7440 sayılı yasa sayesinde Türkiye’de belediyelere büyük bir fırsat sunulmuştu: SGK prim borçlarında faiz ve ceza affı, yalnızca Yİ-ÜFE farkıyla ödeme kolaylığı. Bornova ve Konak belediyeleri bu fırsatı değerlendirirken, Karşıyaka Belediyesi’nde tek bir imza bile atılmadı!
O dönem belediye başkanı olan Cemil Tugay, yapılandırmaya başvurarak kamu zararını önlemek yerine, hiçbir girişimde bulunmadı.
Gelen resmi cevapta, “zaten ödeyemeyecektik, taksitleri yerine getiremeyecektik” gibi bahaneler sıralanıyor. Bu gerekçeler, kamu zararı gerçeğini gizlemeye yetmez. Tam aksine, görevi kötüye kullanmanın ve ihmalin itirafı niteliğinde!
Kamu Zararı ve Sorumluluk
Bu ihmalin sonucunda Karşıyaka Belediyesi’nin borçları katlandı, faiz ve cezalar yüz milyonlarca lira olarak kasadan çıktı.
Bu durum;
- 5018 sayılı Kanun’un 8. ve 71. maddeleri,
- 657 sayılı Kanun’un 125. maddesi,
- TCK’nın 257. maddesi (görevi kötüye kullanma)
çerçevesinde açıkça kamu zararı doğuran bir görev ihmali.
Bahaneler Kamu Vicdanını Tatmin Etmez!
“Zaten ödeyemezdik” bahanesiyle yüz milyonlarca lira borcun faiz ve ceza olarak büyümesine göz yummak, belediyecilik değil, ihmalkârlığın resmidir.
Vatandaşın vergileriyle ayakta duran belediyenin, bu kadar büyük bir zararı önleme fırsatını elinin tersiyle itmesi affedilemez.
Sorum Çok Açıktı:
- Bornova ve Konak yaparken Karşıyaka neden yapmadı?
- Kim, hangi gerekçeyle bu imzayı atmadı?
- Bu kamu zararı kimin cebinden karşılanacak?
Bu soruların cevabı “Sayıştay denetliyor” gibi yuvarlak ifadelerle geçiştirilemez. Karşıyaka halkı, bu zararın hesabını soracak.
Savcılık Harekete Geçmeli!
Bu kadar açık kamu zararının olduğu bir dosyada, “idari takdir yetkisi” kalkan olarak kullanılamaz.
Savcılığın resen soruşturma başlatması, sorumlular hakkında derhal kamu davası açılması ve zararın rücu edilmesi artık bir zorunluluktur.
İşte bu yüzden yarın Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunu yapacağım!!!
