x
     
03.01.2014 16:54:52
Okunma: 5514
3 Yorum

Nivent Kurtuluş nivents@yahoo.com
CHP'nin dikkatinden kaçmış olamaz

 

 

CHP Genel Merkez'i Aziz Kocaoğlu’nu tekrar aday gösterdi, severiz sevmeyiz ancak CHP neden böylesi bir riski aldı? Sorularına yanıt almakta zorlanıyorum.

Şubat ayında "çete davası” adı altında dava tekrar görülmeye başlanacak. Bilirkişi raporları geldi, gelmediği ile davalar uzayacak, sonuçta elbet bir karara bağlanacak. 
 
Ya, Adana Belediye başkanı gibi görevden uzaklaşması icap ederse sorusunu kimse aklına ya getirmiyor ya da, ilçe belediye başkanları arasından birini seçer yola devam ederiz düşüncesinde.
 
Bu konunun olamayacağını, seneler öncesinde “hayalini bile kurmayın” başlığı altında yazmıştım. Yazımı aynen veriyor, sonra detaylarıyla yazacağım.
 
Aziz Başkan sana milletvekilliği çooook yakışır diyen ilçe belediye başkanları, Büyükşehir Belediye Başkanı koltuğuna oturma hayallerinde olanların hevesleri kursaklarında kalacak. Tüm dengeler ve kulis konuşmalarının hepsi havada kalacak neden mi? Aman sakın yanlış anlaşılmasın bu söyleyeceklerim sokakta konuşulan dedikodu niteliğindeki sözlerle ilgisi yok.
İlçe başkanları hiç heveslenmesin hatta hayal bile kurmasın. Aziz Başkan milletvekili bile olsa mevcut belediye başkanlarından hiçbiri O KOLTUĞA OTURAMAZ! 
Meclisteki üyelerin tamamı destek verse bile oturamaz! Neden mi? Büyükşehir yasası yüzünden! 10 Temmuz 2004 yılında yürürlüğe giren Büyükşehir Belediyesi Kanunu’ndaki 17 maddenin 2. Fıkrası buna olanak vermiyor. Bu kanun maddesinde aynen şu ifadeler yer alıyor: “Büyükşehir kapsamındaki ilçe ve ilk kademe belediye başkanları Büyükşehir Belediye Başkanvekili olamaz
Adana’da Aytaç Durak’ın yolsuzluk iddiaları ile görevden alınmasından sonra yapılan seçimde, Yüreğir ilçesinin AKP’Lİ Belediye Başkanı, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na oturmuştu. Bu durumun yasaya aykırı olduğunu fark eden MHP’LİLERİN itirazı ile Başkanlığı düşmüştü.Şimdi akıllara başka soru gelmekte Efsane Başkan Ahmet PİRİŞTİNA öldüğünde, Aziz KOCAOĞLU’nun başkanlığa seçilmesi yasal değil miydi?
Eğer bu yasa ölen belediye başkanının yerine gelen Aziz Başkan için de geçerliyse ne olur? İçişleri Bakanlığı nasıl bunu fark edemedi? Bir yığın soru işareti gündeme düşecek. Ben malzemeyi verdim gerisi sizlerde! Şimdi kulislerde konuşulan Kürüm, Çalkaya, Batur ve Durak Başkanlar, hayalleriniz suya düşmüş gibi görünüyor.
Sözlerimi Türk sözüyle bitiriyorum: Kimse Kimsenin Çukurunu Dolduramaz.
 
Sağlıkla Kalın  diye yazımı bitirmiştim.
 
Kimse ciddiye almamıştı!
 
Yine gündeme gelecek olan bu konu için tekrar tekrar hatırlatmakta fayda görmekteyim.
 
İçişleri Bakanlığı'nca hakkında açılan soruşturmalar nedeniyle Adana Büyükşehir Belediye Başkanı görevinden geçici olarak uzaklaştırılan Aytaç Durak'ın yerine 13 Nisan'da yapılan Meclis toplantısında, uzun tartışmaların ardından merkez Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili seçilmişti.
Milliyet'in haberine göre, Adana Barosu'na kayıtlı Avukat Yusuf Akıncı, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Yasası'na göre merkez ilçe belediye başkanlarının büyükşehir belediyesinde başkanvekili olamayacağı iddiasıyla seçimin iptali istemiyle 2'nci İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı.
 
Mahkeme Yusuf Akıncı'nın itirazını yerinde bularak, 5 Mayıs'ta 'yürütmenin durdurulması' kararı verdi. Başkan Vekili Çelikcan'ın yürütmeyi durdurma kararına itirazı bugün bir üst mahkeme olan Bölge İdare Mahkemesi'nde görüşüldü ve itiraz reddedilince, AKP'li Çelikcan'ın başkan vekilliği görevi de sona ermiş oldu.
 
Aslında geçmişte, Rahmetli  Efsane Başkan Piriştina'nın ölümüyle yerine gelen Aziz Kocaoğlu’nun seçimiyle meclis üyeleri, 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 45'inci maddesine göre İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin süresi içinde başkanvekili seçimi yapamamış sayılacağını ve Meclis'in feshinin gündeme gelmesi gerekmez miydi? 
 
Elbet 2009 yerel seçimlerle gelen Aziz Kocaoğlu şu an meclis iradesiyle değil halkın oyuyla gelen bir başkan sıfatını taşımakta. Ancak rahmetlinin ölümünden sonra meclis iradesiyle gelişi halen tartışmalara açık diye düşünmekteyim.
 
Büyükşehir Belediye Kanunu 10.07.2004 tarihinde yapılan değişikliklerinde; Madde 12 “Büyükşehir belediye başkanı büyükşehir belediye meclisinin başkanı olup, büyükşehir içindeki diğer belediyelerin başkanları, büyükşehir belediye meclisinin doğal üyeleridir.”
 
MADDE 17  “Büyükşehir belediye başkanı, büyükşehir belediye idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Büyükşehir belediye başkanı, ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre büyükşehir belediyesi sınırları içindeki seçmenler tarafından doğrudan seçilir.Büyükşehir belediye başkan vekili, Belediye Kanunundaki usullere göre belirlenir. Ancak, büyükşehir kapsamındaki ilçe ve ilk kademe belediye başkanları büyükşehir belediye başkan vekili olamaz.”
 
Demek oluyor ki! Olası bir başkanlık düşürülmesi söz konusu olduğunda yerine ilçe belediye başkanları aday bile olamaz. O zaman öyle bir meclis asil üyesi seçin ki olası bir durumda oybirliği ile seçilebilsin.
 

Etiketler:

Misafir - 04.01.2014 11:08:27

  • Temiz Toplum
  • Nivent Hanım yaklaşan seçimler ile ilgili bir mevzuata dikkat çekerek “bu biline”, “yanlışlık yapılmaya”, “boşuna heveslenilmeye” diyor. Yani toplumu ilgilendiren önemli gördüğü bir konuya dikkat çekiyor, her zaman yaptığı gibi. Toplumumuzun içinde bulunduğu kargaşa, çürümüşlük, kokuşmuşluk, pejmürdelik ortada. Dün birlikte çevrilen tezgahlar, bugün eski ortakları suçlama konusu oluyor. Ortaya çıkan rüşvet iddialarındaki 90 milyar dolara yakın rakkamlar dudak uçuklatıyor, rüşvetin üzerine gitmek yerine örtbaş etme çabaları, imar yolsuzlukları vs,vs., dış politikada tam bir çöküş. Yeni Ekonomi Bakanının 10 yılda %63 olan ekonomik büyümeyi utanmadan sıkılmadan 3 katı olarak yutturmaya çalışması (bugünkü Ege Cansen yazısı). Herşey yutturmacaya dayalı, bizlerin gerçek aptallar varsayılmamıza dayalı. Bu durumda ihtiyaç duyduğumuz en temel olgu, sivil toplum denetimi, daha sonraki olgu, yine sivil toplum denetimi, yine, yine, yine. Bütün bu kokuşmaları izleyerek ortaya dökecek sivil toplum kuruluşlarının varlığı, toplum tarafından önemsenmesi, desteklenmesi, koruyup kollanması. Mevzuatta da bu yönde düzenlemeler olması. Siyasetin, uygulamaların temizliği, tüm toplumda temel bir anlayış, bir değer yargısı haline gelmesi. İzmir şanslı sayılır, böyle bir oluşum ve çaba var İzmir de, “Temiz İzmir Derneği” ve onun iletişim ortamı “Gaze-Temiz”. Hal böyle iken biz İzmirliler bu oluşuma gereken desteği, veriyormuyuz? Yanıt kocaman bir Hayır. Göründüğü kadarıyla Gaze-Temiz iki yazarının sırtında, Dernek ise sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kurucusunun olabilen ölçüde destek olmaları ile ayakta kalmaya çalışıyor. Toplumsal duyarlığımız böylesine yetersiz ise, öncelikli konumuz bu durumun düzeltilmesinde. Derneğe üye olabilir, üye olmadan sınırlı da olsa bağışlar yapabilir, reklam verebilir, gazeteye giderek “neler yapabiliriz” diye görev talep edebiliriz. Haydi İzmirliler silkinelim, bu oluşumları çoğaltalım, sahiplenelim, destekleyelim, yeni nesillerimize “Temiz Bir İzmir, Temiz Türkiye” hazırlamaya başlayalım. Aday adaylarımız, adaylarımız. Kendimizi bu temiz ortamda tanıtalım,
  • Misafir - 03.01.2014 20:29:00

  • Bir de ben yorayım...
  • Yazıyı ve okur yorumunu dikkatlice okuduğumuzda her iki anlatımın birbirini tamamlayacak derece doğru olduğu sonucunu çıkardım. Tersten başlayalım; Okur "Büyükşehir Belediye Başkanının görevinin mahkumiyet veya başka nedenle sona ermesi halini" anlatmış.Yeni bir büyükşehir belediye başkanı seçilir, tüm ilçe belediye başkanları da diğer meclis üyeleri gibi seçilebilme şansına sahip olur. Katılmamak mümkün değil. Ancak; ortada eksik kalan bir şey var.... Yazarın bahsettiği anlaşıldığı kadarıyla "Büyükşehir Belediye Başkanının halen devam eden yargılamalar nedeniyle ceza alması halinde, ceza hükmü kesinleşinceye kadar (temyiz, vs.) geçecek süre için geçici olarak görevden el çektirme işlemine maruz kalması ihtimaline ilişkin fiili olasılıktır. Bu durumda görevden geçici uzaklaştırılan başkan yerine başkan vekili görev yapacaktır. Başkan vekili de ilçe Belediye Başkanlarından biri olamayacaktır. Bu halde yazarın tesbiti doğrudur. Dikkat edilirse; Rahmetli Priştina'nın ölümü nedeniyle başkanlık makamı boşaldı, bu nedenle Kocaoğlu başkan seçilebildi. Adana'da Durak hadisesinde ise o dönem için hüküm kesinleşinceye kadar geçecek süreye özgü olarak "görevden el çektirme" prosedürü uygulandı.. Yazarın bu konudaki kaygılarına da hak vermemek mümkün değil. Adalet sistemimizin yavaşlığı düşünüldüğünde mahkemede kararın verilmesinden sonra Yargıtaydaki temyiz incelemesi süresi düşünüldüğünde yazarın açıklamalarının fiili duruma uygun düşme olasılığı çok daha yüksek görünüyor. Muhtemelen yargılama tamamlanıp karar kesinleşinceye kadar bir iki seçim dönemi gelip geçecektir...
  • Misafir - 03.01.2014 17:51:09

  • misafir
  • Nivent hanım ne yazık ki bu yorumunuza katılmak mümkün değil. Zira yazınızda "Başkanlığın düşürülmesinden" bahsediyorsunuz. Belediye Başkanlığının hangi hallerde düşürüleceği 5393 Sayılı Belediye Kanununda bellidir. Aziz Beyin olayına uyarlarsak, 44. maddenin b bendi uyarınca "Seçilme Yeterliliğini" yitirmesi durumunda başkanlığı düşürülür. Bu halde de yeni başkan, 5393 Sayılı Yasanın 45. maddesine göre belirlenir. Belediye başkanlığının boşalması hâlinde yapılacak işlemler Madde 45- Belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması durumunda, vali tarafından belediye meclisinin on gün içinde toplanması sağlanır. Meclis, birinci başkan vekilinin, onun bulunmaması durumunda ikinci başkan vekilinin, onun da bulunmaması durumunda en yaşlı üyenin başkanlığında toplanarak; a) Belediye başkanlığının boşalması veya seçim dönemini aşacak biçimde kamu hizmetinden yasaklanma cezasının verilmiş olması durumunda bir başkan, b) Başkanın görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya seçim dönemini aşmayacak biçimde kamu hizmetinden yasaklama cezası alması durumunda bir başkan vekili,Seçer. Belediye başkanı veya başkan vekili belediye meclis üyeleri arasından ve gizli oyla seçilir. İlk iki oylamada üye tam sayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır. Dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, belediye başkanı veya başkan vekili seçilmiş olur. Oyların eşitliği durumunda kur'a çekilir. Birinci fıkranın (b) bendi uyarınca başkan vekili seçildikten sonra belediye başkanlığının (a) bendinde belirtilen nedenlerle boşalması durumunda bu maddeye göre belediye başkanı seçilir. Yeni seçilen belediye başkanının görev süresi, yerine seçildiği başkanın görev süresi ile sınırlıdır. Başkan vekili, yeni başkan seçilinceye veya görevden uzaklaştırılmış ya da tutuklanmış olan başkan göreve dönünceye kadar görev yapar. Belediye başkanı veya başkan vekili seçilinceye kadar belediye başkanlığı görevi, meclis birinci başkan vekili, bulunmaması durumunda ikinci başkan vekili, onun da bulunmaması durumunda vali tarafından görevlendirilecek bir kamu görevlisi tarafından yürütülür. Belediye başkanı veya başkan vekili seçimi en geç onbeş gün içinde tamamlanmadığı takdirde belediye meclisinin feshine ilişkin hükümler uygulanır. Kanun maddesini yine Aziz Beyin olayına yorumlarsak, Belediye Meclisi BAŞKAN seçeceği için, ilçe belediye başkanları da SEÇİLEBİLİR. (Burası Büyükşehir, geçerli olan kanun 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu diyenler için, Büyükşehir Belediye Kanununun 17. ve 19. maddeleri doğrudan Belediye Kanununu işaret ediyor) Saygılarımla
  • Yazarın Diğer Yazıları