Komisyonu Türkiye’nin ve Türk halkının ( tabirleriyle “Türkiye halklarının”) önüne bir kurtuluş çaresi / reçetesi olarak koydular. Bu komisyon olmazsa, kurulmazsa Türkiye’nin başı beladan kurtulmaz, “Terörsüz Türkiye” gerçekleşemez, ” barış olamaz” gibi bir hava estirdiler. Bu okumanın tersi ise şuydu: Komisyon kurulursa Türkiye’nin başı beladan ( terörden) kurtulur, barış olur, ” Terörsüz Türkiye” gerçekleşir. Konunun tarafları olarak bir yanda AKP+MHP ortaklığı vardı, diğer yanda da görünürde ve resmiyette DEM, görünmez de ve geri planda da bölücü narko-terör örgütü PKK vardı ve bu konuda “…mış…” gibi ” (…anlaşmış…) yaparak memlekete bir barış havası yaymaya çalıştılar. Herkesin ” terörlü bir Türkiye” istediği, barış istemediği bir ülkede ve yine herkesin terörden “el aman” dediği bir ortamda Apo’dan bir “barış güvercini” oldurup; kendilerini de ” barış havarileri” halinde takdim ederek bir şirinlik oyunu oynamaya kalktılar. AKP+MHP ( Erdoğan, Bahçeli, Ö.Çelik vs.)sözcüleri ısrarla inatla “Ön Şart -hatta hiçbir şart- yok, pazarlık yok” yalanını devam ettirdiler. Apo, Kandil, PKK, DEM tarafı ise hallerinden ve geldikleri noktadan gayet memnun “Hükümete şartlarımızı verdik, 20 maddedir…” diyerek bu AKP+MHP yalanına her daim dikkat çektiler. Süreç dedikleri şey böyle bu temel yalanla başladı, bu yalanla devam ediyor ve büyük ihtimal bu yalan sürecin bitmesinin de sebebi olacak ve biz ( “barış” ve “terörsüzlük” için ) üçüncü açılım sürecini bekleyeceğiz. Birincisinde nasıl ki, Habur’dan davul-zurna ile karşıladıklarımızın bugün ( kimlerdi, kaç kişiydiler, isimleri ve suçları neydi, şimdi neredeler ?.. MİT bilir mi, İçişleri bilir mi ? Kim bilir?) ne oldukları meçhul ise; dağdan merdivenle inip dağa merdivenle dönenlerin -kazanda silah yakma tiyatrosu- akıbeti de bilinmez olacaktır. Daha o gün merdivenle yukarı çıkarlarken bu akıbet belliydi. İbrahim Kalın, ya da Hakan Fidan, ya da bir bakan bugün bunlar nerede, nereye gittiler, kimlerdi, suçları neydi, ne oldular biliyorlarsa açıklasalar da komisyon da bilse…
O komisyonda bu soruyu soracak vatansever/ sorumluluk duygusu yüksek bir kişi yok mudur?..
Komisyon bir yalan üzerine kuruldu. Komisyoncular da o yalanla yol almaya çalışıyor…
Neydi o yalan?..
AKP+MHP: ” Şart yok, pazarlık yok. ..”
PKK +Apo+DEM+ Kandil : ” Apo’ya özgürlük. Hükümete 20 Maddelik pazarlık şartı…”
Bunlar söylendi sağır değiliz duyduk. Yazıldı, kör değiliz gördük. Aptal değiliz, biliyoruz…
15 Ağustos ” Kürdistan diriliş bayramı”nı havai fişeklerle kutladılar, mesajlar yayınladılar. Komisyondakiler görmedi, duymadı mı, bilmiyorlar mı, niye bu konu komisyona gelmez?..
Binali bey, bu ittifaka başbakanlık etmiş, büyük ortağın genel başkan vekilliğini yapmış bir kişidir ve bir de üstüne üstlük sakalı olmamasına rağmen “aksakal”dır. Dün O’nu da dinledik. Binali beyin dediklerini Apo, PKK, DEM, Kandil kabul ederse, DEM’in 20 maddelik pazarlık şartını da komisyon ( ve bilahare Meclis ve Türk Milleti) kabul ederse süreç yürür. Aksi halde zaten süreç diye bir şey yoktur. Zira adamların sizi, dediklerimizi yapmazsanız yine ” terörlü Türkiye” ile karşı karşıya kalırsanız tehdidini ne zaman duyacaksınız, ya da duymuyor musunuz ?..
İşin ilginç bir tarafı da, örgüt feshediliyorsa yıllık geliri 25 milyar doları bulan, terörü finanse eden kaynağın durumunu niye konuşmuyorsunuz?
Avrupa başta olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinde ve serbest bölgelerde faaliyette olan, terörü finanse eden yüzlerce şirketin durumu ne olacak?
29 Ağustos 2025
Şevket Bülend YAHNİCİ
