Bizler bir türlü susamayan, susması istenen, ama nefes almaya kararlı kişileriz.
İzmir’de yıllardır aynı sahneyi izliyoruz…
Bir yanımızla ağlıyor, bir yanımızla gülüyoruz.
Hani derler ya:
“Acı acı gülmek diye bir şey var.”
İşte biz, tam da onun sürekli tekrarlandığı bir sitcom’un içindeyiz.
Perde 1: “Gerekçe Yok Ama RED!”
Planlara itiraz ediyoruz.
Gerekçeli. Belgeli. Kanunlu. Yönetmelikli.
Tepe tepe mevzuatlı!
Peki ne oluyor?
Bir cümlelik cevap:
“GEREKÇE BELİRTİLMEDEN OYBİRLİĞİYLE REDDEDİLMİŞTİR.”
Bu kadar!
Hani bir zamanlar çocuk programlarında vardı ya:
“Bitti!”
Aynı tonlamayla.
Bu kadar büyük bir şehirde, milyonların kaderini belirleyen imar planı değişiklikleri, bir WhatsApp mesajı ciddiyetiyle reddediliyor.
Gerekçe?
Yok.
Mantık?
Yok.
Şeffaflık?
Olmazsa olmaz değil zaten (!)
Perde 2: Mahkeme 1 — “Ehliyetsizsin.”
Mahkeme 2 — “Tabii ki ehliyetlisin!”
Aynı dernek, aynı tüzük, aynı amaç…
Ama iki mahkeme.
Biri diyor ki:
— “Bu dava ehliyetsiz.”
Diğeri ise şöyle:
— “Bu dernek daha önce çevre davalarında ehliyetli görülmüş, Danıştay bunu kesinleştirmiş. Ehliyetlidir.”
Ne diyelim?
İzmir’de hukukun bile iki ayrı versiyonu var.
Birisi demo sürümü, biri full sürüm…
Yetmedi, Danıştay 6. Dairesi net şekilde demiş ki:
“Çevre ve doğal değerleri koruma amacı taşıyan dernek ehliyetlidir.”
E biz ne yaşıyoruz?
Memlekette hukuk mumu, her odada başka ışık mı veriyor?
Perde 3: İmar Plansız İzmir – Herkesin Bildiği Ama Kimsenin Söylemediği Gerçek
İzmir’de 1/100.000’lik, 1/25.000’lik planlara aykırı birçok plan geçiyor.
Bu nasıl oluyor?
Cevabı çok basit:
Herkes biliyor.
Ama herkes susuyor!
Bir plan çiziliyor.
Birileri el kaldırıyor.
Birileri de “aman şimdi ses etmeyelim” diyor.
Hop!
Kamuya ait yer bir bakmışsın özel mülkiyette!
Aynı kalem, aynı gün içinde yüzlerce milyon liralık “dönüşümleri” gerçekleştirebiliyor.
Hokus pokus.
Abrakadabra.
İzmir’in geleceği bir anda şekil değiştiriyor.
Perde 4: Bizler Sitcom’un Kötü Karakterleri
Biliyor musunuz?
Biz bu şehirde “kamu yararı” diye haykırdığımız için sevilmiyoruz.
Ne büyük trajedi değil mi?
Kamu davası açarsın:
— “Siz niye karışıyorsunuz?”
Planı sorgularsın:
— “Size ne oluyor?”
Mahkemeyi hatırlatırsın:
— “O iş öyle değil.”
Kamu zararını gösterirsin:
— “Siz abartıyorsunuz.”
Biz itiraz ettikçe, onlar daha çok kızıyor.
Ama biz biliyoruz:
Kızmaları, doğru noktaya dokunduğumuzun kanıtıdır.
Perde 5: Umutsuzluğun Kenarına Gelip Geri Dönmek
Bazı günler oluyor…
“Bu memlekette işimiz zor” diyoruz.
Ama ertesi gün yine ayağa kalkıyoruz.
Çünkü susarsak, bu şehir susacak.
İzmir’in kıyıları, pazar yerleri, ormanları, sahilleri, parkları, meydanları…
Hepsi bizim nefesimiz.
Biz nefes aldıkça, bu mücadele devam edecek.
Sevsinler sevmesinler…
Belediyeler hoşlansın hoşlanmasın…
Bürokratlar tüyleri diken diken olsun olmasın…
Biz nefes aldığımız sürece susmayacağız.
Çünkü bu şehir bizim.
Bizim çocuklarımızın.
Bizden sonrakilerin.
Ve adı İzmir’le özdeşleşmiş bir dernek olarak,
bizi sevsinler diye değil…
İzmir için çalışıyoruz.
Final: Perdeler Asla Kapanmıyor
İzmir’in hikâyesi henüz bitmedi.
Ne plan oyunları, ne gerekçesiz retler, ne ihalesiz intifalar…
Hiçbiri bu mücadeleyi durduramaz.
Ve bilin ki,
biz susarsak, İzmir susar.
Biz konuşursak, İzmir konuşur.
Biz yürürsek, İzmir yürür.
Perdeler kapanmaz.
Çünkü bu bir sitcom değil,
İZMİR’İN GELECEK MÜCADELESİDİR!!!
Bilmem anlatabildim mi?
Nivent Kurtuluş 15.11.2025




Büyükşehir Belediyesi genel sekreteri şehir plancısı olunca her şey tıkırında, her şey planlı… Taammüden yani her şey. 😊