x
   
01.01.2018 19:16:59
Okunma: 3044
0 Yorum

Mete Gönenç gonencmete@yahoo.com
OSMANLIYA DÖNÜŞ-1

 
Kapitalizmin hâkim olduğu dönemde sanırım insanların en rahat ve mutlu olduğu yıllar, II. Dünya Savaşından sonra 1970’lere kadar süren yıllardır. Genelde sosyal devlet ve refah ekonomisinin uygulandığı, BÜYÜME KAVRAMININ pek bilinmediği, ekonomik başarının istihdam seviyesi ile ölçüldüğü bu yıllar, özelikle batıda, kitlelerin ekonomik ve sosyal haklarının çoğunun alındığı yıllardır.
 
Ülkemizde de çocukluğumun ve ardından gençliğimin bir bölümünü geçirdiğim 1960’lı yılları hep özlemle anarım. 1961 Anayasa’sının getirdiği geniş hak ve özgürlükler ortamında yeşeren sendikal hareketler ve işçi sınıfının bağrından doğan tek etkin sosyalist partimiz, TİP (Türkiye İşçi Partisi) Henüz büyük göç hareketiyle yaşanmaz hale gelmemiş, başta İstanbul olmak üzere o güzel şehirlerimiz! FRUKO DEDİĞİMİZ POLİSİN GİREMEDİĞİ özerk üniversitelerimiz! Başta tiyatro olmak üzere demokrasi ortamında serpilen sanat dalları, henüz mafyanın eline düşmemiz spor kulüplerimiz ve daha da birçok güzel şey!
 
Üstelik de tüm bu ortam 1950 den beri ABD’nin himayesindeki devlet destekli burjuva, ağa, gerici ittifakının iktidarında oluşmuştu. Bu gün DEMOKRAT DENİLEN MORRİSON SÜLEYMAN o gün antikomünizmin gericiliğin ve dolayısıyla en sağ politikaların sözcüsü ve uygulamacısı idi? 1970 ekonomik krizi yaklaşıp, kapitalizm küreselleşirken, ‘YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ‘ lafının bu günlerin habercisi olduğunu ise şimdi daha iyi anlıyoruz?
 
1970’ler yaklaşırken kapitalizmin tükenmez krizlerinin en büyüklerinden biri ise kapıdaydı. Küreselleşmenin ilk filizleri atılmıştı. Artık sosyal ve ekonomik haklar, demokrasi az gelişmiş ülkelerden başlayarak kapitalizm için önemli bir yük haline gelmişti. Tam da bu dönem birçoğumuzun hala sempatiyle baktığı 68 GENÇLİK HAREKETLERİ başladı. Bu gün daha iyi görüldüğü gibi bu hareketlerle sol hareket büyük ölçüde sınıfsal özünden koparılarak bireyci özü ağır basan gençlik hareketlerine dönüştürüldü. Ülkemizi örnek olarak baktığımızda,
 
FKF de örgütlenmiş sol gençlik hareketi, ulusalcı özle DEV-GENÇ’e dönüştürüldü! Solcu arkadaşlarımızın bir kısmı gözümüzün önünde ve devlet desteğiyle Filistin’e, savaşa gitti! Silah kullanmak, adam öldürmek v.s öğretildi. Sonrasında ise derin devletin kamplarında yetiştirilen ülkücülerle taş, sopa, bıçak derken stenlerle kavga başlatıldı. Arkasından, cinayetler, banka soygunları, adam kaçırmalar derken terörün tüm suçu sola yüklenerek sol hareket bu günlere kadar sürecek şekilde halktan tamamen koparıldı. Üzülsek de hala belini doğrultamadı. Çoğunu yakından tanıdığım bu arkadaşları ise yiğitçe direnişleri ve ölümleri ile hatırlarken yanlış yaptıkları gerçeğini de gelecek nesillere ve özellikle de gençlere unutturmamak gerektiği bence çok önemlidir.
 
Genelde, güya liberal sağ partilerde filizlenen ve gençlik hareketlerinde güç birliği yapsa da ülkücülerin gölgesinde kalan gerici hareketle ise ilk 1968’lerde tanıştım. O dönem değişik illerden gelerek Ankara’da cemaati Kübra namazları kılınıyordu. Ben de futbolculuktan dolayı iyi koştuğum için okula saldırıp saldırmayacaklarını öğrenmek için onları gözlemeye gönderilirdim.
 
1969 Kanlı Pazarında ise bu kahraman gericiler, Taksim meydanında polisin arkasında mancınıklarını kurmuşlardı.6.Filoyu protesto eden yüz binlerce kişinin önündeki kesimle arkadakilerin bağlantısını da polis kesti. Arkasından polisle birlikte ‘Müslüman Türkiye’ sloganlarıyla tabanca, bıçakla üstümüze saldırmışlardı. Sonuç 2 ölü ve yüzlerce yaralı, İşte bu gün ABD ye karşı olduklarını iddia eden AKP’lilerin yaşı müsait olanları ve yetiştiricileri üstelik de örgütleyici olarak bu hareketin içindeydi.
 
DEVAM EDECEK
 

 

Etiketler:

Yazarın Diğer Yazıları