında büyüyerek!’en kahraman Rıdvan’ ı hatırladıklarından kuralları kendileri koyarlarmış! Hele de direksiyonda telefonla konuşmak, kırmızıya dönen sarıda geçmek en büyük zevkleriymiş! Bu nedenle de karşıdan karşıya geçmek hele de yurt dışından gelenler için çok ama çok zormuş Bir de gerektiğinde kahramanca kavga edebilmek için torpido gözünde silahlar, tornavidalar falan olurmuş!   Bu ülkede karşıdan karşıya geçmek çok zor ve tehlikeliymiş, medeni ülkelerden gelenler ezilme tehlikesi geçirir. Ayrıca da dışarıda arınık ortama alıştıkları için hemen hastalanırlarmış!
       
Bu ülkedekiler ABD’yi çok sevip, onun küçüğü olmaya özendiğinden, orman, kıyı falan demeden toprağı çok bol bu ülkede çirkin apartmanlar yaparlarmış, Şimdi de en çirkin gökdeleni yapmak için önemli çaba gösteriyorlarmış. Doğaları o kadar güzelmiş ki!  Bu güzelim doğadan daha çok yararlanmak için olacak! evlerini işyerlerini bu doğanın içine edecek şekilde yaparlarmış. Binalara yer açmak için ormanları yakıp, denizleri bile doldururlarmış.
             
Doğal olarak Bu toplumun en sivrilenleri politikada başarılı olur, genelde ve yerelde insanları yönetirlermiş. Çok da milliyetçi oldukları için toplumsal düzeni kendi koydukları kurallarla sağlarlarmış. Çok bilinçli yerel yöneticilerin şehirleri, beldeleri o kadar pismiş ki çöplerini en kalabalık trafikte bile toplamak zorunda kalırlarmış. Okulların önündeki yol tamirlerini mesai günü, tatil yollarındakileri hafta sonu yapmak zorunda kalmışlar. Halkın sorunlarıyla da zaman darlığından hiç mi hiç ilgilenemezlermiş.
           
Bu ülkenin, bir kısmı ufak çıkarlarına falan fazlaca düşkün, otoriteye pek de karşı çıkaramamak gibi ufak kusurları olsa da çok değerli aydınları varmış. Neler yapmışlar bu insanları kurtarmak için hem de onlara rağmen! ne reformlar yapmışlar ama olmamış işte! Bir ara, eğitilmiş halktan insanlarla sorunları çözmek için okullar açmışlar ama ona da o dönem ilişkiye geçtikleri büyük ülke izin vermemiş. Milli! ordularına bu ülkeyi kaç defa kurtarmışlar hala da bir kısmı bunla uğraşırmış bu aydınların. Ana muhalefetleri de doğruyu! Bulup, ülkenin çoğunluğu gibi olmaya başlamış! Daha neler olmuş da, masal da çok uzamış. Her okuyana da iyi ki masalda var bu ülke dedirtmiş. Ne diyelim?
       
“Gökten üç elma düştü; biri bana, biri dinleyenlere, diğeri de bütün iyi insanlara olsun”
 
 

 

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları