Bir bina, bir skandal, iki belediye ve yıllar süren “top çevirme” oyunu
Bir bina düşünün…
Kaçak yapılmış.
Yıkım kararı alınmış.
Ceza kesilmiş.
Tutanak tutulmuş.
Ama bina hâlâ yerli yerinde!
İzmir’in en güzel ilçelerinden biri olan Güzelbahçe Kahramandere Mahallesi’ndeki bu bina, 2023 yılından bu yana “yıkılmayı bekleyen sabır taşı” gibi duruyor.
Yıkılmadık binanın altında ezilen şeyin ne olduğunu sormak lazım:
Hukuk mu, kamu iradesi mi, yoksa milletin aklı mı?
İlgili kurumlar ne yapıyor?
Sırasıyla bakalım:
Güzelbahçe Belediyesi:
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi gereği yapı tatil zabıtlarını düzenlemiş, para ve yıkım cezası vermiş.
Yani… “Gereğini yaptık, sıra başkasında” modunda.
İzmir Büyükşehir Belediyesi:
5216 sayılı kanunun 11. maddesi gereği ilçe belediyesinden işlem yapılmasını talep etmiş.
Yani… “Biz de yazı yazdık, gerisi onlarda” modunda.
Sonuç:
Hiçbir şey olmamış gibi, bina yerinde duruyor.
Ve herkes bir diğerini işaret ediyor.
Ne diyorlardı hani? “İmar affı olmayacak!”
Evet. Affetmediniz.
Ama cezayı da uygulamadınız.
Binada oturuluyor mu?
Elektrik ve suyu kesildi mi?
Yıkım ihalesi açıldıysa neden kimse katılmadı?
İhale olmadıysa neden?
Yapı hâlâ ayakta, Peki bu kararı hiçe sayanlar neden görevde?
Bunlar rutin sorular değil, bunlar sistemi sorgulatan sorular.
Artık “top çevirmek” değil, “dosya çevirmek” zamanı
Bu bina artık yargının konusu.
Önümüzdeki hafta, görevini ihmal eden tüm sorumlular hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuyoruz.
Yıkım kararı alınıp da uygulanmayan her yapı, devlet otoritesine atılmış bir tokattır.
Ve her tokadın bir cevabı olmalıdır.
Son söz:
Yıkılmayan binalar değil, yıkılan güvenimizdir asıl mesele.
Bu saatten sonra artık sormak zorundayız:
“Bu binayı kim yıkacak?” değil,
“Bu vurdumduymazlığı kim yargılayacak?”
