Çeşme Belediyesi’nde işler karışık değil, çok net.
Temmuz ayı meclis gündemindeki 13. madde,
İlçemiz Boyalık, Altınyunus ve kısmen Sakarya, Ilıca, Celal Bayar Mahallelerinde arkeolojik sit alanı, doğal sit alanı ve sit dışı alanları kapsayan ve bir bütün olarak ele alınarak 4 başlık altında sunulan nazım ve uygulama revizyon imar planlarına ilişkin İmar Komisyonu Raporunun görüşülmesi,
Boyalık, Altınyunus, Sakarya, Ilıca ve Celal Bayar mahallelerini kapsayan revizyon planlarının “tekrar” gündeme gelmesini içeriyor,
İyi ama bu plan daha önce gündeme gelmedi mi?
Geldi. Bizim şi İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “reddedildi.” Hem de net gerekçelerle reddedildi. Zira kamu yararı yoktu, şehircilik ilkelerine aykırıydı, üstelik kaçak yapıları yasallaştırma çabası barizdi.
Ama ne oldu?
Reddedilen planlar şimdi başka bir ambalajla, “revizyon” etiketiyle yeniden önümüze kondu. Eski planın aynısı, ama bu kez biraz kekik, biraz da biber serpmişler üstüne.
Hani bozuk yemek yeniden ısıtılır ya, onun gibi…
Üstelik bu planların ihalesi yok.
Yok kardeşim!
Belediyenin kendi iştiraki üzerinden Doğuş Plan’a “elden” verilmiş iddiaları kulaktan kulağa yayılmakta!
Yine iddialara göre, İhale açılmadan, şeffaflık sıfır, rekabet sıfır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu madde 5 ne diyor? “İdareler, bu Kanun kapsamında yapacakları ihalelerde saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenilirliği, kamuoyu denetimini…”
E peki nerede bu saydamlık? Nerede rekabet?
Bir belediye, kendi şirketi üzerinden plan yapımını nasıl olur da doğrudan bir firmaya havale eder?
Kusura bakmayın, bu artık bir “kent suçu”dur.
3194 sayılı İmar Kanunu’na göre imar planları kamu yararı esasına göre, planlama hiyerarşisine uygun ve bilimsel raporlarla hazırlanmalıdır. Burada ne bilim var, ne kamu yararı, ne şehircilik ilkesi. Var olan tek şey: RANT.
Çeşme Belediyesi, Kültür Varlıkları Kurulu’nun reddettiği planları tekrar servis etmeye cesaret edebiliyor.
Üstelik kaçak yapıları yasallaştıracak şekilde, üstelik hiçbir yasal süreç işlemeksizin.
Bu nasıl bir özgüvendir anlayamadık.
Yoksa hukuku, kurulu, yasayı, halkı tanımayan bir belediye mi olduk?
Sizden ricamız değil, uyarımızdır.
Bu planı onaylayan, onaya sunan, imzasını atan herkes ileride yargılanabilir. Çünkü bu işler dönemin “meclis kararıyla” değil, “yargı kararıyla” kapanır.
Hatırlatmak görevimiz:
Her plan bir iz bırakır.
Bazısı şehirde olur, bazısı ise adliyede…
Yıldız sahil sitesi yöneticisiyim.Temiz gazetecilik ve kamu hizmeti yaptığınızı belirtiyorsunuz.
bundan önceki yazınızda bizim rant değil binalarımızın kurtarmanın derdimiz olduğunu yazmıştım.
Bizim binalarımız 1976 yılında yapılmış sit ve Anıtlar kurulu kuruluş kanunu 1982 yılında yürürlüğe girmiş.Anıtlar kurulu ret ettiği planla suç işlemiş mevcut haliyle yapılacak binalara mevzuatında tarihi eser harici tek red sebebi yoğunluğu gerekçe göstermiştir. Çeşmede 1 derece sit alanında yapılan yapılara izin veren kurum burada hiç bir ek beklentisi olmadan kendi imkanlarıyla evlerini deprem riskinden korumak isteyen binlerce kişinin vebaline girmiştir.
Ismail bey in yazisina aynen katiliyorum
Çeşme de daha önceden üzerinde yapılaşma olmamasına rağmen, dikilen onlarca Folkart projesine, metastaz gibi yayılan yapılaşmaya ses çıkarmayıp, 50 yıllık sitelerin sadece binalarını yenileme, depreme karşı dayanıklı evlerde oturma talebinin önüne geçilmesine, sanki kaçak inşaatlarmış gibi algı yaratmaya çalışılmasını anlamak mümkün değil. Acaba bunun altında başka planlar mı var? Son 10 yılda üzerinde inşaat olmayan arazilere büyük firmalar koca koca binaları sıfırdan dikerken susmuş ya da susturulmış kalemler, çoğu emekli insanlardan oluşan kat maliklerine sahip, çeşmenin eski güzide sitelerinin binalarını yenilenmelerine bu tip asılsız algı operasyonlarıyla neden engel olunmaya çalışılıyor. Bu arazisi kıymetli eski sahil sitelerinin arazileri için başka planlar mı var yoksa… Tetikçi kalemler bu nedenle mi devreye girdi? Yazık…